Cahillik…

Odunpazarı Belediyesi tarafından 2 Eylül Eskişehir’in kurtuluş günü etkinlikleri kapsamında Prof. Dr. İlber Ortaylı çağırılarak konferans verildi.

Ortaylı, Eskişehir’in Kurtuluş Mücadelesindeki yeri ve önemini anlattı.

Katılım sağladım.

Keyifli ve entelektüel bir sohbete tanıklık etme imkanı yakaladım.

Kendisiyle bir fotoğraf çekinir miyim diye bekledim.

Vazgeçtim.

Çabalamadım.

Haddimi aşmak istemem ama imkan yakalamış olsaydım, “enerjiye inanır mısınız hocam” diye soracaktım.

Yüzde doksan “cahilsin” yanıtını alacağımı bildiğimden, denemedim.

Özgüvenim yerinde değildi o esnada…

Ama…

“Cahilsin” kelimesini uzun uzun düşündüm.

Evde bile buna kafa yordum, hatta kendisine “cahilsin” sözcüğünü duyacağımı bilmeme rağmen düşüncelerimi keşke iletseydim diye de düşünmeden edemedim.

Hocamın cahillikten kastını hepimiz biliyoruz ancak benim lügatımda “cahil” sözcüğü çok farklı boyutlar taşıyor.

Onları soramadım ama yazdım.

Örneğin…

Cebinde parası olan, cebini nasıl doldurduğu zerre belli olmayan seçkin adı altındaki zengin ağababaları cahil değil mi hocam?

Parayla bilgi, görgü artar mı, yoksa cahilliği örtbas mı eder?

Kalbi körelmiş, nefsine yenilmiş, egoya teslim olmuş insanlar cahil olmuyor mu?

Ukalalık maskesi altında, hor gören, yok sayan insan kitlesi cahil değil de nedir?

Bol bol okuyan ancak okuduğunu yaşam tarzına yansıtamayan kişiler cahilin daniskası olmuyor mu?

Çok okumak bilgiyi depolamak, kullanmak adına çok mühim ancak okuduklarını yaşama geçirdiğin an bilge olmuyor musun?

Yunus Emre, Mevlana, Tapduk Emre bilge, ehli insanlardı ancak bilgelikleri okuduklarından değil de sanki duruşlarından, mütevaziliklerinden geliyordu, yanılıyor muyum?

Kalbi cahil olan insan en tehlikeli insan değil midir hocam?

Saf kötülüğü cahil insanlar yapmaz mı?

Bencil insan cahildir bana göre, kendisinden başkasını düşünmeyenin bin kitap okusa etrafa faydası nedir?

Sözün özü o ki…

Bilgi çok mühim mesele ama…

Önce kalbin, nefsin terbiye edilmesi şart değil midir hocam?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi