Ali Baş - Eskişehir Notları
Alpagut teslim oldu!
- ALİ BAŞ
Yukarıdaki başlık Altın-gümüş madeni projesi ile ilgili konuşan bölgedeki Demirciler köyü muhtarı Kadir Şahan’a ait…
Kahvehanede otururken yaptığı “Alpagut teslim oldu” tespiti üzerine bende bir soru yönelttim:
-Neden?
-Karşı çıkanların yüzde 90’ı yerlerini sattı da ondan!
Oysaki muhtarın çevre eyleminde yaptığı konuşmasını hatırlıyorum. Siyanür diyor, sebze meyve yetiştiriyoruz, hayvancılık yapıyoruz, diyordu…
Okuduğu makaleleri anlatıyor, madene pek sıcak bakmıyordu!
Demirciler köyü, maden sahasının dışında kalıyor bu nedenle muhtar, diğer köylüler kadar duruma müdahil olmak istemiyor…
Altın madenine karşı olanların kahvehanesi diye bilinen yukarı kahvehanede, madene karşı olanlar artık pek konuşmak istemiyor. Artık azınlıkta kaldıklarına hissediyorlar ve konuşmanın bir fayda getirmeyeceğine inanıyor…
Ali Aker, kestirmeden gidiyor:
-Köylü, nasıl faydalanıyorsa o işe öyle bakıyor. Altının toprağın altında bırakılmasını da doğru bulmuyorum. Çıkarıp ekonomiye kazandırsınlar! Bu köylerde zaten genç kalmadı. En genci bizleriz. Belki iş kapısı olursa yeniden bu bölgeye gelirler…
Kamil Uysal’ın babasından kalan 12 dönüm arazisi var. 4 kardeşler! Kendi hissesini satmak istiyor…
-Ben yerimin nerede olduğunu bile doğru dürüst bilmiyorum. Babamızdan kalmış…
-Yeriniz hisseli yani?
-3 kardeş satmak istiyoruz. Bir kardeşimiz ise çevreci o satılmasını istemiyor!
1200 DÖNÜM ARAZİ SATIN ALINDI
Cengiz Holding’in Altın-Gümüş arama sahasının ÇED kullanım alanı 370 bin hektar…
Tepebaşı-Mihalgazi ve biraz da Bilecik’in İnhisar ilçesini kapsıyor.
Alpagut, Tekeciler Atalanteke, Avlamış, Karaoğlan, Demirciler, Tarpak köylerinin ortasında kalan bir alan…
Bölgeden en az 82 milyon ton altın çıkarılması planlanıyor! Bu rakamın 212 milyon tona kadar çıkması muhtemel…
Maden sahası şu anda boş! Yapılan bir tesis falan yok! Altın şirketi şimdiye kadar köylülere ait olan 1200 dönüm araziyi satın almış. Arazilerini satan köylülerin hepsi memnun! Rayiç bedelin 6-7 katı kadar ücret ödenmiş! İsmini vermek istemeyen köylüler, çevrecilerin eylemlerinin fiyatların yükselmesinde etkili olduğunu anlatıyor.
EN AZ 15 YIL KALACAK
Madende altın üretiminin 2028 yılında başlaması planlanıyor. 2 yıl inşaat süreci, 10 yıl işletme 3 yılda kapatılması…
Şirket 15 yıl bölgede kalacak! Ancak şimdiye kadar 15 yılda kazdığı yeri terk eden maden şirketine pek rastlamadık. Yeni damarlar, yeni kollar bulununca arazi ve süre uzuyor…
Konuştuğumuz, sohbet ettiğimiz vatandaşlar, ilk zamanlardaki gibi sert tartışmalar yaşamıyor.Bölge madeni kabullenmiş ve hayatı olağan akışına bırakmış…
Kanadalı Firma 2017 Yılında Geldi!
Karaoğlan köyü kavşak noktasında…
Eskişehir-inhisar- Mihalgazi kavşağında! Bir zamanların büyük köyleri arasında yer alıyor.
Köyün muhtarı Halil İbrahim Çeliker ile söyleşi yaptığımız yer bölgenin iklimi hakkında da bilgi veriyor…
Bir yanımızda zeytin ağaçları bir yanımızda Palmiye ağacı…
Çeliker, pek bilmediğimiz bir bilgiyi bizimle paylaşıyor:
-Ali bey bir dönem bizim köyümüzden günde 100 ton razakı üzüm gönderiyorduk. En iyi kuru üzüm razakı cins üzümden olur!
-Peki ya şimdi?
-Şimdi artık bağlara bakacak kimse yok. 50 yıl önce köyde 1200-1500 kişi yaşıyordu. Üzüm bağları tek tük kaldı!
-Peki bu altın madeni konusunda ne düşünüyorsunuz? Sizin köye biraz uzak ama!
Eliyle karşımızda bulunan binayı işaret ediyor:
-Ali bey 2017 yılında Kanadalı firma geldi, altın aradılar. İşte yurt olan bu binalarda kaldılar. O zamanlar kimsenin haberi olmadı ama çalışmalar o zaman başlamıştı.
-Maden sizi etkiler mi?
-Eskiden ilkokul yıllarında “madenlerimiz var ama çıkaramıyoruz” deniyordu. İşte şimdi çıkarılıyor. Tam tersi bir durum var. Köylerde göç var, gençlik yok!

Seralarımız Zarar Görmez!
Mustafa Adalı, Alpagut’ta seracılık yapıyor…
Bir yılda, dört ürün alıyor. Aralık ayının son günlerinde serada taze soğan var. Eşiyle birlikte ekiyor, hasat ediyor, bağlıyor ve hale gönderiyor…
-Serada neler yetiştiriyorsun?
-Roka, pırasa, taze fasulye şimdi de soğan…
-Kilosu kaç liradan kamyona sarıyorsun?
-Şu sıralar kilosu 40 liradan gidiyor.
-Altın madeni konusunda sen ne düşünüyorsun? Seralara bir zararı olur mu?
-İlk başta tereddütlerimiz vardı. Ancak, Çanakkale gezisine gidince bu tereddütlerimiz ortadan kalktı. Maden sahasının hemen yanında zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinyağlarını aldık. Bunu gördüğüm için ben seralara zararı olacağına inanmıyorum. Ben madenin bölgeye katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bölgemiz için iyi olacağını düşünüyorum.

Çalışkan Mustafa: “Tek Başıma Kalsam Da Mücadeleye Devam”
Mustafa Örücü, maden şirketine karşı mücadele eden en etkili isim! Fikir değiştirmiyor! En başından bu yana madene karşı tavrını sürdürüyor. “Çanakkale’yi atalarımız nasıl savunduysa, biz de toprağımızı öyle savunmalıyız” diyor…
-Mustafa Örücü, geçimini nasıl sağlıyor, diye sordum…
Önce bir düzeltme ve hatırlatma yaptı:
-Köyde 5 tane daha Mustafa Örücü var. Aman isimler karışmasın!
-Peki bir lakabın var mı, seni nasıl yazalım?
-Çalışkan olan Mustafa Örücü, yazabilirsin!
Sonra da anlatmaya başladı:
-Ben pazara çıkıyorum. Yeşiltepe, Muttalıp, Odunpazarı pazarlarında kendi yetiştirdiğim ürünleri satıyorum. Kendi malımı bu şekilde değerlendirmeyi uygun buluyorum…
-Madene karşı mücadelede bölgenin koçbaşı durumundasın? Başına neler geldi!
-7 mahalle muhtarı beni mahkemeye verdi!
-Neden?
-Haklarında beyanat verdim. Şimdi aynısını söylesem yine yargılanırım…
-Başka neler yaşadın?
-Beni ölümle tehdit ettiler! Bende mahkemeye verdim! Tehdit ve hakaretten para cezası aldılar, şirketin müdürlerinden birisi…
-Peki şunu sormak istiyorum, bu kahvehaneye maden karşıtları bulunuyor diye geldik. Ama kimse konuşmak istemiyor!
-Alpagut mahallesinde madene karşı çıkanların sayısı ilk başlarda az değildi. Sonra bu sayı gittikçe azaldı. Ancak birçok kişi kendisini baskı altında hissettiği korktuğu için düşüncelerini açıkça ifade edemez hale geldi. Ben bile birçok kez davalık oldum. Korkuyorlar kimse konuşmuyor.
-Kimden korkuyorlar? Yasa var hukuk var?
-Mahalle baskısı var diyelim! Bir de artık maden karşıtları çok azınlıkta kaldı, o yüzden herkes düşüncesini rahatça ifade edemiyor.
-Bir de bu Çanakkale gezisine sen katılmadın mı oradaki madenleri incelemek için!
-Ben Uşak’taki altın madenini gezdim. Durum felaket! Maden, Uşaklıların suyunu bitirmiş!

Siyaset Amaçlı Karşı Çıkıyorlar
Ali Aydoğdu, Alpagut’ta çiftçilik yapıyor! Madene karşı çıkmıyor! Tam aksine destekliyor…
-Ne kadar seran var?
-500 metre kare…
-Yetiyor mu bu toprak sana?
-10 ton pırasa yaptım. Roka, Fasulye…
-Pırasıyı kaçtan verdin?
-Kilosu 20 liraya…
-Bir aileye bakıyor mu?
-1-2 dönüm sera kendileri çalışırsa bir aileye çok rahat yeter!
-Bu maden işine sen ne diyorsun?
-Elbette bir takım sıkıntılar olacak? Her doğumda bu tür sıkıntılar olur. Ben altın madeninin ülkemizde ve beldemizde kalkınma sağlayacağını düşünenlerdenim. Birçok kişi dağdaki arazilerini şirkete satalı çok oldu! Maden ilk geldiğinden bu yana bir destek var. Ben olumlu bakıyorum. İtiraz edenlerin bir kısmı siyaset amaçlı yapıyor. Bir kısmı da hiç bilmiyor.

Çay 5 Lira!
Alpagut Kahvehanesi’nde çay 5 liradan satılıyor. Orhan Altın, işletmeyi yeni satın almış…
Orhan Altın’a “hayırlı olsun” diyorum…
-Sağol 3 yıl öncede zaten ben işletiyordum. Şimdi geri aldım…
-Neden bıraktın?
-Başka bir işte çalıştım…
-Maden konusunda neler konuşuluyor?
-Memnun olanlarda var olmayanlarda!
-Pek konuşmak istemiyor vatandaş?
-Alan aldı satan sattı! Artık vatandaş bu konuları geride bırakmak istiyor.

Yol Arkadaşlarım
Alpagut, yolculuğunu Eskişehir Net’ten Cihan Yıldırım, Bilgehan Tombul ve Yiğit Serhan Asan ile birlikte yaptık. Eskişehir’in dışında başka bir hava solumak, farklı insanlarla sohbet etmek, hepimize iyi geldi. Farklı rotalar gazetecileri heyecanlandırıyor…
