Futbolumuzun gerçek sorunları

Öncelikle şunu anlamak zorundayız: Futbolla ilgili olarak gelişen sosyal terör, şike veya yasa dışı bahis olayları, toplumda yaşanan bazı sorunların ifadesidir. Ekonomik ve sosyal olarak tatmin olamayan ihtiyaçlar, kendilerini futbol içi terör veya yasa dışı ilişkiler olarak ortaya koymaktadır. Futbolla ilgili olarak alınan bazı önlemlerin, hiç kuşkusuz bu istenmeyen olayların azalmasına etkisi olacaktır.

Fakat bu kargaşanın ortadan kaldırılmasının birincil yolu, ülkede yoksulluğun üstesinden gelinmesidir. Örneğin; futbolda gözlenen şiddetin ana bileşeni, karşılanamayan ihtiyaçların yarattığı sosyal patlamadır. Bu sosyal gerçeğin başka örneklerini; siyaset alanında, ekonomik etkinliklerde ve diğer sosyo-kültürel faaliyetlerde de görmek mümkündür. Futbol terörünü bir grup fanatiğe bağlamak, bu endüstrinin ana gerçeğini görmemek olur.

Bugün futbol, gerçekten çok yönlü bir endüstridir. Futbol kulüplerinin her biri, bulunduğu kentteki ekonomik işletmelerin pek çoğundan çok daha büyük iktisadi ve sosyal boyutlara sahiptir. Bu nedenle; futbol kulüplerinin bu gerçeğe uygun biçimde yapılanmaları ve yönetilmeleri gerekir. Futbolun yönetimi, başta kulüpler olmak üzere kurumsallaşmak zorundadır. Söz konusu yeniden yapılanma gerçekleşmeden, bu alanda yatırılan maddi kaynaklar heba olmaya devam edecektir.

Ülkemizin güncel futbolunda kulüp başkanlığı ve yöneticiliği, aynen siyasette olduğu gibi bir vitrindir. Yaşamında bir kez bile spor olarak bir faaliyette bulunmamış kişiler, başkanlığın ve yönetim üyeliklerinin talibi olarak vitrine çıkma ihtiyacı içine girmektedirler. Malum vitrinde kalmak için de, etik olan ve olmayan tüm yolları kullanmaktan çekinmemektedirler.

Bugün gözlenen şiddetin ivmelendiricileri arasında başrolü, kulüp yöneticilerinin çektiği konusunda kuşku yoktur. Suça özendirmek, yasada bir suç teşkil ederken; futbol terörü özendiriciliği konusunda ciddi yasal yaptırımlar yoktur. Suç varsa, cezası olmalıdır. Futbol yöneticiliği de, sadece para (finansal destek) karşılığı yapılacak kadar ucuz olmamalıdır.

Futbol endüstrisini oluşturan tüm unsurlar, gözlenen şiddetin sorumlularını kendileri dışında arıyorlar. Kendisi dışında suçlu aramanın ve yaratmanın baş aktörleri arasında bazı medya organlarının bulunduğu gün gibi ortadadır. Futbolseverleri ayaklanmaya teşvik edip, daha sonra sütten çıkmış ak kaşık gibi kenara çekiliveren medya konusunda da yaptırımlar olmak zorundadır. Futbolda suça teşviği medya özgürlüğü ile maskelemeye çalışmak, güneşi balçıkla sıvamaya çalışmaktır. Özgürlükler, ancak sorumluluklar olduğunda geçerlidir.

Futbol terörünü oluşturan unsurlar, kuşkusuz bunlardan ibaret değil. İş kapabilmek için ahlaki olmayan yollarla yarışan teknik adamlar, makamını koruyabilmek için fanatikleri besleyen kulüp yöneticileri, kendi başarısızlıklarını örtmek için tüm futbol unsurlarına sözle de olsa saldırmaktan çekinmeyen teknik kadro ve futbolcular, geçimini fanatik olmaktan sağlamaya çalışan tribün teröristleri, tümüyle bu suçun ortaklarıdır. Dünyada futbol endüstrisinin, şiddet içermeyen sayısız örnekleri var.

Şampiyonluk şansını kaybeden bir takım için bu başarısızlığın sorumlusunun kim olduğu sorgulanıyor. Genelde seçenekler, –genelde denetimsiz futbol medyasının gözden kaçıp unutulmasıyla– sırayla teknik heyet, başkan ve yöneticiler, futbolcular, taraftarlar ve diğer unsurlar biçiminde sıralanıyor.

Türkiye’de herhangi bir futbol kulübünün sportif başarısızlığının sorumlusu kim olduğunu bana sorsanız cevabım, tereddütsüz başkan ve yönetim kurulu olacaktır. Çünkü bir kulübün önce bir kurum olması gerekir. Eğer bir kurumda başarısızlık varsa, muhtemelen bunun nedeni kötü kurumsal yapılaşma ve kötü yönetimdir.

Futbolda başarının adı şampiyonluk değildir. Şampiyonluk dışında bir kupa kazanmak, bir üst lige terfi etmek, Avrupa’da ülkeyi temsil başarısını elde etmek, izlenmesi taraftarlara tat veren güzel futbol oynayarak lige iyice bir sırada bitirmek, ulusal takımlara yükselebilecek oyuncular yetiştirmek veya centilmen bir takım olabilmek de sportif başarı sayılır. Eğer bunlardan herhangi biri elde edilemiyorsa, kulüpte incelenmesi gereken ana sorunlar var demektir. Genelde Türkiye’de futbol alanında karşımıza çıkan gerçek de budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi