7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

Nihal Bağcı ile söyleşi:"Toplumsal sorumluluk içerisindeyiz"

 NİHAL BAĞCI öZGEçMİŞ 

    Eskişehir doğumluyum. Anadolu üniversitesi İşletme Bölümünü bitirdikten sonra uzmanlık alanımda “Eğitimcinin Eğitimi” sertifika çalışmalarına katıldım ve İşletme dalında formasyon aldım. Eğitim alanında uzun yıllar çalıştıktan sonra 2010 yılında emekli oldum. Verem Savaşı Derneği Sosyal Komite ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Kültür Sanat çalışma Grubu Başkanlıkları yaptım. Halen Kurucusu olduğum Eskişehir Toplum ve Sanat Derneği (ETOS)’nde Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimi yürütürken, diğer taraftan Anadolu üniversitesi’nde “Konaklama İşletmeciliği Ana Bilim Dalı”nda Yüksek Lisans çalışmalarıma devam etmekteyim. İki kız annesiyim. 


 


 


 


Sohbet:


 


 


 


Sizi uzunca bir süredir kültür – sanat etkinliklerinin düzenleyicisi ve katılımcısı olarak görmekteyiz.  Kültür ve sanata ilginiz nasıl başladı? Kültür ve sanat anlayışınız nedir?
çağdaşım olan her öğrenci gibi okul yıllarında “kol” adı altındaki çalışmalarda daima “Edebiyat Kolu” tercihim olmuştur. Tiyatro çalışmaları yapmış, müzik grupları oluşturmuştuk arkadaşlarımızla. Bu çalışmalar ve duygusal bir kişilik yapımım olması, sanatın yaşamımda ön plana çıkmasında önemli bir rol oynadı.
Sanat anlayışıma gelince; Sanat; “Bir duyguyu yaşayan insanın, o duyguyu bilerek ve isteyerek başkalarına  aktarma olayıdır” diye tarif edilse de, başka bir yorumla da sanatın “Maddi bir faydayı değil, insanlara  faaliyet olduğu” nu da ifade edebiliriz. İşte benim de sanata bakış açım ve anlayışım tam bu noktada kendini bulmakta ve benim yaşam felsefemle uyuşmaktadır.
önceki yıllarda Eskişehir Kent Konseyi Kültür Sanat çalışma Grubu Başkanlığı yaptınız. Bu görevdeyken hangi etkinlikleri gerçekleştirdiniz? Grup olarak çalışma ortamınız nasıldı?
çalışma grubu üyesi iken arkadaşlarımızla birlikte yerel bir gazetenin sponsorluğu ile “Liselerarası Tiyatro Şenliği” ni başlattık ve yıllarca devam ettirdik. 1 ay süren festival sonucunda ödüllendirdiğimiz birçok öğrenciye tiyatro sevgisini aşılarken, birçoğunu da Eskişehir ve Türk Tiyatrosuna kazandırmanın gururunu yaşadık. Bir kısım öğrencimiz şu sıralar çeşitli fakültelerde tiyatro eğitimi almaktadırlar. Ama ne yazık ki bu şenliğin 2018 yılında yapılamamış olması en büyük üzüntü kaynağım olmuştur.
4 yıla yakın Eskişehir Kent Konseyi Kültür Sanat çalışma Grubu Başkanlığı yaptım. Bu süreç de grup arkadaşlarımızla birlikte “Kent Sanatçısını Tanıyor” adı altında Eskişehirli şair ve yazarlarımızla söyleşiler yaptık, onları bilinmeyen yönleriyle tanıtmaya çalıştık. Hüseyin Erbay, Haydar Ergülen, Zişan Kızılcıklı ve birçok sevilen sanatçılarımızla, Duayen gazetecilerimizle bir araya geldik. Talip Apaydın, Hasan Hüseyin Korkmazgil gibi ulusal çaptaki yazar ve şairlerimizi anma geceleri düzenledik.  Eskişehirsporumuzun efsane futbolcularına “Fethi… Nihat… Ender… Filelere Gönder” sloganı ile muhteşem bir gece düzenledik.“Tut Elimden Beni Metristepeye Götür” adını verdiğimiz ve her yıl 1.İnönü Zaferini İnönü ilçemizde kutlamayı geleneksel hale getirdik.
Yine bir geleneksel etkinliğimizi de bu süreç de başlattık. Her yıl Orman Bölge Müdürlüğünün katkıları ile şehrimizin farklı sahaların da Kültür Sanat çalışma Grubu olarak binlerce çam fidanı diktik. Eskişehir de bir arada yaşayan farklı kültürlerin (Balkanlar, Kafkas, Şucaattin Veli) gelenek ve folklorlarını, giysi ve yemeklerini tanıtan bir etkinlik yaptık. Türk Sanat Müziği Korosu kurduk, konserler verdik. Kitap toplama kampanyaları düzenledik, diğer STK ve derneklerle ortaklaşa çalışmalar yaptık.
 Sivil Toplum örgütlerinde çalışmak tamamen gönüllülük esasına dayanır bildiğiniz gibi. Başkanlığım sürecinde çalışma grubumuzdaki arkadaşlarımız bu gönüllülüğün ötesine geçerek profesyonel bir anlayışla gece gündüz demeden büyük bir özveri ile çalıştılar. Her Pazartesi yaptığımız toplantılara en az 30 – 35 arkadaşımız aktif olarak katılırdı. Dayattırıcı değil paylaşımcı ve katılımcı bir anlayışla çalıştık.
2016’da kısa adı ETOS olan Eskişehir Toplum ve Sanat Derneğini kurdunuz. ETOS nasıl bir ihtiyaçtan doğdu? Amaçlarınız nelerdir?
Sanat yapıtlarının iyi algılanması, bireyin ve toplumun estetik eğitimiyle yakından ilgilidir. O nedenle çağdaş uygarlığı yakalamak isteyen toplumlar sanat ve estetik eğitimine ağırlık vermek zorundadırlar. çünkü sanat, bireyin ve toplumun düş gücünü arttırır. Onlara yaratıcı ve üretici bir bakış açısı kazandırır. Sanat aynı zamanda toplum adını verdiğimiz organizasyon içinde ortaya çıkmış, o toplumun gelişmesiyle birlikte yaşamıştır. Hatta bir toplumun varlığında din, dil, töre ne kadar önemliyse, sanat da o kadar önemlidir. Bu nedenle sanat, bir toplumun ortak duygu ve düşüncelerinin, ortak zevkinin ifadesi olarak da tanımlanır.
İşte bizler de, tam burada diğer insanlara, yani topluma, sanatçıların eserlerini aktarabilmek, bir taraftan ortak duygu ve zevkleri paylaşırken diğer taraftan da sanatçının emeğinin takdir edilmesine aracı olmak gibi toplumsal bir sorumluluk bilincini yerine getirmeyi amaçladık. Bu amaç doğrultusunda inançlı dostlarla bir araya geldik. Eski Yunanca da kelime anlamı ‘Toplumun Ruhu’ olan ETOS (Eskişehir Toplum ve Sanat Derneği)’ni kurduk. Ve yaptığımız her etkinlikte daima “Toplumun Ruhu Sanatın Soluğu” sloganımızla hareket ederek, kentimizde eksikliğini hissettiğimiz toplumsal amaçlı bir sanat derneğini hayata geçirdik. 

