2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

BUGÜNKÜ EĞİTİM MANZALARI VE VALİNİN YASAĞI...

Yıllar önce ülke eğitimi pek bir ciddiye alınırdı.
Köy enstitülerinin kapatılmasıyla başlayan süreç bugün sanki sona geldi gibi.
Çünkü geçmişte, şimdiki gibi mevlam kayıra bir sistem yoktu.
Yani öğrencilerin okul içerisinde ve dışarısında kendilerine yakışan şekilde olmalarını sağlayacak bir düzen vardı.
Ellerindeki cep telefonlarıyla, kravatları pantalonlarına kadar inmiş halleriyle, sanal ortamlarda dolaşan sınıf içi inanılmaz görüntüleri ile bir 'öğrenci topluluğu' yoktu.
İçlerinde mutlaka ki istenmeyen tarzda hayat biçimini kendisine uygun görmüş kişiler vardı...
Ancak; bugün 'öğrenci topluluğu' adını koymadığımız bir saygınlık vardı kentin sokaklarında.
Tabii ki bu genelleme, genelin ortaya çıkardığı görüntülerin bizlere yansımasından kaynaklanılyor.
Yoksa hiç bir öğrenciyi tek tek eleştirmiyoruz.
Zaten amacımız bu değil, sistemi yargılamak...

Zaman zaman yazarız...
Ülkenin en büyük sorunu ne işsizlik, ne fakirlik ne de benzer şeyler olduğunu söyleriz hep...
Çünkü yurdun en büyük meselesi kuşkusuz eğitimdir.
Eğitimli toplumların yaşadıkları ülkelerdeki refah düzeyinin ne şekilde olduğunu görebilmek için zaten çokta uzaklara bakmaya gerek yoktur.
Kapıkuleden çıktığınızda pek çok örneği ile karşılaşırsınız.
Ancak;
Bunun bilinmesine rağmen ülkenin eğitim sistemi hep geri planda tutuldu.
Belki kasıtlı olarak, belki başka güçler tarafından itilerek, belki de ekonomik programlara sığmadığından bu işler buraya geldi.
Şimdi ise bu ülke, yukarıda örneklerini verdiğimiz öğrenci türünü nasıl eskiye döndürürüzün hesabını yapıyor.
Kimisine göre kameralı cep telefonları yasaklanmalı.
Kimisine göre ders notları öğretmen için daha büyük koz haline dönüştürülmeli.
Kimisi için MP3 çalarlar mutlaka okula sokulmamlı...
Bazıları içinde her gün okul öncesinde tüm öğrenciler denetimden geçirilerek okula alınmalı.
Yani disiplin kuralları daha katı hale getirilmeli.

Ne yaparsanız yapın, istediğiniz kadar Keloğlanlı çanta bastırın.
Kamerayı, telefonu, müzikçaları, istediğinizi yasaklayın.
İşin temelindeki sorun çözelmeden birşey olacağı yok.
Bu ülke eğitim sistemini ciddi anlamda değiştirmedikten sonra;
Ülke bütçesinin çoğunu eğitime harcamadıktan sonra;
Ülkeyi yönetenler hala oy uğruna eğitim sistemini bile kullanmaya devam ediyorsa;
Ve tüm bunlar gün geçtikçe daha da içinden çıkılmaz hale sokuluyorsa;
Bu ülkede hiç bir zaman ne işsizlik sorunu çözülür ne başka bir şey.
Bunun yanı sıra bugün açılım adı altında ortaya sürülen herşey birer siyasi malzemeden öte de gitmez.
Çünkü eğitimsiz toplumlarda ne kadar paket açarsanız açın, hatta ne kadar açılırsanız açılın dağdaki teröristi asla bitiremezsiniz...

Böylesine bir yazı nereden çıktı diye sorarsanız;
Onu da açıklayalım...
Vali Mehmet Kılıçlar net bir yasak koymuş, o haberi okuduk.
Bundan sonra okullarda sağlık bozucu tek bir gazlı içecek içilmeyecek.
Sağlığa aykırı ürünlerin satışı asla yapılmayacak.
Cips gibi ürünler raflara dahi konulmayacak.
Vali net konuşuyor bu konuda...
"En küçük bir satışta gerekeni yaparım"

Eğer bir yasak konulacaksa işte böyle bir yasak olmalı...
O haberi okuyunca da zaten böyle bir yazıyı yazmak aklımıza geldi.
Çünkü, eskiden öğrencisine, fındık, süt, üzüm vs. gibi her gün vitamin ve protein katkısı sağlayan bir devlet vardı.
Herkesin gelecek hayali vardı, İşi olmayanın bile umutları vardı...
Bugün ise geleceği hiçte parlak olmayan, yarınından umutsuz, bugün ne yaptığından habersiz, asi ve isyankar bir gençlik yetişiyor herkesin gözü önünde...
Çocuklar artık yeni eğitim yılına belindeki bıçaklarla, kavga edip, birbirini bıçaklayıp, hastane odalarında gidiyor...
Bilmem anlatmak istediğimizi anlatabildik mi?
Bakalım bu iş nereye varacak?
Bundan 25-30 yıl sonrasının Türkiye'sinde hangi manzaralar bizleri bekleyecek?
Tahmin etmek aslında hiçte zor değil.
Neyse;
Eğitim konusundaki içimizdeki sıkıntıyı dürten ve anlamlı bir çalışmaya imza atan Vali Kılıçlar'ı da yazımızın sonunda kutlamadan geçmeyelim.
Dileriz sıkı biçimde kontrolü sağlanır bu meselesinin...
Ne de olsa sağlık işi...

Önceki ve Sonraki Yazılar
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi