Virüs salgını nedeniyle insanlar eve kapandı.
İşlerin çoğu, Home Ofis haline getirilen evlerden yapılmaya başladı.
Bu durum ister istemez, verimliliğin sadece işe gelip gitmek olmadığını gösterdi.
Zira…
Bir takım işlerin ofislere gelmeden, evden de yapılabildiğini ortaya koydu.
Bir salonda toplanmadan ve odalarda oturmadan da işlerin yoluna koyulabileceği görüldü.
ödenen yol paraları, yakılan benzinler, çekilen trafik işkenceleri, toplu taşıma eziyetleri, fahiş kiralar, elektrik, su, doğalgaz, aidat gibi masraflar, öyle çok da sağlıklı olmayan öğle yemekleri gibi giderler olmadan da bazı işlerin yürütülebileceği ortaya çıktı.
Ortaya çıkan bu durum belki virüs salgını sonrasında, çalışma hayatındaki yeni bir dönemin kapılarını açacak.
Büyük ihtimalle birçok firma zorunluluk haliyle ortaya çıkmış bu yeni döneme uygun bir çalışma yöntemini benimseyip, uygulamaya devam edecek.
Kim bilir; bu durum belki de özgür, sağlıklı, verimli çalışma ve üretim dönemini başlatan bir sürecin miladı olacak.
Kuşkusuz bu yöne dönem çalışma sisteminin sıkıntıları, zorlukları, yanlışları ve diğer sektörlere vereceği zararları da ortaya çıkacak.
Şu bir gerçek ki, yaşamakta olduğumuz virüs salgını atlatıldıktan ve yaşam normal seyrine kavuştuktan sonra, özellikle çalışma hayatının bir kesiminde, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

.....

Kim inanırdı ki?

Bundan iki ay önce bir yatırımcı çıkıp “Ben Tuvalet kağıdı-Havlu peçete üretmek için yatırım yapacağım” deseydi, ben dahil pek çok kişi burun kıvırırdı,
Ya da…
-“Ben dezenfektan üreteceğim, Kolonya üreteceğim, sıvı sabun, tıbbi maske ve eldiven üreteceğim, solonum cihazı üreteceğim” deseydi, büyük ihtimalle ben dahil herkes “Yatırım yapacak başka bir şey mi bulamadın? Söylediğin ürünlerin piyasası zaten son derece dar ve hepsine hakim tanınmış ve güçlü firmalar var.” derdi.
Sonuçta tüm bu üretimlerin günün şartlarında ölü birer yatırım olacağını söylerdik.
Ama gelin görün ki, koronavirüs ile yaşama resmen el koyan salgın, bu saydığımız üretim çeşitlerinin her birini son derece gerekli ve kazançlı hale getirdi.
Şimdi duyduklarımıza bakılırsa, tekstil atölye ve fabrikaları, üretimlerini maske ve dezenfekte kıyafetlerine doğru kaydırmaya başlamış.
Boya ve benzeri kimyasal üretimler yapan işyerleri, dezenfektan ve benzeri üretime yöneliyormuş.
Beyaz eşya üretimi yapan firmalar, solonum cihazı başta olmak üzere tıbbi elektronik cihazlar üretmeyi planlıyormuş.
Sonuç olarak…
Salgın, iki ay öncesinin beğenmediğimiz, burun kıvırdığımız bir takım yatırım ve üretimleri bugün için en gerekli ve en kazançlı üretimler hale getirdi.

.....

Almanya ne yapıyorsa aynısını yapmalı…

Biz çin’in koronovirüs mücadelesinde başarılı olduğunu biliyoruz ama bu konuda asıl başarılı olan ülkeyi atlıyoruz.
Almanya…
Koronavirüs ölümlerinin nüfusa göre en az olduğu ülke.
Dünya ortalaması göz önüne alındığında her bin hastadan 47’si ölürken, bu rakam İtalya’da 95, İspanya’da 79 gibi rakamlara ulaşırken, Almanya’da bu rakam sadece 4 olduğu biliniyor.
Kuşkusuz,,,
Almanya’daki bu mücadele başarısının altında, dünyaya en çok ilaç ihraç eden ülke olması yatıyor.
Doğrusu, dünyanın bütün  ülkeleri, virüsle mücadele konusunda  Almanya’ya bakmalı….
O bu salgın karşısında ne yapıyorsa, aynısını tatbik etmeli…

.....

çalışmak zorunda olanların maaşları iyileştirilmeli…

Şu sıralar koronavirüs salgını nedeniyle insanların büyük bir kısmı evlerinde.
Ancak…
çalışmak mecburiyetinde olan da bir çok insan var.
öncelikle şunu söyleyelim ki, insan yaşamını bu denli tehdit eden bir salgın karşısında hiç kimse evde oturmak yerine çalışmak istemez.
çalışıyorsa mutlaka mecburiyetten çalışıyordur.
üstelik, kendisinin, ailesinin ve çevresindekilerin yaşamlarını da tehlikeye sokmak pahasına.
İşte bu çalışmak zorunda kalan ya da mecburen çalıştırılan insanlara bunun karşılında mutlaka bir şeyler yapılmalı diye düşünüyoruz.
En azından, çıkartılacak bir kararname ile kamuda ve özel sektörde çalıştırılan, çalışmak zorunda bırakılan insanların maaşlarında bir iyileştirme yapılabilir.
çıkartılacak bir kararname ile, çalıştırılan insanlara yapılacak olan maaş iyileştirmesi belirli bir oran dahilinde zorunlu hale getirilebilir.
Yukarıda da söyledik.
İnsanların büyük bir kısmı evlerinde oturuyor, evlerinden çalışıyor.
çalışmak zorunda olanlar ise büyük bir riskin altına giriyor.
Hiç olmazsa bu riskin parasal bir avantajı olmalı…

.....

Biraz da
gülmek lazım

Coca- Cola’nın pazarlama temsilcilerinden biri Ortadoğu’daki görevinden büyük bir hayal kırıklığıyla dönmüş. Niye başarılı olamadığını da arkadaşlarına anlatmış…
— Beni Ortadoğu’ya ilk gönderdiklerinde iki sorun vardı. Ben Arapça bilmiyordum. Halkta da okuma yazma öyle yüksek değildi… Bu yüzden onlara vermek istediğim mesajı yan yana 3 resim halinde düzenledim. 
Birinci resimde bir Arap… çölde kumların üstünde sürünüyor, susuzluktan kavrulmuş, ölüyor.. İkinci resimde kumlar arasında bulduğu Coca- Cola’yı içiyor.. üçüncüde adam dipdiri.. Ayakta… Canlı ve neşeli…
— Eeeeee. Harika fikir .. Anlamadılar mı?
— Anladılar tabii. Sorun da bu.. Araplar sağdan sola okuyorlarmış meğer…