KORONA GERÇEĞİ ve TÜRK FUTBOLUNUN GELECEĞİ..

Bu yazımda, salgın hastalığın ( Koronavirüsün) ülkemize giriş yaptığı ve ölüm vakalarının yaşanmaya başladığı ilk günlerde “ seyircisiz” olarak oynatılan ve yine o günlerde G. Saray kulübü yöneticisi( Abdürrahim Albayrak) ile aynı kulübün teknik sorumlusunun ( Fatih Terim) test sonuçlarının pozitif çıkması üzerine apar-topar 19 Mart’ ta tatil edilip, 06 Mayıs günü yapılan basın toplantısı ile 12 Haziran da yeniden başlatılacağı duyurulan “TüRK FUTBOLU” nun geleceğini ele alacağım.

Yine bu bağlamda öncelikli olarak,” İşletme” üzerine eğitim gördüğümü ve salgın hastalığın seyri ile ilgili bilgilerimin konunun uzmanlarının kamu oyu ile paylaştıkları ile sınırlı olduğunu, TFF nin aldığı “ LİGLERİ BAŞLATMA” kararını da bu gözle değerlendireceğimi belirtmek istiyorum.

1-TFF BAŞKANININ, BAKANLA çELİŞEN SöZLERİ:

Şu sözler TFF Başkanının basın toplantısından:

“(…)tedbirlerden hiç vazgeçmeden , mücadeleyi asla bırakmadan yolumuza devam etmemiz gerekiyor.(…)önce sağlık anlayışımızdan hiç vaz geçmedik.. Türk futbolunun selametini düşünerek hareket ediyoruz.(…) Başta süper lig kulüpleri olmak üzere 1-2- 3 lig kulüplerimizin fikirlerini aldık.(…)Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun maçları nasıl oynatacağına dair kararı çerçevesinde maçları başlatacağız. Devletimizin tüm kurumlarının desteğiyle de maçları tamamlayacağız.”

Aynı günün akşamı günlük vaka ve ölümleri kamuoyu ile paylaşmak için kameraların karşısına geçen Sağlık Bakanının Futbolun yeniden start almasına ( Arif olan anlar misali) yaklaşımı:

”Liglerin yeniden başlaması tamamen Futbol Federasyonumuzun tasarrufudur ve sorumluluk onlara aittir.”

2-AKILLARI KURCALAYAN SORULAR.

çin’ de ortaya çıktığı tarihten bu yana yaklaşık 5-6 aydır tüm dünyayı kasıp kavuran bu salgının tüm sektörler gibi futbolu da olumsuz yönde etkilemesi kaçınılmaz elbette…Bu bağlamda da salgından etkilenen ve oyuncularına karşı ödeme zorluğuna giren lobisi güçlü kulüpler ile maçları yayımlayan TV kuruluşunun TFF ‘ ye baskı yapmasına, bu işin doğasıymış gibi bakılabilir ve TFF ‘ de bu baskılar karşısında çaresiz kalabilir.

Ancak, söz konusu insan sağlığı, dahası insan yaşamıdır..

Bir başka gerçek, TFF nin liglerde yer alan 3-5 takımı değil, Türkiye liglerini oluşturan profesyonel ve amatör futbol takımlarını temsil etmesidir.

TFF başkanının olayı bir de bu açıdan enine- boyuna değerlendirdiğini; liglerde bulunan 125 profesyonel takımı ve Bölgesel Amatör Liglerdeki sayısı yüzlerle ifade edilen amatör oyuncunun geleceğini düşünerek hareket ettiğini varsayalım ve sayın başkana birkaç soru soralım:

a)Futbol, fiziki temas gerektiren ve tabiri caiz ise kora-kor oynanan bir oyundur. Bu noktada uzmanların salgının orta çıkmasından bu yana dile getirdikleri” SOSYAL MESAFE KURALI /En az 1.5 mt.” nasıl sağlanacaktır.?

b)Maç önceki yapılacak testlerde pozitif bir vaka ortaya çıkması halinde o maçta bulunan tüm katılımcılar(Futbolcu- hakem-antrenör- güvenlik basın çalışanı top toplayıcı vb.) Karantinaya mı alınacaktır ?

c) Alınacaksa ve karantina da en az 14 gün sürmek zorunda olduğuna göre, o takımın durumu ne olacaktır? Maçları iptal mi edilecektir.? TFF’ nin bu noktadaki b planı Nedir?

Akıllardaki soruları ve insanların taşıdıkları kaygıları uzatmak olası …örneğin Sağlık Bilim Kurulunun ısrarla “Maske takılması” yönündeki önerileri; uzmanların “ testi önce negatif çıkan ama birkaç gün sonra yapılan test sonucu pozitif olan pek çok hasta ile karşılaşıldığı, buradan da; virüsün 3-4 gün vücutta gizlenebildiği bulgusuna ulaştıkları” şeklinde özetlenebilecek söylemleri…

3-SONUç OLARAK,

Türk Futbolunun salgın sonrasında daha sağlam bir yapıya kavuşabilmesi için öncelikle “Hastalıklı Zihniyetten” kurtulmasının şart olduğunu düşünüyorum.