Hafta sonu münasebetiyle bugün sizlere bir hikaye okutmak istiyoruz.
Yaz günlerin sonunda, son güneşleri yaşarken,
İş stresinden uzak okumak isteyebilirsiniz.
Ve umarız da beğenirsiniz...
***
Günün birinde, bir şehirde siyaset yapmış bir iş adamının oğlu varmış.
Babasının servetine ve siyasi gücüne güvenerek milletvekili adayı olmak isteyen bu genç, babası gibi siyasetçi olmak istiyormuş.
Kafasına iktidar partisinden milletvekili adaylığını yerleştiren bu kişi, artık bütün çizgisini bu yöne çizmiş.
Ve ilk işi, iktidara yakın olmak ve iktidarın borazanlığı yapmak için babasının servetiyle bir gazete kurmak olmuş.
Daha sonra bu camiaya kendini göstermek için camia içinde hareket eden insanları ve kurumları öven herşeyi yapmaya başlamış.
Ancak gelin görün ki;
Şehre takla attıran o kentin belediye başkanına da, sırf başka partiden olduğu için demediğini bırakmamış.
Tam üç dönemdir de o başkanı yenemedikleri için O'nu karalayan yazılar yazmaya hep devam etmiş.
Ardından öyle bir süreç ortaya çıkmış ki;
O iktidar partisinin o şehirde gücü birden tükenivermiş.
Yerel seçimlerde de aday sıkıntısı yaşamaları nedeniyle meydanı boş bulan bu kişi,
Gençliğinin de verdiği heyecanıyla doğru Ankara'nın yolunu tutmuş.
Başbakanla röportaj bahanesi altında;
"...Sayın Başbakanım! Bizim şehirde teşkilatınızın yapamadığını tek başıma her şeyimle mücadele ederek yapıyorum. Bunun için gazete bile kurdum.
Herşeyi bir kenara bıraktım, sadece belediye başkanı ve onun başında olduğu kurumu kötülemek için haber yapıyorum, bilginiz olsun.
Eee, artık sizde beni ilk genel seçimde milletvekili adayı yaparsınız" dediği söylentileri kulaktan kulağa konuşulmaya başlanmış.
Ve Başbakandan 'aferin' alarak miletvekili edasıyla şehre dönmüş.
Gelir gelmez de muhalefitin dozunu iyice artırmış şehirde...
Ne parti kalmıştır o günden sonra,
Ne de sivil toplum örgütleri.
Belediye başkanına muhalefet olan bütün grupların sözcüsü artık bu genç olmuştur.
Hatta kentin belediye başkanını eleştirmeyenlere fırça çekmeye bile başlamıştır.
***
İlginç bir hikaye!
Ne diyelim?
Bizde gazetecilik yaptık ama böyle bir hikayeyi ilk kez okuduk.
Bu basın dünyası da nelere kadir yani!
Bugün aferin alanlar yarın milletvekili de oluverir.
Gazetecilikte bahane işte...