2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

AÇIK TRİBÜN, BÜYÜKERŞEN VE KENTİN SORUMLULUĞU...

Bu iş sadece Büyükerşen'in işiymiş gibi bir hava uyanmasın.
Açık tribünün kapatılmasıyla ilgili Büyükerşen tarafından verilmiş bir söz olduğu için;
Konuyla ilgili son yazımızda, 'Bu mesele Büyükerşen'in sporseverlerin gönlünde taht kurması için önemlidir' demiştik.

Şimdi çıkıp pek çok kişi;
'Kriz var kardeşim, biz kendi derdimizdeyiz' diyebilir.
Ya da;
'Bu takımın yönetimi vardır, başkanı vardır. Bize ne stattan' diyende olur.
Kısa süre önce, 'Eskişehirspor yönetimleri Eskişehir'de bu dönem ki kadar yalnız kalmadı' başlıklı yazımızın ardından bunların hepsini duyduk.
Haklıdırlar, herkesin derdi kendine.
Ancak, bu kentin en büyük simgesi olmuş bir kuruma da bunca sırt çevrilmesinin de bu kentin tarihinde görülmemiş bir şey olduğunu da dip not olarak düşmekte fayda var.

Bakın Bursa'nın Büyükşehir Belediye Başkanı bile stat için çağrı yapıyor.
Diyor ki;
"Bursa Atatürk Stadı'nın yenilenmesiyle ilgili iş adamları ve sanayiciler sponsor olmalı"
Anlamlı çağrı!
Çünkü;
Bursa'da, Eskişehir'de ki gibi mazeret üreten, şikayet eden bir tabaka olacağını düşünmüyoruz.
Olsa koskoca kentin koskoca başkanı böylesine bir çağrı yapacak cesareti belki de bulamazdı.
Kentteki diğer güçler gibi kulağını üzerine yatmaya devam ederdi.
Sırf bu yüzden Eskişehir Yılmaz Hoca'nın Eskişehirspor'a olan bakış açısından memnun olanlar bile vardır belki.
Ne de olsa Bursa'da ki gibi çağrıda bulunan yok, sıkıştıranda.

Tamam, geçen yıl yanlış transferlere harcanan parayla açık tribün iki kez kapatılabilirdi.
Tamam, boşa giden onca parayla stata çeki düzende verilebilirdi.
Tamam, Unaktıkan'ın bakanlığı döneminde bu mesele ile ilgili daha hızlı hareket edilebilirdi.
Kabul edilmesi gereken yanlışlar bunlar.
Ancak süper lige yeni çıkmış bir ekip için transfer yanlışları olmasının normal olacağı gerçeğini de gözetmek gerekir.
Eğer bu transferlerde ısrarla yanlış yapılıyorsa, ısrarla boşa para harcanıyorsa bu mazeret üretilebilir.
Ya da mevcut hükümete yakın isimlerin söz vermesine rağmen yapmadılarsa yine mazeretler üretilebilir.
Fakat;
Eskişehirspor'un artık bu konuda da acemiliğini geride bıraktığını, menecerlerin avı olmaktan uzaklaşmaya başladığını görmekte fayda var.
Ve, bu işi yine hükümet kaynaklı ödeneklerle ya da TOKİ anlaşmalarıyla yapılmayacağı gerçeğini de önümüzde duruyor.
Ve bu işi yine kentin bir araya gelerek yapmak zorunda olduğu gerçeğini de yine görmek gerekiyor.

Açık tribünün üzerinin kapatılması ile ilgili süreci değerlendirdiğimiz yazıya pek çok tepki geldi.
Öncelikle şu bilgiyi vermek gerekli.
"Açık tribünle ilgili proje halen yönetimin elinde.
Başkan Ünal'ın projeyi götürmek üzere Büyükerşen ile randevu alma girişimleri var.
Kısa süre sonra bu görüşme yaşanır.
Ancak ilk duyumlara göre de Büyükerşen bu işi kabul edecek.
Ancak mevcut yılın bütçesinde ödeneği olmadığı için;
2010 yılı bütçesi içerisine koyacak.
Arkasından gelişecek süreçte ise neler olur onu bilemeyiz.
Konu şimdilik sadece bundan ibaret.
Yani kısa vadede bir çalışma gözükmüyor.

Hepsini toparlamak gerekirse;
Evet, açık tribünün üzerinin kapatılması işi,
Ya da;
Stadın yeniden modernizasyonu işi sadece Büyükerşen'in görevi değildir.
Ve bu nedenle Eskişehirspor'la ilgili bunca iş sadece yönetim kurulunun da işi değildir.
Tüm kentin Eskişehirspor'un meseleleri üzerine sorumlulukları olmalıdır.
Büyükerşen'in açık tribün için el sallaması ve bütçeye koyma düşünceleri bizce örnek olmalıdır.
Bursa Belediye Başkanının kentinin stadyumu için yaptığı çağrı, bu kente örnek olmalıdır.
En azından herkese bu konuyla ilgili sorumlukları hatırlatmalıdır.
Yoksa zaten hiç kimse bu kulübe katkı etmekte de mecbur değildir, stat yapmakta da, tribün yapmakta da...
Bu iş sadece sorumluluk işidir.
Yoksa Eskişehir'in diğer kentlerden ne ayrıcalığı kalır ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi