Son 'Kent Konseyi Toplantısı' AKP'nin artık kentte tamamen bittiğinin resminden başka bir şey değildi aslında...
AKP'nin kentte gücünü gösterdiği zamanlarda gerçekleştirilen kent konsey toplantılarının nasıl yapıldığını anımsadığımızda bunun farkına daha varabiliyoruz...
O gün ile bugün arasındaki farkı ayırt etmek oldukça kolay.
Başka şeylerde var.
Anlatmaya çalışalım...

Bakın;
İktidar partisinin yöneticileri ya da Ankara'da görevlendirilmiş isimleri her zaman ağır abi olmuşlardır.
Bu bir Türk Siyaseti geleneğidir...
Bu isimlerin yönlendirmeleri olmadığında ellerindeki siyasi güç hemen devrere girer.
Bunun son dönemlerde en iyi örneğini verenlerden birisi, kuşkusuz İbrahim Yaşar Dedelek'ti.
Partisi iktidardayken ve o partinin vekiliyken şehirde neler yapabildiğini herkes dün gisbi hatırlıyor.
Tek bir telefonla dilediği bürokrata dilediği işi, hemde anında yaptırabilecek bir siyasi güce sahipti.
Sonrasında bu güç değişti mi?
Elbette hayır.
Hatta arttı.
Çünkü bugün tek başlı iktidarlar dönemini yaşıyor Türkiye, daha da kolaylaştı bile diyebiliriz...
Yani sonrasında devam etti bu gelenek.
Hatta son döneme kadar da süregeldi bu güç kentte.
İktidar olan partinin önde gelen yetkilileri bu makamlarını kullanmayı hep bildiler.
Fakat;
Yeni dönem için bunu söyleyebilmek mümkün mü?
Elbette değil...
İktidara mensup bir yöneticinin bugün, geçmişteki gibi bir bürokrata iş yaptırabilmesi çok zor.
Hatta bazı durumlarda imkansız bile olabiliyor.
Bu durum 'siyaset, devlet işinden elini artık çekiyor' gibi yorumlanabilir mutlaka!
Ancak;
İktidar partisinin başka kentlerde bürokrasi ile nasıl oynadığını bilmemiz, işi Eskişehir'e özel kılıyor.
Bu yüzden Eskişehir'de durum farklı.
Bu farkta galiba başta da dediğimiz gibi, AKP'nin kentte gücünün tükenmesinden kaynaklanıyor.

Bu yazıyı daha da genişletebiliriz.
Mesela, iktidar partisinin Eskişehir'de neden bu hallere düştüğünü sayfalarca yazabiliriz.
İki dönemdir AKP'lilerin söz sahibi olduğu bir kent yönetimi olmasına rağmen;
Halen Eskişehirlileri memnun edici bir hizmette bulunamadıklarının sebeplerini ararız.
Eğer o hizmetler olsaydı, bırakın seçim kazanmayı, ellerindeki yerleri bile kaybetmezlerdi mutlaka.
Ya da;
Bugünkü meclis toplantılarında sunulan 'suskun AKP grubları' tablosu ortaya çıkmazdı.
Eskişehir, tamamen Yılmaz Büyükerşen'in ve ekibinin dilediği gibi siyaset yapabileceği ve ona yön verebileceği bir meydan halini almazdı.
Kabinenin en kıymetli bir ismi de görevinden olmazdı.
Bugün kentte AKP her şekilde ağırlığını koymaya devam eder;
Her yerde sözünü geçirmeyi başarırdı.
UKOME kararlarını dahi etkileyememeye kadar uzanan hüsrana uğramış bir parti görüntüsü kesinlikle olmazdı.
Bunlar birer yorum başlığı ve her biri genişletilerek yorumlanabilir.
Dediğimiz gibi uzatmaya pek gerek yok.
Çünkü;
AKP yıllardır sürdürdüğü yanlış politikalar yüzünden, Eskişehir'de gerçekten de gücünü şu an yok etmiş durumda.
Olanda ancak taşıdığı misyon nedeniyle halkın vereceği bazı oyların getirdiği güç kadar.
Onun dışındaki hiç bir yerde AKP kalmamış durumda.
Bürokrasiden tutunda, kent konseyi salonuna kadar...