Milli maç için verilen ara Eskişehirspor'un imdadına tam zamanında yetişti. Yoksa Balıkesir karşısında alınan ağır yenilginin izlerini silmek pek kolay olmayacaktı. 50. Yıl logosunun tanıtımı, milli maç derken dikkatler dağıldı. Bu arada bazı futbolcularda iyi tatil yaptılar. Umarım milli arayı iyi değerlendirmişizdir. Çünkü hafta sonu Sivas ile çok kritik bir maç oynayacağız. İki takımında 27 puanı var ve kazanan ligde çok rahatlayacak.
Aslında Sivas'ta bizim gibi ligde umduğunu bulamayan ve taraftarına hayal kırıklığı yaşatan takımlardan biri. Hadi Eskişehirspor'un durumu belli ama Yiğidolar bu sezon kâğıt üstünde gerçekten iyi bir kadroya sahipti. İşte bu iyi kadronun gücü, uzun süre kâğıt üstünde kaldı, bir türlü sahaya yansımadı. Ta ki Roberto Carlos gönderilip, yerine Sergen Yalçın getirilene kadar. Sergen'le birlikte çıkışa geçen Yiğidolar kısa sürede toparlanarak düşme hattının üstüne çıkmayı başardılar. Artık hiçbir takım onlarla oynadıkları maça garanti gözüyle bakamıyor. Aynı bu hafta sonu bizim bakamadığımız gibi. Son oynadıkları maçta ligin güçlü takımlarından Bursa'yı ezip geçtiler. Eskişehir'e bu galibiyetin verdiği havayla geliyorlar. Baktığımızda Sivas'ta bize ters gelebilecek oyun karakterine sahip birçok futbolcu var. Burada tek tek saymaya gerek yok ama başta Atıf Chahechouhe olmak üzere hemen hepsi ligi tanıyan, tecrübeli ve kaliteli oyuncular. Açıkçası teraziye koysak kimin ağır çekeceği baştan belli... Ayrıca iki eski futbolcumuz Burhan Eşer ve Batuhan'da rakibimizde. Ancak sahada isimler kazanmıyor. Kazanmak için istemek, mücadele edip, savaşmak lazım. Bu konuda yönetime de büyük görev düşüyor. Duyuyoruz ki rakiplerimiz bizim verdiğimiz maç primlerinin neredeyse 4-5 katını galibiyet primi olarak açıklıyor. Artık kabul etmek gerekir ki, futbol dünyasında profesyonellik yani kısaca para, forma aşkından da, kulüp sevgisinden de çok önde. Zaten doğru dürüst yıllık ücretlerin ödenmediği bir ortamda futbolcular için maç primleri çok önemli bir motivasyon kaynağı. Yönetime bu konuda pek çok defa ufak çıtlatmalar yapılsa da hep kulak arkası yapmayı tercih ettiler. İleriki haftalara rahat girmek istiyorsak eğer bu defa ellerini ceplerine atmalarını şiddetle tavsiye ederim.
Son olarak kulübün 50.yıl kutlamaları kapsamında düzenlenen logo tanıtımı hakkında bende bir şey söylemek istiyorum. Futbolda tek ve en önemli şey sportif başarıdır. Sportif başarı olmazsa sempati ve hoşgörü azalır, eleştiriler ağırlaşır. O yüzden ortada hiçbir başarının olmadığı üstüne üstlük lig sonuncusundan dört yenildiği bir ortamda bu eleştirilerin olması kaçınılmazdır. Yani herkesin gözünün üstünde kaşın var diye bahane aradığı, burnundan soluduğu bir ortamda bu tanıtımı yaparsan eleştirilere da katlanırsın. Kısaca logo tanıtımının zamanlaması çok yanlış oldu.