ESKİ Genel Müdürlüğü birkaç gün önce sosyal medyadan bir veri yayımladı.

Paylaşımda yer alan bilgiler aynen şöyle;

“Covid 19 ile mücadele ettiğimiz bugünlerde kişisel hijyen çok önemli fakat su israfı ise çok yüksek.

Bugün İstanbul, Ankara, İzmir ve Eskişehir’deki baraj doluluk oranları sırası ile yüzde 65, yüzde 70, yüzde 75 ve yüzde 50 dolaylarındadır.

önceki yıllara oranla kurak bir kış geçirdiğimizin yaz aylarında yağışların az olmasının da altını çizerek bugün gereksiz yere tükettiğimiz sulara, yazın ihtiyacımız olacak…”

+++

ESKİ, Eskişehir’deki baraj doluluk oranının sadece yarı yarıya olduğunu söylüyor.

Yani kıştan çıkmak üzere olan bir şehrin sadece yüzde 50 oranında suyu var!

Daha bahar geçecek, yaz gelecek.

Eylül 2020’ye ulaştığımızda bakalım bizim Porsuk’ta su kalacak mı?

Veyahut, yazın ortasında Eskişehir su sıkıntısı yaşıyor olacak mı?

+++

Şimdi bu tabloyu nasıl eleştirmeyelim?

Eskişehir, daha yeni yeni göletler, barajlar yapıp Polatlı’nın tarlalarını sulamaya devam etsin.

Ankara’’nın barajlarindaki doluluk yüzde 75 ama Polatlı’nın tarlalarını Eskişehir’in göletleri, barajları suluyor.

Tüm bunlar Allah aşkına olacak iş mi?

Koskoca bir kente bu mu reva görülüyor?

O yüzden;

Şu an en büyük gündem maddelerimizden birisi bu olmalı.

Herkes varını, yoğunu ortaya koyup bu işe el atmalı.

Şu salgın krizinden istifade edip Porsuk’a alternatifler yaratmamız şart!

Göz göre göre geliyor Eskişehir’de su kesintisi haberleri.

Ve yine göz göre göre geliyor önümüdeki yaz yaşayacaklarımız…

+++

Günümüzde bir insanın hayatını sağlıklı ve mutlu bir şekilde devam ettirebilmesi için iki tane temel ihtiyacı vardır.

Bir elektrik, iki su.

Bu ikisi kaybedildiğinde değerini çok daha iyi anlar insan.

“Hele bir de salgınla mücadele esnasında yaşanacak bir su kesintisi”

Allah korusun, hastalıktan kırılırız ve koca bir kent, hayalet şehre döner!

Şu senaryoları lütfen öngörsünler artık…

Biz bu şehrin bir tane kullanma suyu kaynağına mahkum edilmesine artık isyan ediyoruz.

Eskişehir’deki göletler, barajlar Polatlı’nın tarlalarını bile suluyorken, Eskişehir’in kullanma suyu kaynağı nasıl yüzde 50’lerde olur?

Acil bir eylem planı şart yani!

Porsuk’a alternatifler lazım.

800 Bin kişinin yaşadığı bir merkez burası.

Bu işin şakası yok!

+++

Korona işi gösterdi ki, bugün yaşadıklarımız dün söylenirken şaka değilmiş!

Tek bir cümlesi dahi komplo teorisi değilmiş.

Ve yarın için de su krizini şimdiden söylüyoruz.

Gerçi Başkan Büyükerşen, bu işin gelecekteki durumunu yıllardır söylüyor bu şehirde.

Baraj, gölet ve benzer inşaatların yapımının önünde siyaseten durulmaması gerektiğini anlatıyor.

Ama duyan kim?

Herkes günlük siyasetini düşündüğü için, şehrin gerçek ihtiyaçlarını görmezden geliyor.

+++

Unutmadan, bir başka konu daha var.

Şu korona gunlerinde görüyoruz ki, insan sağlığından daha önemli hiçbir şey yok, olamazda.

Sağlıklı olduğumuz sürece bu hayat tatlı ve güzel geliyor.

Gezmenin, eğlenmenin tadı sağlık varken ortaya çıkıyor.

Bu nedenle;

Tepebaşı’na kurulmak istenen Alpu Kömürlü Termik Santrali konusunda hala birileri ısrar ederse onları da affetmeyeceğiz!

Oraya harcayacakları paranın 50’de birini harcayıp, Eskişehir için Porsuk’a alternatif su kaynakları yaratsınlar ve herkesten de dualar alıp, takdir görsünler.

Ve artık şu şehrin yaşam kaynaklarına dair, toplumsal yaşamına dair ve geleceğine dair tek bir şey yapmış  olsunlar, tek bir şey!