
Gürcan Banger
Gelecek İçin Hangi Meslek?
Salgın şartlarında toplumun genç kesimleri geleceğini belirleyecek sınavlar iç içe… Diğer yandan dünyanın şimdiye kadar görülen en hızlı değişimini yaşıyoruz. Bunlara rağmen yaşam bir şekilde devam edecek. Genç insanlar yeni seçimleri ile geleceğe hazırlanacaklar. Pek çok insanın aklında “Ne yapmalı?” veya “Ne seçmeli?” gibi sorular var.
Küresel düzeyde ekonomi ve iş dünyasındaki değişim, geleneksel mesleklerin bir yandan yaşamını kısaltırken diğer yandan içerik olarak değişikliğe uğramalarına neden oluyor. Bu arada bir dönem para kazanmanın yıldızı olarak görünen bir meslek, hızla sönüp gidebiliyor. Böylelikle sürekli yeni meslek alanları oluşuyor. Hatta yaşamdan silinmiş gibi görünen (genelde el becerisine dayalı) bazı mesleklerin ise farklı ihtiyaçlar karşısında yeniden canlanıp, gündeme geldiğini de görüyoruz.
Yüksek hızlı değişim, kariyer konusunda bir noktayı iyi kavramımıza neden oldu. Şu anda sürdürdüğümüz mesleklerin önemli bir bölümü, önümüzdeki 10-20 yıl içinde ya yok olacak ya da değişime uğrayacak. Bu gerçek, gelecekte meslek seçimi yapacak kişilere yönelteceğimiz önerileri de etkileyecek. örneğin 15 yıl sonrasında, bugün aklımıza bile gelmeyen yüksek getirili ‘cazip’ yeni iş ve meslek dalları doğmuş olacak.
Geleneksel kalıp teknolojisini demode ederek, yeni bir imalat yöntemi olarak ortaya çıkan 3D yazıcı teknolojisini düşünün. İnsan kemiğinden metal eşyaya kadar pek çok şeyi üretme konusunda ümit veren bu teknoloji, beraberinde pek çok yeni mesleği de iş dünyasına taşıyacak. Bir başka küresel gelişme sonucunda, dünya nüfusunun ortalama yaşının yükselmekte olduğunu biliyoruz. Daha şimdiden bazı ipuçlarına sahip olduğumuz bu alanda da yepyeni meslek ortaya çıkması beklenir. Gıda kaynaklarında oluşabilecek azalma veya kıtlık şartları, bu alanda yeni mesleklerin gündeme gelmesini sağlayacaktır. Gene gerçek yaşam ile (bilişim – iletişim alanlarına dayalı) sanal evren arasındaki etkileşimi ifade eden ‘artırılmış gerçeklik’ sektörlerinde yeni iş ve meslek fırsatları görebileceğiz.
Değişen ekonomi ve iş dünyası şartları, insan ve (artık otomata dönmüş) makine arasında yeni bir etkileşim tanımlıyor. Artan otomasyon düzeyi ile birlikte sıradan operasyonel (tanımlanabilir ve programlanabilir) işlerin çok büyük bir kısmı makineler tarafından yapılacak. Bu durum insanlara ise inovasyon, ar-ge, ür-ge, tasarım ve fikir geliştirme gibi zihinsel ağırlıklı işleri bırakıyor. Bu çerçevede bireylerin yaratıcılık, liderlik, motivasyon, duygusal iletişim gibi becerilerini geliştirmeleri gerekecek. Bilişim ve otomasyon donanımı ile elektronik - makine (mekatronik) disiplininin gelişmesi insan ve makine tarafından yapılan işlerin çeşitlenmesini (ve farklılaşmasını), yeni meslekler yaratacak biçimde artıracak.
Yukarıda çizdiğim görünüm, akla teknoloji üreticiliği ve sahipliği ile ilgili bir soru getiriyor. Muhtemelen önümüzdeki 20-30 yılın sonunda, ülkelerin gelişmişliğini tasnif ederken teknoloji endeksini daha fazla kullanıyor olacağız. Teknolojiye sahip olanlar, diğerlerine ‘uzak ara’ fark yapacaklar. Böyle bir süreç (anlatıldığı gibi) işlerse teknoloji sahibi olmayan toplumların bireylerine eğlence, spor, kişisel sağlık bakımı veya bireysel destek hizmetleri gibi işler kalacak.
20’nci yüzyılın son yarısına geri dönün. O dönemde her bireyin yaşam boyu sürdürdüğü bir işi ve mesleği olduğunu göreceksiniz. Durum, işin el becerisine dayalı olduğu önceki dönemlerde de böyleydi. Bu işle başlayan yaşam, muhtemelen deden alınmış ve çocuğa bırakılmıştır. Bundan ‘aile mesleği’ diye söz edilir.
öyle anlaşılıyor ki; ‘aile mesleği’ çağını tekrar yaşamayacağız. Günümüzde okuldan mezun olup, bir işe girenler yaklaşık 3 yıl sonra başka birine geçmek üzere bu işi bırakıyorlar. çalışanların –işler, sektörler, kurum ve kuruluşlar arasında– iş değiştirme hızı yükseldi. Bu yönelimin devam edeceğini öngörebiliriz. Ayrıca sadece çalışanlar iş değiştirmiyorlar, aynı zamanda işletmeler de kısalan ürün ve hizmet ömürlerine bağlı olarak değişime uğruyorlar, uğramaya devam edecekler.
(Devam edecek)