İlişkiyi Fark Etmek

Eğer duygusal ilişkinizde beklentileriniz, özlediğiniz biçimde yerine gelmiyorsa; bilmelisiniz ki, buna yol açan birinci neden kendiniz olabilirsiniz. Bir ilişkide en tehlikeli davranış modeli, kişinin sadece kendisini görme –kendisine kilitlenmiş olma alışkanlığıdır. Buna bir anlamda bireyin kendisine takılıp kalması diyebiliriz. Böyle bir durumda kişi, o denli kendine dönüktür ki; bir ilişkinin ‘iki kişilik’ bir olgu olduğunu gözden kaçırır. Eğer birey, ilişkisini kendine dönük biçimde sadece kendi mantık mekanizmalarıyla yürütmeye çalışıyorsa, muhtemelen bir duygusal ilişkinin keyifli özünü kaçırıyor olabilir.

Genelde pek çok kişi akıllıca sevmenin en iyisi olduğunu düşünür. Hâlbuki bunun doğruluğunu kanıtlamak hayli zordur. Birincisi; akıllı bir ilişki arayıp hiç sevmemektense aptalca sevmek daha iyidir. İkincisi; insanı insan yapan özelliklerinin başında duyguların akla eşlik etmesi gelir ki; çoğu zaman duygular ve akıl birbiriyle çelişiktir. Akla uygun bir aşk yaşayarak enerjiden, zamandan ve paradan tasarruf edebilirsiniz; ama bu durumda gerçek aşkın kendisini kaçırmış olursunuz.

Aşk gibi bir duygusal ilişkinin, kendi başınıza yapabileceklerinizden en önemli farkı, iki kişilik olmasıdır. Çünkü insan, sonsuza kadar kendi sırları ve karanlık yanları ile yalnız kalamaz. Kimi zaman bunları boşaltıp ruhunu dinlendirmeye geçebileceği bir iklime ihtiyaç duyar. Bu iklimi sağlık ve güvenle oluşturan faktörlerin başında bir duygusal arkadaş gelir. Duygusal arkadaşınız –sevdiğiniz insan, muhtemelen sizin sırlarınızın ve karanlık yanlarınızın –belki de kusurlarınızın en azından bir bölümünü bilen ama sizi hâlâ sevmeye devam eden kişidir.

Kimi zaman zor durumlarda kalabilirsiniz. Hatta eksiklik ve zayıflıklarınızdan dolayı ya da tamamen bir tesadüf eseri gülünç duruma düşebilirsiniz. Gerçek duygusal arkadaş, sizi böyle kötü bir duruma düştüğünüzde bile; içtenlikle, bunun geçici bir hal olduğunu düşünerek seven kişidir. Onun farklı duygu iklimi, sizi her zaman sarmaya hazırdır. Ta ki; siz onun ilgi ve sevgisini hissetmeye hazırsanız…

Küçük çocukların duygularını, özellikle sevgilerini ne kadar kolay gösterebildiklerine dikkat ettiniz mi? Çünkü onlar kişisel ifade konusunda büyükler gibi kendilerini denetleme ihtiyacı hissetmiyorlar. Bir de; kendilerini ayıplı veya özürlü görmek gibi bir sorunları yok. Bazı yanlarının karanlık kalması çabasında değiller. Henüz korkular, endişeler ve alışkanlıklar, onları olduklarından daha farklı davranmaya yönlendirmiş değil. Yaşama, sevgileri açısından doğrudan ve daha güvenle yaklaşıyorlar. Bir duygusal ilişki için çocuklar doğru bir model ortaya koyuyorlar.

Bir duygusal ilişkide başarı diyebileceğimiz mutluluğu, kendimizi saklayarak veya saklanarak yakalamamız mümkün değil. Güven konusunda başabaş noktasını yakaladıktan sonra sevgiyi büyütmek, geliştirmek için çaba harcamak lazım. Ama bunu yaparken aşkı bir bilimsel araştırmaya ya da güvenlik soruşturmasına da dönüştürmemeli. Bir karar verin ve kararınızı verdikten sonra inceleyip didiklemek yerine duygusal ilişkinizin keyifli yönünü yaşamaya çalışın.

Yaşamın zorlukları olduğunu biliyoruz. Geçime ilişkin sorunlarımız olabiliyor. Sağlık sorunlarımızın ayak bağı olduğu zamanlar yaşıyoruz. Toplumun bizi zorladığı rollerimiz var. Sosyal yaşamdaki statülerimiz nedeniyle bazı kalıplar içinde davranmak zorunda kalıyoruz. Ama bu kadar sıkıştırılmış ve daraltılmış bir yaşamda soluk alabilmemiz ve yaşamın devamlılığını sağlamamız için olumlu enerji ile donanmamız da gerekiyor. Biraz dikkat ettiğimizde görüyoruz ki; toplumun bize dayattığı rolleri abartmanın fazla da açıklanabilir bir yönü yok. Her an bize dayatılan statü ve rollerle yaşamak mümkün değil. Eğer tümüyle tanımlanmış bir robot olmayı istemiyorsak, işte; o zaman bir duygusal ilişkinin ihtiyaç duyduğu uygun rollerle yer ve zamanı yaratmamız gerekiyor.

Unutmayın; zamanın ömrü bizimkinden uzun. Biz ise her geçen saniyede bize ait olan tek şeyden, yani yaşamımızdan bir şeyler kaybediyoruz. Bugün yaşamadığınız duygusallığı, yarın yaşamak için yeterli zamanınız olmayabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi