
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
CHP'de 2017 yılında kongre süreci olacağı unutuldu mu?
CHP'de, 7 Haziran seçimleri sonrasında gelişen olayları alt alta sıralarsanız...
Önce, mevcut il yönetimi alındı görevden.
Görevden alınmaları için raporlar falan hazırlandı.
Sonra geçici bir yönetim ataması yapıldı.
Ardından kongre süreci başladı.
Önce delege seçimleri...
Ardından Tepebaşı ve Odunpazarı ilçe kongreleri.
Ve en sonrasında da il kongresi.
Tabii bu süreç içinde bir sürü olay yaşandı.
İki belediye başkanı, birbirlerinin karşısında iki gurubun başına geçti.
Parti içinde mücadele akıl almaz bir hal aldı.
Her iki taraf da haddinden fazla istiyordu kongreleri kazanmayı.
Her iki taraf da birbirlerine karşı olağanüstü hırslanmıştı.
Gözleri hiçbir şey görmüyordu her iki tarafın da.
Zira...
Her iki taraf da kongreler sürecinin kazanılmasına 2019 seçimlerinin anahtarı olarak bakıyordu.
Kongrelerin kazanılmasıyla, 2019 seçimleri için müthiş bir avantaj yakalanacağına inanıyordu her iki taraf da.
Çünkü...
2019 seçimlerinde Belediye Başkanlıkları ve Milletvekillikleri seçimleri birlikte yapılacaktı.
Bu avantaj riske edilemezdi.
Avantajın korunması için kongre sürecinin kazanılması gerekiyordu.
İşte böyle bir psikoloji hakimdi CHP'nin kongre sürecinde.
Şimdi: CHP'de kongre süreci sona erdi.
Kongre sürecinden başarıyla çıktığına inananlar, 2019 seçimlerini düşündükleri gibi garanti altına aldılar mı?
Ya da...
Kongre sürecinden başarısız çıktıklarını düşünenlerin 2019 hayalleri suya düştü mü bilemiyoruz.
Ancak...
Her iki şekilde de düşünenlerin hesaba katmadığı bir şey olduğunu biliyoruz.
Bildiğimiz: Bu kongre sürecinde seçilen il ve ilçe başkan ve yöneticileri 2017 yılına kadar görev yapacak.
2017 yılında yeniden kongre süreci yaşanacak CHP'de.
Dolayısıyla...
Partiyi 2019 seçimlerine taşıyacak olan yönetimler, işte bu önümüzdeki 2017 kongre sürecinde seçilecek yönetimler olacak.
Durum böyleyken...
CHP'deki bu kongre sürecine 2019 seçimlerinin anahtarıymış gibi bakılmasına insan anlam veremiyor.
,,,,,,,,,,,,
Asıl milat 2019 seçimleri olacak...
7 Haziran seçimi CHP için milat sayılabilecek bir seçimdi.
Yıllardır Eskişehir'de birinci parti olamamanın baskısıyla girdiği 7 Haziran seçimlerini kazanmıştı.
Bu şüphesiz CHP açısından büyük bir başarıydı.
Eskişehir'in solun kalesi olma yolunda alınmış bir zaferdi bu.
Bu seçim zaferi, devamının gelmesi halinde gerçekten Eskişehir'i solun kalesi yapabilecek bir durumdu.
İşte 1 Kasım seçimlerine bu konumda girdi CHP.
7 Haziran seçimlerinde aldığı sonuçla bir miladı gerçekleştirmenin morali ile girdi.
Ancak...
5 ay içinde ne olmuşsa olmuştu.
18 bin oy farkı ile girdiği seçimi 30 binin üzerinde fark yiyerek kaybetti.
Halbuki...
7 Haziranda milat başlatan CHP'nin başlattığı milat ancak 5 ay sürebildi.
1 Kasım seçimlerine AK Parti, 5 ay öncesinin seçim yenilgisiyle girdi.
Ancak...
7 Haziran'da kaybedilen seçimin aday listesinde önemli bir dokunuş yapıldı.
Bu dokunuş, seçim yenilgisi ile yaşanan moral bozukluğunu şaşırtıcı bir şekilde morale çevirdi.
AK Partide bu değişiklik inanılmaz bir hava estirdi.
Bu hava ile girilen seçimi kazandı AK Parti.
5 ay öncesi seçim yenilgisinin rövanşı alınmıştı.
Üstelik.
Bu defa Eskişehir'de, AK Parti için bir milat başlamıştı.
Sonuç olarak...
Eskişehir'de 5 ay içinde yapılan iki seçimde önce CHP'nin, sonra da AK Parti'nin miladına şahit olduk.
En yakın seçim 2019 olduğuna göre...
Asıl miladı hangi partinin gerçekleştireceğini galiba 2019 dan önce göremeyeceğiz.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
AK Parti, bir kaç yıldır ısrarla "Siyaset Akademisi" adı altında bir program uyguluyor.
Mahalli ve Milletvekili genel seçimlerinde aday olmayı düşünen partilileri bir tür eğitimden geçiriyor.
Dahası...
Aday belirlemede, bu eğitimlere katılmış olmayı şart koşuyor.
-"Aday belirlenirken Siyaset Akademisi derslerine katılma kriteri öncelikli kriter olacaktır" diye açıklamalar yapıyor.
Bu yüzden yüzlerce AK Partili Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Eskişehir'de de bu eğitimlere katıldılar.
Sertifikalarını aldılar.
Şüphesiz bu eğitimlerden yararlandılar da.
Ancak...
Adaylık meselesi söz konusu olduğunda, bu eğitimlere katılma zorunluluğu nedense görmezden gelindi ve geliniyor.
Benzeri bir uygulamayı CHP'de başlattı.
Daha yeni bir süreçte aday olmayı düşünenler için iki günlük bir eğitim programı düzenledi CHP.
-Bu eğitim programlarına katılmayanlar kesinlikle aday olamayacak" diye açıklama yaptı parti Genel Merkezi.
Üstelik.
Eğitim programlarına katılan CHP üyelerinin her birinden de 500 TL gibi bir para tahsil etti.
Çaresiz katıldılar CHP üyeleri bu eğitim programına.
Belki yararını da gördüler.
Ama gelin görün ki, adaylık meselesi gündeme geldiğinde bu kriter tıpkı AK Partide olduğu gibi rafa kalktı.
Sonuç olarak...
Bu partilerin gerçekten birbirinden farkı yok.
Hepsi üyelerine çektiriyor, hapsi üyelerini cezalandırıyor.
Nedense...
Her partide dışarıdan gelenler bir anda tepeye konuluyor.
Diğer taraftan işin ilginç yanı...
Partide eğitime bu denli önem veren AK partinin, ülkede eğitimi çok da iyi bir konuma getirmediği ortada.
CHP ise, kendi adaylarına 500 lira karşılığı zorunlu eğitim verip, sonra da "Eğitimi ülkede ücretsiz yapacağız" demesi son derece komik...