Eskişehir siyasetinde son günlerde olmadığı kadar dinginlik var.
Her yaz sezonunda bir durgunluk mutlaka yaşanırdı.
Ancak hiç bu derecesine rastlamamıştık.
Yani;
Siyasi çekişmeler yok.
Birbirine laf atanlar yok.
Kongreler kardeş havasında geçiyor.
Herkes etrafına gülücükler saçıyor.
Vs.

Böylesine bir tablo içerisinde, siyaseti dalgalandıracak tek kurum belediye meclisleri diye düşünüyorduk.
Ancak nerede o eski günler?
Bir önceki dönem her meclis toplantısında aslan kesilen AKP'den artık eser kalmadı.
Muhalefet ediyorlar bazen, evet.
Ama öyle bir muhalefet ki, tamamen pozitif yönde.
Her eleştirileri kentin faydası için sanki.
Kavga yok.
Atışma yok.
Hır yok, gürültü yok.
Tam bir bahar havası meclisler.
Eee böyle olunca da;
Özellikle Büyükşehir meclisinde yıllardır biriken kent sorunların için çözüm önerileri de bir çırpıda geçiyor.

Son günlerde Murat Mercan'ı izlemeye devam ediyoruz.
Bu sıcak yaz günlerinde ve yaprağın kımıldamadığı siyaset gündeminde;
Yorumcuların tek ekmeği Murat Mercan.
Varsa yoksa Murat Mercan...
Partisinin il kongresi sürecinde Eskişehir'de olmaya özen gösteriyor.
Genel merkezin talimatıyla, kongrelerde de seslerin yükselmesinin önüne geçiyor.
Tabanda bir bütünlük oluşturdu bile.
İl kongresini de tek listeyle yaptırır, geçer.
Yine hareket yaratacak en küçük bir olay yaşanmaz.
Yaşanmadığı gibi de Mercan'ın Yılmaz hocaya uzattığı dal daha da uzar gibi.
Çünkü, Mercan her fırsatta, Yılmaz hoca ile birlikte hareket edebileceklerinin sinyalini vermeye ve partisinin kent için nasıl çalışabileceğinin mesajlarını vermeye çalışıyor.
Hatta bunu son basın toplantısında açıkça da ifade etti.

Şimdi bu yaşadıklarımızı ve gördüklerimizi yan yana koyduğumuzda karşımıza şu tablo çıkıyor;
AKP adeta ikinci baharını yaşıyor.
Parti içi savaşlar bitmiş gibi görünüyor ama galiba şimdilik!
Belediye meclislerinde öyle bir AKP var ki, AKP olduğuna zor inanırsın.
Harika bir muhalefet ve kırıp dökmeden meclisten geçen maddeler...
Ve partinin Eskişehir'deki en ağır ismi Murat Mercan'da, Büyükerşen'e birliktelik çağrısı yapıyor.
Partililer de Eskişehir için her konuda 'uzlaşırız' diyorlar.
Diyorlar da, neden şimdi diyorlar?
Asıl mesele işte bu!

Düşünüyoruz da, 'geçen on senelik dilimde bu AKP neredeydi acaba?' diye merak ediyoruz
Ne oldu da şimdi herşey tersine döndü?
Bakın Eskişehir, partinin bu tavrı sayesinde kazanmaya başladı.
Odunpazarı evlerinden tutun, tramvay hatlarına kadar her şey yapılmaya başlayacak artık.
Bu noktada da işin özeti şu olur;
Eskişehir geride kalan 10 yılı AKP'nin o hep sert, ikna olmaz, uzlaşmaz, kendi dediğinden başkasının doğru olduğuna inanmaz tavırları ile kaybbetti.
Bunu AKP'nin kurmayları da çok iyi anladı ve bugünkü tavra büründüler.
Şimdi ise AKP'nin 2011 planı planı şu olabilir;
Yılmaz Büyükerşen'in 'beni çalıştırmıyorlar, yoksa çok şey yapacağım' sözünü söyleme kozunu elinden almak.
Ve, Eskişehir için hasımda olsa işbirliği yapabileceklerinin mesajını her kesime verebilmek...
Bugünkü AKP'nin hallerinin başka anlamı olabilir mi!