
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
İbreti alem için burası bu haliyle kalsın!
- AK parti hükümeti kanalıyla Eskişehir'e yapılan yatırımlarla ilgili ne düşünce aşamasında ne de uygulama aşamasında Eskişehirlilerin istekleri dikkate alınmadı.
-Ankara'daki bakanlıklarda, masanın başında oturan insanlar, Eskişehir'e yapılacak olan yatırımlara kendi kendilerine karar verdiler.
-herhangi bir yatırım yapılacağında Eskişehirlilere "siz nasıl düşünüyorsunuz?" diye soran bile olmadı.
-O yüzden, yapılan yatırımların büyük bir çoğunluğu, Eskişehir'in istemediği hatta onay vermediği yatırımlar olarak tarihe geçti.
-O yüzden, yapılan yatırımların büyük bir çoğunluğu rantabl olmadı ve Eskişehirlilerin hayatını kolaylaştırmadı.
-Buna engel olması gereken AK parti'nin Eskişehir'deki aktörleri de bu duruma tepki göstereceği yerde, Ankara'da masa başında yapılan saçma sapan projeleri Eskişehirlilere dayatmaya kalktı.
Tıpkı, Devlet Demir Yolları'nın, yeraltına alınan demiryolu üstünde gerçekleştirdiği saçma sapan projeyi de örnek vermek suretiyle, yaşanan bu durumu geçenlerde AK parti il Başkanı Dündar Ünlü'ye sorup, "bundan sonra da böyle mi olacak?" demiştik.
Dündar Ünla'nün "Asla böyle bir şey olmayacak. Eğer Eskişehirlilerin istemediği bir proje dayatılmaya çalışılırsa da bunun karşısında duvar olurum" dediğini, bu sütunlarda dile getirmiştik.
Vermiş olduğumuz örnek şu sıralar kamuoyunun gündeminde...
-Demiryolu'nun yeraltına alınmasının ardından üzerinde oluşan "bulvar" niteliği taşıyan alan için DDY bir proje hazırladı.
-Ne proje hazırlanırken, ne de uygulanırken Eskişehirlilerin onayı alınmadı.
-Şehrin vitrini olabilecek canım alan, bir anda beton yığını ile kaplandı.
-Betondan yapılan dev saksılar, insanlar tarafından adeta uçaksavar füze bataryası zannedilmeye başlandı.
-Türkiye'nin en büyük Gar binasını yapabilecek miktarda beton döküldü.
-Yeşil alana muhtaç şehir merkezi, ucube bir griliğe bürünüverdi.
Durun daha bitmedi...
210 günde bitirileceğine dair tabelaların asıldığı, açılışların yapılıp, kurdelelerin kesildiği işin süresi neredeyse dolarken, söz konusu projenin yarısına dahi gelinemedi.
Dahası...
DDY nin hazırladığı, Eskişehirlilere dayattığı, beğenilmemesine rağmen ısrar edildiği ve Eskişehir'deki dönemin AK partili aktörlerinin de "Bitince güzel olacak" dediği projenin müteahhidinin kaçtığı söylentisi yayılmaya başladı.
Sonuç olarak:
Proje, beton yığını görüntüsü ve tüm çirkinliğiyle Eskişehir'in merkezinde öylece duruyor.
Bizim tavsiyemiz ise: Projenin bu haliyle bu şekilde durması!
Bu çirkinlik bu halde dursun ki, bundan böyle Eskişehirlilerin onayını almadan Eskişehir için masa başında saçma sapan proje yapacaklara gösterilebilsin!
-"Bakın! Bu da tıpkı sizin Eskişehirlilere danışmadan Ankara'da, masa başında yapacağınız projelerden birisi" denilebilsin!
Kim bilir?
Belki, bu ucube projeyi bu haliyle görünce belki insafa gelir Ankara'daki masa başında proje hazırlama meraklıları.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Yıkmasak da yanmasına engel olamıyoruz...
Hangi ülkenin hangi şehrine giderseniz gidin, miladı dolmuş ve artık ihtiyaca cevap vermeyen binaların müze, sanat galerisi ya da kütüphane olarak değerlendirildiğini görürsünüz.
Yine hangi ülkenin hangi şehrine giderseniz gidin, rehberiniz sizi gezmeniz için bu binalara götürür.
Çünkü o binalarda, şehrin hafızası yaşar.
Yıkıp da yerine daha rant sağlayacak bina yapamadıklarından değildir korumacı olmaları.
Şehrin ortak malı olduğu için yıkılmamasıdır.
Bizde ise...
Eskiyeni, yenisi ile değiştirme, bu değişim sırasında da olaydan pay kapma makbuldür.
Binanın geçmişte üstlendiği rol, kimsenin umurunda değildir.
Önemli olan; yenilenirken elde edilecek olan kişisel ya da kurumsal kazançtır.
Nasıl olsa unutulacaktır geçmişte yaşananlar.
Gelecek kuşakların bunu bilmesine de gerek yoktur aslında.
Yaşanmış bitmiştir.
Binlerce insanın öğrenim görüp, en güzel yılları ve anılarının yaşadığı okullar bu yüzden yıkılır.
Babasının elinden tutarak gittiği ilk maçın heyecanının yaşandığı Stadyumlar işte bu yüzden ranta kurban gider.
Şehrin Kartpostallar üzerinde ki nadide simgelerinden birkaçı olan Gar binası ile porsuk üzerinde ki Hürriyet heykeli işte bu yüzden yok edilir.
Bugün şehir olarak övündüğümüz Anadolu Üniversitesinin hangi şartlarda nasıl bir binada kurulduğunun hiç mi hiç önemi yoktur aslında.
Önemli olan...
Koskoca bir Üniversitenin doğduğu o binanın yerine, 10 katlı başka bir hizmet binası yapmaktır!
Ne diyelim? Biz böyleyiz...
Her ülke, geçmişe tanıklık etmiş yapılarını özenle koruyor.
Hiç olmazsa Tanrı da, bizim yapıları bizden korusun...
Aksi halde...
Ne bulursak yıkıp taş taş üzerinde bırakmayarak, Eskişehir'in geçmişinin resmen içine edeceğiz.
Bu gidişle...
Yıkmasak dahi, yanmasına engel olamıyoruz.
Tıpkı...
Geçtiğimiz günlerde yanıp kül olan Odunpazarı'ndaki tarihi binanın yanarak kül olması gibi...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Bu ülkede en iyi yaptığımız iş...
Her gün kullandığımız Muhsin Yazıcıoğlu Bulvarı.
Yani...
Kentpark'ın ana kapısının tam karşısına denk gelen Otogar yanındaki Bulvar.
Üşenmedik saydık.
6 yıl içinde tam 13 kez asfaltlandı.
Tabii ki, 5 yıl içinde 14 kez kazıldı.
Bazen yağmur suyu hattı geçirmek için bazen de şebeke suyu.
Bazen Telekom kazdı, bazen de internet kablosu döşemek için kazıldı.
5 yılda 13 kez asfaltlanıp, 14 kez kazılan bir yoldan gelip geçiyoruz.
Hala her yeri yama içinde.
Hala her yeri kazılmış vaziyette.
Hala asfalt bekleyen yerleri var.
Bu sadece koskoca Eskişehir'deki bir tk yol.
Diğer cadde ve sokakların durumu da bundan farklı değil.
Galiba bu ülkede en iyi yaptığımız iş, kazıp asfalt dökmek.
Ya da...
Asfalt döküp kazmak.