ETOS olarak bugüne kadar hangi etkinlikleri gerçekleştirdiniz? Planladığınız etkinlikler nelerdir?
Derneğimizin amaçları doğrultusunda toplumda sanatın özümlenmesine katkı koyan yöneticilerimizin başında gelen Vali Yardımcımız Sayın ömer Faruk GüNAY’ı “İZ BIRAKANLAR” etkinliğimiz ile konuk ettik, değişik yönleri ile tanıdık ve tanıttık. Bu Eskişehir’in bir vefa borcu idi. Toplumsal yaklaşımımız gereği sanata ulaşamayan farklı kültürdeki insanlarımızın ayağına sanatı götürdük. Alpu yolu üzerinde konaklayan Şanlıurfa’dan gelmiş mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına “BİR MEVSİM TEBESSüM” etkinliğimiz ile “Karagöz – Hacivat” ,“Aşuk – Maşuk” gibi geleneksel kültür ögelerini tanıttık. Müzik ve oyunlarla birlikte kitap, boyama defter ve kalemleri hediye ettik. Bu etkinliğimizi ESOGü Tıp Fakültesi Onkoloji bölümüyle ortaklaşa lösemili çocuklarımıza da “KOCAMAN YüREKLERE BİR TEBESSüM” adı altında  gerçekleştirdik.
2016 yılında 20 ilde 27 adet, 2017’de 10 ilde 22 adet filmin eş zamanlı olarak gösterime girdiği “SüRDüRüLEBİLİR YAŞAM FİLM FESTİVALİ’ni (SYFF) düzenledik. 5’er gün süren festivallerin film gösterileri arasında film içeriği ile ilgili uzman kişilerin konuşma ve tartışmaları ile izleyicinin duyarlılığını arttırırken diğer yandan yine film aralarına müzik ve görsel etkinlikler serpiştirdik. Derneğimiz üyesi şair ve yazar arkadaşlarımızı ve eserlerini tanıtıcı söyleşi etkinlikleri düzenledik. Sanatla ilgili özel günlerde günün önemini vurgulayan açıklamalar ile gösteriler gerçekleştirdik. 2017 ve 2018 yıllarında 21 Mart “Dünya Şiir Günü”nde “Doğumdan ölüme” insan yaşamını Türk ve Dünya şairlerinin şiirleri ve müzik eşliğinde sahnede anlattık.
    üyelerimiz ve yakınları ile hemen hemen her ay belirli bir konuyu işlediğimiz müzik ve küçük gösterilerle süslediğimiz kahvaltılar da buluştuk. Kuruluş yıldönümümüzde “Kuruluş Gecesi” yemeği düzenledik. Eskişehir’de hiçbir Sivil Toplum Kuruluşunun yapmadığı bir ilki gerçekleştirerek 27 Ekim 2017’de 250 kişinin katıldığı “CUMHURİYET BALOSU” düzenledik. Atatürk’ün ilk balo dansının temsili olarak canlandırıldığı gecede üyelerimizden oluşan “Vals Topluluğu” katılımcılara güzel anlar yaşattı. Genç ve çocuklarımıza dönük “Yaratıcı Fikirler Atölyesi” düzenleyerek el becerileri ile artık maddelerden yaptıkları eserleri dernek binamızın bulunduğu sokakta sergiledik.
Sanatçı üyelerimizin katkıları ile “Türk Müziği Konserleri” verdik. Yine en büyük çalışmalarımızdan biri olarak üyelerimiz aracılığı ile yaptığımız kampanya sonucu yaklaşık 2300 adet çocuk ve yetişkin kitabı toplayarak ESOGü Tıp Fakültesi Dekanlığının katkılarıyla Onkoloji Merkezinde bir kitaplık kurduk. Gölge oyunumuz “Karagöz – Hacivat”ı “geleneksel hayali şarkıları” eşliğinde sahneledik. “Fotoğrafçılık Temel Eğitimi”, “öykü Atölyesi” gibi üyelerimizin gelişimlerine dönük eğitimler, Kızılay Eskişehir Şubesi ile birlikte “İlk Yardım”, İMO ile ortaklaşa “Anlayarak Hızlı Okuma”  kursları düzenledik.
Türk tiyatrosunun duayen isimlerinden Rutkay Aziz ile Müzisyen Haluk çetin’in gitarı eşliğinde Zübeyde Hanım Kültür Merkezinde bir söyleşi gerçekleştirdik.  23 Nisan “Ulusal Egemenlik” ve 29 Ekim “Cumhuriyet” bayramlarımızı Dernek binamızın sokağında çocuklar, gençler ve üyelerimiz ile birlikte kutladık. Tepebaşı Belediyesi 19 Mayıs ve 29 Ekim Gençlik Merkezleri ile takas şenliklerine katıldık. Dernek binamızda “Sinema Günleri” düzenleyerek üyelerimizle birlikte izlediğimiz filmlerle ilgili tartışmalar yaptık. Bunların yanı sıra kentimizden ve şehir dışından gelen değişik kategorideki okullarla birlikte farklı etkinliklere imza attık.  
Gerçekleştirdiğimiz bunca etkinliği üyelerimizin özverili çalışmaları ile başardık. Birçoğunu geleneksel hale getirdik. Her yıl tekrarlayarak devam edeceğiz. Yeni projelerimiz elbette var. Bunlarla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Zamanı geldiğinde Eskişehir halkıyla paylaşacağız.         

Eskişehir kültür ve sanat alanında çok yoğun bir çalışma ve bu çalışmalar katılım özelliğine sahip bir kent olarak kendini göstermektedir. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Eskişehir ülkemizdeki okuma yazma oranının yüksek olduğu bir kent özelliğini taşımasının yanı sıra üniversite mezunu en çok kişiyi barındıran kent niteliğine de sahiptir. Aynı zamanda iki üniversitesinin olması, demografik yapının çok kültürlülük taşıması, yerel yönetimlerin kültür ve sanat olaylarına önem ve destek vermesi sanatsal etkinliklerin çok yoğun yaşanmasına neden olmaktadır. özellikle hafta sonları kentteki tüm salonlarda etkinlikler yapılmakta ve Eskişehir halkı da bu salonları doldurmaktadır.

Eskişehir’de kültür ve sanat derneklerinin çokluğu dikkat çekmektedir. Ancak bu dernekler arasında iş birliğinin olduğu pek söylenemez. Siz ETOS olarak kültür sanat derneklerinin federasyon, konfederasyon veya platform adı altında amaç ve etkinlik işbirliği oluşturma konusunda ne düşünüyorsunuz?
Derneğimizin kurucu üyelerinin geçmişlerine baktığınızda hemen hemen hepsinin öncesinde sanatla ilişkili bir dernek veya STK’da çalıştığını görebilirsiniz. Kentimizdeki dernekleri incelediğinizde ise bir iki tanesi hariç birçoğunun sanatın ayrı dallarını temsil ettiğini fark edebilirsiniz. örneğin, şairler, ressamlar, edebiyatçılar, müzisyenler vb. Biz ise sanatın tüm dalları ile ilgilenen her yaş, cinsiyetten, ırk, dil ve din ayrımı yapmaksızın ortak paydası sanat ve toplum olan kişiler olarak bir araya geldik. Aslında, kuruluş tüzüğümüz de sizin belirttiğiniz federasyon gibi bir üst yapı oluşumu ile ilgili çalışma yapılacağına dair bir maddemiz bile var. Bir kısım etkinliklerimizde kentimizdeki Sivil Toplum Kuruluşları ile ortaklaşa çalışmalar yapıyoruz. Fakat takdir edersiniz ki henüz iki yaşını doldurmuş çok yeni bir derneğiz. Böyle bir oluşum için Eskişehir koşullarının henüz olgunlaşmadığı kanaatindeyiz. Ama başlatılacak bir çalışmaya tüzük ve amaçlarımıza uygun olması koşulu ile katkı vermeye de hazırız.

Derneklerin mekan, finans ve giderler konusunda sıkıntılarının olduğu bilinmektedir. Kamu ve özel kurum ve kuruluşlarından katkı ve destek alabiliyor musunuz?
Az önce belirttim, kurucu üyelerimizin büyük bir bölümü önceden STK ve derneklerde çalışmış arkadaşlarımız. ülkemiz de sivil toplum örgütçülüğünün zorluklarını çok iyi bilen kişiler. İlke olarak üye aidat ve bağışlarının dışında hiçbir özel kişi ve kurumdan bağış veya yardım almıyoruz. Bu nedenle kuruluşumuzun ancak altıncı ayında derneğimiz için bir mekan kiralayabildik. özellikle stopaj konusunda devletin bizim gibi derneklere muafiyet tanımaması ay sonlarını zor getirmemize neden oluyor.
üyelerimizin bilinçli ve sivil toplum gönüllüsü olması en büyük şansımız. Yine yukarıda bahsettiğim yerel yönetimlerin etkinliklerimiz için mekansal anlamda yapmış oldukları katkılara da buradan bir teşekkür yollamalıyım. SYFF gibi üst boyutta bir etkinliğin iki yıldan bu yana gerçekleşmesinde ise Tepebaşı Belediyesinin destekleri ile proje ortağımız İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Eskişehir Şubesinin katkıları yadsınamaz.
Her iki kuruluşumuz ve yine hiçbir isteğimizi geri çevirmeyen Büyükşehir ve Odunpazarı Belediyelerine teşekkür ediyoruz.
Yunus Emre, Eskişehir’in önemli şahsiyetlerinin başında yer almaktadır. Bu açıdan bakıldığında, Yunus Emre Haftasının Eskişehir etkinliklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
   Yunus Emre, Nasrettin Hoca, Seyit Battal Gazi… kentimizin çok önemli değerleri. Bu değerlerle ilgili etkinlikler yapılırken geniş bir perspektifle yaklaşmak gerekmektedir. Onları yaşadıkları yüzyıllara sıkıştırarak değerlendirmek, sadece mistik duygulara dokunarak hamaset yapmamak gerekli. Bu şahsiyetlerin felsefelerini iyi değerlendirerek düşüncelerini günümüz toplumunun yaşam tarzı ile buluşturmak ve bu konuda farklı görüşleri de dillendirmek ihtiyacı vardır. Hangi uzman kişilerin hangi araştırmalara dayanarak yaptıkları belli olmayan kitapların sergilendiği alanlar olmaktan çıkarılmalıdır bu etkinlikler.
   ETOS olarak bu değerlerimize ilişkin ön proje çalışmalarımız bulunmaktadır. Zamanı geldiğinde gerekli desteği bulduğumuz takdirde gerçekten kamuoyunu tatmin edecek ve şahsiyetlerine yakışır etkinlikler yapacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY) Arşivi