‘’Eskişehir’e üvey evlat muamelesi yapılıyor’’ dendiğinde, iktidar partisi temsilcileri hemen itiraz ediyor.

Hemen ‘’yok öyle bir şey’’ diyorlar.

İstedikleri kadar desinler.

Dediklerinin inandırıcılığı yok.

‘’Eskişehir’e üvey evlat muamelesi yapılıyor’’ sözünü doğrulayan kanıtlar oldukça fazla…

‘’Ölüm Yolu’’ olarak adlandırılan ulaşım hatları, ‘’depreme dayanıksız’’ olduğu kesin olan kamu kurumu ve hastane binaları, uça seferleri, limana demiryolu bağlantısı ve benzeri yatırım yoksunlukları oldukça fazla…

Bunlar şöyle dursun ‘’prestij kaybı’’ olarak nitelendirilebilecek uygulamalar var.

Eskişehir’deki kamu kurumları sürekli küçültülüyor.

Bölge müdürlükleri il müdürlüğü ya da şube haline dönüştürülüyor, il müdürlükleri kaldırılıyor.

Bu konudaki örnekler saymakla bitirilemeyecek kadar çok…

Çok eskilere uzanmaya gerek yok.

Son yıllarda yaratılan kayıplar var.

Eskişehir, yerel basın açısından oldukça güçlü olan sayılı illerden birisi…

9 günlük gazete, 2 televizyon kanalı, çok sayıda internet sitesi ve dergi var.

Böylesi bir ildeki Basın İlan Kurumu kaldırılır mı?

Doğalında kaldırılmaz…

Gel gör ki kaldırıldı.

Eskişehir, Bursa’ya bağlandı.

Eskişehir kaybetti, Bursa’nın yükü alabildiğine arttı.

Oysa Afyon, Kütahya, Bilecik ve Uşak’ın bağlandığı bir Eskişehir Bölge Müdürlüğü oluşturulabilirdi.

Ancak oluşturulmadı.

Bu ‘’prestij kaybı’’ değil de nedir?

Gündemde olan yeni bir kayıp var.

Eskişehir PTT Başmüdürlüğü kapatılıyor.

Eskişehir, oluşturulacak bölge müdürlüklerinden birisine bağlanacak.

Bunun yaratacağı sonuçlar ortada…

Her şeyden önce çok sayıda kurum çalışanı zor durumda kalacak.

Onlara sunulan 2 seçenek var.

İHS statüsüne geçmek ve başka bir kuruma naklolmak…

İHS statüsü, kamu personeli olmaktan çıkıp özel şirket çalışanı olmak anlamına geliyor.

Bu, çok da tercih edilecek bir seçenek değil…

Mevcut koşullardan çok şey kaybettiriyor.

Bir başka deyişle de ‘’hak kaybı’’ yaratıyor.

Ancak personel bu sisteme geçiş için zorlanıyor.

Bu da son derece yanlış…

Birlik Haber-Sen Şube Başkanı Vedat Baysal, uygulamanın yaratacağı sorunları sıralıyor.

“Bu uygulama, hem taşeron personel sayısında azalmalarla istihdam kaybına yol açacak, hem de personelimizin tayin ve belirsizlik kıskacına girmesine ve bölge müdürlüklerine tayin olacak arkadaşlarımızın aile bütünlüklerinin, aile ve aile bütünlüğünün en üst düzeyde önemsendiği ve devlet nezdinde korunmaya çalışıldığı bu günlerde zarar görmesine neden olacaktır. Eskişehir, Yüksek Hızlı Tren (YHT) merkezi ve ulaşım yollarının kavşak noktası olması hasebiyle stratejik bir lojistik merkezdir ve bu nedenle pasifize edilmesi doğru bir uygulama olmayacaktır.’’

Sendika Başkanı Baysal’ın bir önerisi de var.

‘’Eskişehir PTT Bölge Müdürlüğü yapılsın’’ diyor.

Yerinde bir öneri…

Ancak kendiliğinden gerçekleşmez…

Mücadele etmek gerekiyor.

Sendika Başkanı Baysal’ın bu konuda da bir çağrısı var.

‘’Eskişehir’in sadece bugünü değil, geleceği ve bölgesel prestiji için tüm siyasi aktörlerimizi ve yerel yöneticilerimizi haklı mücadelemizde amasız, fakatsız sorumluluk almaya davet ediyoruz. Eskişehir PTT Başmüdürlüğü’nün hakkı olan 'Bölge Müdürlüğü' statüsünü alması için Ankara nezdinde en güçlü iradeyi ortaya koymak ve somut neticeler almak, bu şehre karşı her birimizin ortak sorumluluğu ve görevidir. Şehrimizin kazanımlarına sahip çıkma noktasında sergilenecek her türlü çabanın destekçisi olacağımızı ilân ediyor; tüm siyasetçilerimizi bugüne kadar olduğu gibi bugün de Eskişehir’in hakkını savunmaya ve bu hataya hep birlikte 'dur' demeye çağırıyoruz…’’

Duymazdan gelinecek bir çağrı değil…

Muhatapları da belli…

Listenin başında iktidar partisinin temsilcileri geliyor.

Evet beyler…

‘’Eskişehir üvey evlat muamelesi görüyor’’ denilince itiraz edip kızıyorsunuz ya…

İşte önünüzde bir fırsat… Gücünüzü gösterin de ‘’Eskişehir’e üvey evlat muamelesi yapılmasını’’ önleyin….