
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Hangisi doğru yapıyor sizce?
Yazılarımızı takip edenler anımsayacaktır.
Daha önce de bu köşede AK Partide bir şekilde kaybedenlerin sonradan nasıl kazandıklarını ya da bir şekilde kazandırıldıklarını yazmıştık.
Örnek olarak da herkesin bildiği süreç içinde yaşanmış olayları kronolojik biçimde ve şu şekilde sıralamıştık.
-AK partinin ilk Büyükşehir Belediye Başkan adayı olup seçim kaybeden Faruk Karaçay, Antalya Büyükşehir belediyesine Genel müdür oldu.
-Eskişehir'de üçüncü kez listeye alınmayan Murat Mercan, Bakan yardımcısı oldu.
-AK partinin üst üste 2-3 seçimin listesinde yer alan ama seçilemeyen Ethem Kalın önce Bakan danışmanı, ardından kamuda yönetici oldu.
-Partinin il başkanlığı ve yöneticiliğini yapıp, milletvekili adayı olan Ayşe Fert Dökmeci Milli Piyango idaresine yönetim kurulu üyesi oldu.
-Mahalli seçimler kaybedildiğinde il başkanlığı yapan Murat Canözer Tepebaşı adayı oldu.
-Mahalli seçimler kaybedildiğinde il başkanlığı yapan Salih Koca iki kez milletvekili oldu.
-Büyükşehir belediye başkanlığını kaybeden Hasan Gönen Rektör oldu.
-İlçe başkanıyken, bölgesinde belediye seçimlerini kaybeden Dündar Ünlü İl Başkanı oldu.
-Şikâyet üzerine meclis üyesi olamayan Ertuğrul Dindar Tepebaşı ilçe başkanı oldu.
-Mahalli idarelerden sorumlu yönetici olarak bölgesinde seçim kaybeden Volkan Doğan Odunpazarı ilçe başkanı oldu.
-Mahalli seçimlerde Tepebaşı aday adayı olan Mustafa Birsen, Meclis üyesi oldu.
-İkinci kez listeye alınmayan Ülker Can, Kadın kolları genel başkan yardımcısı oldu.
-Eskişehir'de iki mahalli seçim kaybeden Nabi Avcı yine liste başı oldu.
Ve en son olarak:
-2014 seçimlerinde Büyükşehir adayı olan ve seçimi kaybeden Harun Karacan, partinin milletvekili oldu.
Sonuç olarak.
AK Partide seçim de kaybetse büyük bir çoğunluk mağdur edilmedi.
Tam tersine...
Taltif edildi.
İşte bu durum çok iyi bilindiği için, partide aday adayı ya da aday olmuş ama seçilememiş kim varsa parti ile bağını kopartmadı.
Partinin her toplantısı her etkinliğinde yer almaya özen gösterdi.
Partide bu durum bugün dahi devam ediyor.
Aday yapılmayanlar da aday olup kazanamayanlar da "Bir gün sıra bana da gelecek" beklentisi içinde partiden uzaklaşmıyor.
İşin ilginç tarafı, kimse de o insanların üzerini çizip partiden uzaklaştırmıyor.
AK Partide "Vefa"diye de adlandırılabilecek bu tespiti bugün yeniden hatırlatmak nereden mi aklımıza geldi?
CHP'deki bazı isimleri düşündük önceki gün.
Erman Gölet, Erdal Caferoğlu, Ayhan Kavas, Nur Süllü, Nihat Çuhadar,Ersen Yeniceli ilk aklımıza gelenler.
Kısa bir süre öncesine kadar CHP içinde isimlerinden sık sık söz edilen kişilerdi bu saydıklarımız.
Bazıları seçim kaybetti.
Bazılarının üzeri birileri tarafından çizildi.
Hatta...
Bazıları seçim kazanmasına rağmen neredeyse siyaset dışı kaldı.
Kısacası...
Bugün için CHP'de isimleri dahi konuşulmaz hale geldi
Yazının başında AK Partide kaybedenlerin de bir şekilde kazandığını okudunuz ya...
Yazının sonunda da, kazanmış ya da kaybetmiş olsa da CHP'nin kendi çocuklarını nasıl siyaset dışı bıraktığını okudunuz.
Hem de örnekleriyle...
Artık hangisinin doğru, hangisinin yanlış yaptığını da siz bulun.
......
Devlet bir tarafı düzeltirken, diğer tarafı bozuyor
-İşyerlerine, iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu getirildi.
-İşyerlerine, hekim çalıştırma zorunluluğu getirildi.
-Gıda üretimi yapan işyerlerine Gıda mühendisi çalıştırma zorunluluğu getirildi.
-Şirketler ile Yapı Kooperatiflerine Avukat çalıştırma zorunluluğu getirildi.
-İnşaatlarda, çalıştırmak zorunda olduğunuz mühendisler nedeniyle işçiler "Birinden birinin kafasına gelir" düşüncesiyle çekiç sallayamaz hale geldi.
Bunların hepsi, şirketlerden çıkacak olan fazladan para.
Avrupa Birliği kriterleri falan hikaye.
Devlet, Üniversite üstüne Üniversite açıyor.
Dağ gibi Üniversite mezunları birikiyor.
Biriken Üniversite mezunları işsiz geziyor.
Bunlara istihdam sağlanması lazım ki para kazansınlar.
Devlet en kolay yolu seçiyor.
-"Bunları çalıştırmak zorundasın kardeşim" diyor.
Diyor demesine de, bir tarafı düzeltirken, diğer tarafı bozuyor.
Zira...
Üretim yapan, üretim yapmaktan vaz geçer hale geliyor.
......
Bu işte var bir terslik ama...
Zaman zaman şehirlerle ilgili olarak istatistikler yayınlanıyor.
Söz konusu istatistikler sayesinde Eskişehir ile ilgili rakamları da öğrenme imkanı buluyoruz.
Örneğin.
Eskişehir'in en yaşanabilir kentler arasında ilk 3 sırada olduğunu biliyoruz.
Yine...
Eskişehir'in en huzurlu kentler sıralamasında yine üğst sıralarda olduğunu da biliyoruz.
Öte yandan.
Eskişehir'in en eğitimli kentler arasında olduğunu.
Kültür sanat konusunda da Eskişehir'in diğer illeri geride bıraktığını biliyoruz.
Bunlar Eskişehir ile ilgili olumlu sonuçları olan rakamlar.
Ancak...
Bunun yanı sıra...
Eskişehir'de ölüm oranının Türkiye ortalamasının üzerinde olması.
Mutsuzluk ölçümlemesinde yine Eskişhir'in diğer illerin üzerinde bulunması gibi sonuçlar da Eskişehir açısından olumsuz sayılabilecek rakamlar.
Durum böyle olunca insan şaşırmadan edemiyor.
Çünkü.
Ortaya çıkan sonuçlar birbirne ters, birbirine tezat rakamlar...