
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Bugün yapılacak olan Eskişehirspor kongresine dair farklı bir tespit olsun...
Eskişehir'in tarihsel süreci içinde zaman zaman yapmış olduğunuz bazı tahliller var.
Daha önce de bu köşede ucundan kıyısından değinmeye çalıştığımız bu tespitler çerçevesinde şöyle bir tahlilde bulunmak yanlış olmasa gerek.
Şehrin yaşamış olduğu 50 yıllık bir süreci mercek altına aldığımızda şöylesine bir değerlendirmede rahatlıkla bulunabiliriz:
Eskişehir, Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllardan başlayarak 1950'lere kadar gelen yatırımlarla en gözde kentler arasına girer.
Ancak...
50'li yıllardan itibaren, çevrede ki illerin sanayi yenileşmesini yakalayamaz.
Bir anda, gözde şehir olmaktan uzaklaşıverir.
O tarihlerden itibaren gelen iktidarlar ki, (bunların tamamına yakını sağ iktidarlardır) Eskişehir'e iktidar olanaklarını tam anlamıyla taşıyamaz.
Birçok ilin iktidar olanaklarıyla yükselişi devam ederken, Eskişehir'deki düşüş hiç durmaz.
70'li yıllarda Eskişehirlinin Eskişehirspor ile isyanının altında da büyük ölçüde bu vardır.
Şehrinin geri kalmışlığının çığlığı, Eskişehirspor'un başarıları ile karşılık bulur.
Ama bu da uzun sürmez.
80 li yıllar geldiğinde ise, Eskişehirspor'un başarı grafiğinin düşmesi Eskişehirlinin moralini dibe vurdurur.
İktidar olanaklarından yoksun Eskişehir halkı, Eskişehirspor'un da o eski başarılarından uzaklaşmasıyla tam anlamıyla moral bozukluğu içine düşer.
İşte o yıllarda, Eskişehirlinin gurur duyabileceği, ülke genelinde "Bizim de bunumuz var" diyebileceği tek bir değer kalmıştır.
O da Anadolu Üniversitesi'dir.
Eskişehir halkı, Eskişehirspor'un başarısızlığından kaynaklanan moral bozukluğu ile, dört elle sarılır Anadolu Üniversitesine.
Çünkü...
Ülke genelinde adını duyurabileceği başka hiçbir enstrümanı kalmamıştır Eskişehir'in.
Üstelik...
Anadolu Üniversitesi, Bozkırda kurulmuş bir eğitim kurumu olarak başarılı bir çıkış yakalamış ve başarısı kanıtlanmış olan yılların Üniversiteleriyle boy ölçüşebilecek hale gelmiştir.
Dahası...
Geldiği konum sayesinde, şehrin yalnızlığı ve moral bozukluğuna da çare olmuştur.
Eskişehir halkı, Anadolu Üniversitesine "Şehrimin prestijini kurtaran kurum" gözüyle bakmaya başlamış, Üniversiteyi yaratan kişi olarak da Rektör Yılmaz Büyükerşen'i görmüştür.
Eskişehir'deki tanınırlığının yanı sıra...
Anadolu Üniversitesi, yıllar içinde binlerce mezun vermiş, bu mezunlar Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış ve "Eskişehir" denilince hepsinin aklında kalan tek isim Yılmaz Büyükerşen olmuştur.
Yılmaz Büyükerşen, siyasete girip, aday olduğunda da, kendisi ile ilgili var olan algı değişmemiştir.
Halkın büyük bir bölümü "Anadolu Üniversitesini Dünya ünlü bir marka haline getiren adam, Eskişehir'i de marka haline getirir" düşüncesiyle davranmış ve sandıkta üç dönem üst üste Belediye Başkanı seçmiştir.
Kısacası...
Eskişehirli, gurur duyacağı her olayın müellifi olarak Yılmaz Büyükerşen'i görmüştür ve halen de çok sayıda kişi bunu böyle görmek istemektedir.
Sonuç olarak...
Yılmaz Büyükerşen ile ilgili var olan ve bir türlü de değiştirilemeyen algının arkasında yatan tek gerçek ise, süreç içinde yalnızlığa itilen Eskişehir'in ismini ne yapıp edip duyurma becerisi ve bu beceri karşısında insanların gurur duymalarını sağlama gerçeği vardır.
O nedenle...
Yılmaz Büyükerşen'in bu gün bu konumda olmasının en büyük nedenlerinden birisi de, Eskişehirspor'dur.
Zira...
Eskişehirspor o yıllarda Eskişehir halkına o moral bozukluğunu yaşatmamış olsa, şehir gurur duyacağı ikinci bir aktör arama gereği duymayabilirdi.
O yüzdendir ki, bugüne kadar Eskişehirspor'dan sürekli uzak duran Yılmaz Büyükerşen'in, her ne kadar gerekçeleri haklı dahi olsa bu kulübe yardımcı olma borcu ve sorumluluğu var gibi görünüyor.
Borcun ödenmesi ve sorumluluğun yerine getirilmesi anlamında bu gün yapılacak olan olağanüstü kongre ve sonrasındaki süreç de, büyük bir fırsat teşkil etmektedir.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Barlar sokağı ile ilgili bir-iki çift söz...
Her gün kavga ve hoş olmayan olaylar yaşanıyor belki.
Gençlerin uyuşturucu tuzağına düşmesi konusunda zemin olma ihtimali de bekli var.
Belki, bazı işletmeler mevcut hizmet sınırının dışına da taşabiliyor.
Gürültüden tutun da çevreye vermiş olduğu bazı rahatsızlıklar da oluyor belki.
Her şeye rağmen, yukarıda saymış olduğumuz olumsuzluklar, alınacak tedbirlerle giderilmeyecek olumsuzluklar değil.
Barlar sokağından bahsediyoruz.
İçkili mekanların bir araya toplandığı, Eskişehir'in sosyal yaşamının istenilse de istenilmese de bir parçası olan ve yakınmaların bir kısmının haklı, bir kısmının da tamamıyla siyasi olduğu Barlar sokağından.
Söz konusu bu sokağın tamamen kaldırılmasını isteyenler var şehirde.
Söz konusu sokağın mutlaka ve bu haliyle kalması gerektiğini söyleyenler de var.
Bizim görüşümüz ise, var olan sokağın, yukarıda saydığımız olumsuzluklardan kurtarılarak, varlığını sürdürmesi yönünde.
Geçenlerde Avukat Ahmet Vural ile sohbet ederken bu mesele gündeme geldi.
Pek çok ülkeyi gezdiğini söyledi önce.
Ardından da:
-"İnan, bu şekilde dizayn edilmiş, bu denli hareketli ve bu kadar yaşayan bir yere hiçbir ülkede rastlamadım. Eğer Eskişehir sosyal yaşamı olan özellikli bir şehir olmaya devam edecekse, bu sokak da, mevcut olumsuzlukları tamamen giderilmek suretiyle kalmalı" yorumunda bulundu.
Söylediklerine tamamen katılıyoruz Ahmet Vural'ın.
Bu sokak, yukarıda sıraladığımız tüm olumsuz yönleri ortadan kaldırılmak suretiyle var olmayı sürdürmeli.
Parklarda, sokak aralarında hatta mezarlıklarda içki içilmemesinin önüne geçilmesi açısından da var olmayı sürdürmeli.
Kontrolü ve denetiminin daha kolay olması açısından da var olmalı.
Ancak...
Olumsuz koşulların ortadan kaldırılması için de birileri biran önce bir şeyler yapmalı...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Bu çıkış önemli...
MHP de, 13 ilçe başkanının olağanüstü kongre çıkışı var.
Sürecin partiyi çok yıprattığını düşünüyor 13 ilçe başkanı.
-"Ne olacaksa olsun ve partimiz siyasetteki görevini yerine getirir hale gelsin" istiyorlar.
Destekledikleri bir aday falan yok.
Sadece,. Kongre belirsizliğinin partiyi yavaşlattığından şikayet ediyorlar.
Bu çıkış MHP adına önemli bir çıkış.
Bize kalırsa gerekli de bir çıkış.
Dikkat çeken ise, bu çıkışın içinde İl başkanı ile Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe başkanlarının olmayışıydı.