
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Dündar Ünlü "Herkes kendi işini yapacak"
AK parti il başkanı "Stadyumu biz yapıyoruz, yollarını da bi zahmet belediye yapıversin" diyor ama, iş bunu demekle olmuyor.
Stadyuma ulaşacak yolların Belediye tarafından planlanması gerekiyor.
Ardından bu yollar için kamulaştırma yapılması lazım geliyor.
Sonrasında, yolların imalatı geliyor.
Bunların hepsi para.
Kaldı ki, Büyükşehir belediye Başkanının çıkıp "Ben zamanında buraya Stadyum yapmayın. Buraya yapacağınız Stadyumun ulaşımını nasıl sağlayacaksınız? Dediğimde kimse bu uyarıma kulak asmadı." Dese haklı.
Hatta.
AK parti il başkanı Dündar Ünlü'nün söylediğinin tam tersine "Beni zamanında dinlemediler. O nedenle Stadyumu kim yapıyorsa, yollarını da o yapsın" dese, sonuna kadar haklı.
O yüzden...
Stadyumun yolları meselesi, daha çok tartışmalara yol açacak.
Belki de yolların yapımı, stadyumun yapımından daha uzun bir süre tutacak..."
Önceki gün yazmış olduğumuz yazıydı bu.
AK Parti il başkanı Dündar Ünlü ile konuştuk yazı ile ilgili.
Söyledikleri son derece net.
1-Sazova'ya bir Stadyum yapılmış. Öyle ya da böyle yapılmış bir Stadyum var. Artık bu Stadyumun yerinin yanlışlığını tartışmanın kimseye bir yararı olmaz.
2-Ben Stadyuma giden yolların yapımı için belediyeyi göreve davet ettim. Çünkü yol yapmak belediyenin görevidir.
3-"Stadyumu hükümet yapıyor, yolunu da yapsın" demek saçmalığın daniskası olur.
4-Stadyumun yapımına nerdeyse 3 yıl önce başlandı. İnşaat başladığında yolların planlaması için çalışma başlatılsaydı, bu gün böyle bir sorunumuz olmayacaktı. Fakat 3 yıldır hiç bir şey yapılmadı.
5-Zamanında "Stadyum Muttalip'e yapılsın" diyenlerin bu söylediklerinin karşılığı yok. Zira Muttalip'te stadyum yapılsın denilen yer vatandaşların tarlaları. Spor alanı olarak belirlenen yerde stadyum yapmanın imkanı yok
6-Herkes kendi işini yapacak. Herkes kendi görevinin ne olduğunu bilecek. Stadyumu hükümet yapıyorsa, o stadyuma ulaşımı sağlayacak yolları da belediye yapacak. Çünkü birini yapmak hükümetin, diğerini yapmak ise belediyenin görevidir.
......
Biz burada Saygı'yı öğreniyoruz...
Yaşı 10 civarında olan bir kız çocuğu anlatıyor:
-"Biz burada asıl neyi öğreniyoruz biliyor musunuz? Saygı'yı öğreniyoruz, saygıyı. Önceden her birimizin yanlış davranış ve konuşmalarımız oluyordu. Burası bize saygılı olmayı öğretti"
Yaşı 9 civarında olan başka bir öğrenci anlatıyor.
-"Burasını öylesine sevdim ki, günümün 2-3 saati burada geçiyor. Buraya gelmek için zamanın gelmesini iple çekiyorum. Burası benim adeta ikinci evim olmuş.
Ve aynı yaşlarda bir başka öğrenci anlatıyor.
-"Buraya ilk geldiğimde Viyolonsel'i gördüm. Beni adeta kendine çekti. Çalmaya başladım. Sonra bana 'sen piyano da çalabilirsin' dediler. O'nu da çalmaya başladım. Bir süre sonra bir de baktım, konservatuarda buldum kendimi."
Ve yaşı biraz daha küçük olduğu anlaşılan bir başka öğrenci anlatıyor:
-"Sevgiyi ve barışı müzik sağlar. Biz sevgi ve barış olsun diye çalıyoruz"
Bu sözler, Tepebaşı Belediyesi "İki elin Sesi Var" çocuk senfoni orkestrası üyesi olan çocukların sözleri.
Bir yıl önce kurulan ve önceki gün 1 nci yıl konseri veren orkestra üyesi çocukların, konser öncesi izlettirilen tanıtım filmindeki sözleri bunlar.
Bir yıl önce hiç görmedikleri ve bilmedikleri müzik aletlerini eline alıp, bir yıl içinde "konser" verebilecek bir hale gelen çocukların boyundan büyük sözleri.
İnsan gerçekten inanamıyor.
Zira...
Hayalin gerçeğe dönüştüğü, son derece somut bir proje bu.
Tepebaşı Belediyesi'nin, hem de sokaktan topladığı çocuklarla gerçekleştirdiği "Türkiye'nin ilk Çocuk Senfoni Orkestrası" projesi bu.
Hatta...
Yüzlercesi ile başlayıp, daha birinci yılda yüzlercesinin daha sisteme dahil edildiği büyük bir proje.
Eskişehir'in geleceğine "Sanat Şehri" kimliği kazandıracak bir proje.
İçinden, Türkiye'nin ve Dünya'nın en ünlü müzik insanlarını çıkartacak bir proje.
Doğrusunu söylemek gerekirse...
Tepebaşı Belediyesi'nin yaptığı birbirinden güzel projeler içinde sivrilen ve insanların gönülden "Helal olsun" diyeceği bir proje bu.
Ne diyelim...
Düşünenlere, uygulayanlara,hizmeti geçenlere ve boyundan büyük müzik aletlerini bir yıl içinde ustaca çalmayı başarıp,konserler vermeye başlayan o minik yüreklere....
Hepsine Helal olsun...
......
Bir şeyler
değişiyor mu yoksa?
-Üç Belediye Başkanı, Yani Büyükerşen, Ataç ve Kurt, İstanbul'da yapılan ve Afet Riskli Alanlar ile ilgili taslak planlamanın tanıtım töreninde bir araya geliyor.
-Işıkspor'un geleneksel gecesinde, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, karşılıklı çiftetelli onuyor.
-Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediyesinin "İki elin sesi var" senfoni orkestrasının konserine katılıp, çocukların gönüllerini alıyor.
Cumhuriyet Halk Partisi'nde ve Belediye Başkanları arasında var olduğu hissedilen o mesafeler sanki ortadan kalkmış gibi görünüyor son günlerde.
Bir araya gelmemeye özen gösterilen durumlar sanki ortadan kalkmış.
Bir şeyler değişmeye başlamış parti çevresinde ve Belediye Başkanları arasında.
Soğuk davranışlar yerini samimi diyaloglara ve sohbetlere bırakmış gibi.
Bir şeyler değişmeye başlamış gerçekten.
Buna neyin sebep olduğunu bilemiyoruz ama...
Gözle görülür bir değişim var ikili ilişkiler arasında.