ATA’YA…

Bu ara hiçbir şey yolunda değil Ata’m…

Çocuklar ölüyor.

Hastaneler yıkılıyor.

Bombalar patlıyor.

Güçlü olan kazanıyor.

Güç saf değiştirdi.

Savaş ve kötülük ekseninde dönüyor dengeler…

Masumlar ölüyor.

Sen farklıydın…

Güçlüydün ama kötü değildin.

Cesurdun ama zalim değildin…

Gözü karaydın ama adaletsiz değildin…

Senin farkın buydu bence…

Diğerlerinden “özel” kılan…

Seni kahraman yapan da buydu bana göre…

Şimdi daha iyi görüyor ve anlıyorum.

Meğer güçlü ile kötü olmak arasında ince bir çizgi varmış.

Meğer cesurluk ile zalimlik arasında da ince bir çizgi varmış.

O çizgiyi aştığın an masumların, çocukların, anaların hakkına giriliyormuş.

Sahi sen zaferleri nasıl kazandın Atam?

Nasıl başardın hakka girmeden kahraman olmayı?

Her savaş zordur biliyoruz ama zorlukların üstesinden nasıl geldin de yarattın Cumhuriyet’i?

Parçalanmış ve yokluk içindeki bir imparatorluktan Cumhuriyet’i doğurdun?

Sesini duyuyorum sanki, karşımdasın ve yanıtlıyorsun:

“Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. (1933) Çağdaş bir Cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir. (1931) Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır. (1926) Türk Milleti'nin tabiat ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir. (1924) Az zamanda çok büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. (1933) Cumhuriyet, Türk Milleti'nin refah ve yükselmesi yolunda asırların görmediği başarılara erişti. Asla şüphe yoktur ki Cumhuriyet'in gelecek evlatları, bizden daha çok refaha kavuşmuş ve bahtiyar olacaklardır. (1933)”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi