
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Doğru olan şehir merkezinde çalışıyor gibi yapmak değil...
-"CHP şehir merkezinde güçlü, kırsalda zayıf" dedik yıllarca.
-"CHP işi gücü bırakıp, İlçe ve köylere kamp kurmalı" dedik.
-"Parti tuzu kuruların partisi olmamalı, işçi,köylü,emekli,esnaf da CHP de kendini bulabilmeli" diye yırtındık.
-"Parti bütün hesaplarını kent merkezinden aldığı oylara göre yapıyor, kırsal oylarını almak için kılını dahi kıpırdatmıyor" da dedik.
Hatta...
-"CHP'nin birçok İlçede tabelası bile yok. Üstelik o İlçelere tabela dikilmesi konusunda herhangi bir çabası da bulunmuyor" diye eleştirdik.
-"CHP, İlçeler ve köylerin delegelerini, oralara hiç gitmemiş insanlardan belirliyor, sonra da oralardan oy almayı bekliyor" diye uyarıda da bulunduk.
Dahası...
-"Şehir merkezinden alınan oylarla belki başarılı olunur ama kırsaldan alınamayan oylarla seçim kaybedilir. CHP bunu bir türlü anlayamadı" diye akıl vermeye de kalktık.
Nitekim...
CHP ile ilgili söylemiş olduğumuz her şey doğru çıktı.
-CHP şehir merkezinde almış olduğu oylarla Belediyeleri kazandı ama kırsaldan alamadığı oylarla Belediye meclisinde çoğunluğu alamadı.
-CHP şehir merkezinde aldığı oylarla genel seçimde birinci çıktı ama kırsaldan alamadığı oylarla şehir genelinde AKP'nin gerisine düştü.
Sözünü ettiğimiz matematik be manzara ayan beyan ortada olmasına rağmen, AKP, çalışmalarını güçlü olduğu kırsaldan şehir merkezine kaydırmasına rağmen, CHP'de yıllardır bu yönde bir çalışma olmadı.
Ta ki birkaç ay öncesine kadar.
CHP birkaç aydır İlçe ve köyleri mesken tutmuş görünüyor.
Hemen her hafta bir ya da birkaç ilçe ziyaret ediliyor.
Verilmek istenen mesajlar, İlçe ve köyler üzerinden ve orada yaşayanların sorunları odak noktasın yapılarak veriliyor.
Kısacası.
CHP Eskişehir'de, bugüne kadar zayıf olduğu İlçe ve köyler üzerinden siyaset yapıyor.
Bize göre doğru olanı da yapıyor.
Bu güne kadar CHP il başkanı Sinan Özkar ve yönetimini gerek söyledikleri ve gerekse izlemiş olduğu yönetim anlayışı nedeniyle pek çok kere eleştirdik.
Hala da o eleştirilerimizin arkasındayız.
Ancak...
Parti çalışmalarını İlçe ve Köylerde yoğunlaştırma kararı ve bunu hayata geçirip uygulaması konusunda kendisini kutlamak gerektiğine de inanıyoruz.
Çünkü...
Doğru olan kent merkezinde çalışıyor gibi yapmak değil.
Doğru olan.
Kırsalda gerçekten çalışıyor olmak.
Tıpkı şu son birkaç aydır yapıldığı gibi.
***
Şehir siyasetçisine sahip çıkıyor mu?
Eskişehir'de "Siyaset" denilince ister istemez ortaya çıkan bir tartışma var.
Tartışma;
-"Eskişehir siyasetçisine sahip çıkıyor mu? Çıkmıyor mu?" tartışması.
Genelde Siyasetle uğraşanlar, Eskişehir'in siyasetçiye sahip çıkmadığını söylüyor.
O yüzden de, dışarıdan gelen insanların Eskişehir'de yaptığı siyasetin daha makbul karşılandığı görüşünü savunuyorlar.
Belki de haklılar.
Ancak...
Bunu söyleyenler...
Yani...
-"Eskişehir siyasetçisine sahip çıkmıyor" diyenler, bunu genelde koltuğu kaybettiği zaman söylediği için, söyledikleri çok da ciddiye alınmıyor.
Çünkü...
Bunu söylerken bile, adeta kendilerini işaret ettikleri açıkça belli oluyor.
Aslında...
-"Eskişehir siyasetçisine sahip çıkmalı" diyenler, "Eskişehir bana sahip çıkmadı" demeye getiriyor.
Durum böyle olduğu için de, "Eskişehir siyasetçisine sahip çıkmıyor" sözü pek bir anlam ifade etmiyor.
Kısacası...
Eskişehir'in siyasetçiye sahip çıkmadığını söyleyenler aslında doğruyu söylüyor.
Ama...
Bunu,genelde koltuğunu kaybeden siyasetçiler söylediğinde, söyledikleri her ne kadar doğru olsa da, inandırıcı olmuyor.
mesele bu kadar basit...
***
Eskişehir'in üç hali...
Eskişehir merkezinin üç değişik hali, yansıttığı üç ayrı tablosu var.
Bunu görebilmek için Anadolu Üniversitesi'nden yürümeye başlayarak tarihi Odunpazarı bölgesine kadar gitmeniz yetiyor.
Şöyle ki:
Anadolu Üniversitesi Yunus Emre kampusu ile Adalar'ın başına kadar olan bölge ayrı bir özelliğe sahip.
Diğeri...
Adalar'ın başından, yani Köprübaşı ve Hamamyolu'nu da içine alan bölge.
Üçüncü olarak da...
Hamamyolu'nun sonu ile tarihi Odunpazarı bölgesinin bulunduğu bölge.
Her üç bölgede var olan kalabalıkların karakteristik özelliklerinin göstermiş olduğu farklılık gözle görülebiliyor.
Örneğin: ilk bölge olarak tanımladığımız Yunus Emre Kampusu ile Adalar'ın başına kadar olan kısımda, neredeyse gece geç saatlere kadar süren bir hareketlilik mevcut.
Diğer iki bölgede ise, gündüz hareketliliğinin akşam karanlığıyla birlikte içine çekilen bir sessizlik var.
Bu üç bölgenin birbirinden kesin çizgilerle bu denli keskin ayrılması elbette kötü değil.
Zira...
Her üç bölge, birbirinden ayrılan bu özellikleriyle şehir yaşamına bir şekilde katkı veren bölgeler.
Ve.
Eskişehir'in bu üç bölgeye de var olan karakteristik özellikleriyle bir şekilde ihtiyacı var.
***
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Kadının birinin gördüğü her rüya gerçeğe dönüşüyormuş. Kadının oğlu ise hava kuvvetlerindeymiş. Kadın ölmeden bir hafta önce rüyasında oğlunun uçaktan atladıktan sonra paraşütünün açılmadığını görüyor. Bunu oğluna ölmeden önce anlatıyor ve kadın ölüyor. Kadının oğlu haftalar sonra tatbikata gidiyor havada bütün askerler atlıyor bizim asker korkudan atlayamıyor. Komutan askere neden atlamıyorsun diye sorduğunda ise durumu anlatıyor. Komutan ise gülerek oğlum bu paraşütler test edildi istersen gel benimkiyle değiştirelim. Tamam dedi asker ve asker komutanın paraşütüyle atladı. Askerin paraşütü açıldı ve asker yavaş yavaş yere süzülürken paraşütü açılmayan komutan, önünde hızla aşağı doğru düşerken asker bağırır:
- Komutanım nereye?
Komutan :
- Ananın yanınaaaaaaaaaaaaaaa