Kentsel Obezite: Bazı Nedenler


Kentte yaşayan nüfusun –başta göç olmak üzere çeşitli nedenlerle– aşırı büyümesi, yayılma ile sonuçlanan denetlenemeyen kentsel aşırı büyümeye yol açar. Kentin aşırı büyümesi; enerji, eğitim, sağlık hizmeti, ulaşım, temizlik ve güvenlik gibi hizmetlerin kaliteli biçimde sağlanmasını zorlaştırır. Yerel hizmetlerin kapasite sıkıntılarını hızlı ve aşırı büyüme yaşayan veya buna aday olan her kentte gözleyebilirsiniz. Merkezi ve yerel yönetimlerin şehirlerin temel bakımı ve hizmet sunumları için giderek oransal azalan harcama kaynakları olduğundan, kentlerde kütlesel yayılma ve ciddi çevre sorunları dönüşür. Kentsel aşırı büyüme, sorunların bir sarmal halinde yeni sorunlar yarattığı bir sürekliliktir.

Kentlerin aşırı yayılma ve yönetilemeyen büyüme olarak görünen sorunlar yumağı, ‘kentleşme’ konusundaki algı değişmedikçe yeni sorunlar yaratmaya devam edecek. Bu konudaki en ciddi yanlışlardan birisi, ‘kentleşme’ kavramı olarak mevcut kentlerin merkezde daha fazla büyümesi şeklinde anlaşılmasıdır. Kentin yakın ve uzak çevresinde yer alan diğer yerleşim merkezlerine –örneğin ilçe merkezlerine– daha fazla kaliteli gelişme fırsatı yaratılmadığı sürece bugünkü eşitsiz ve adaletsiz kentsel aşırı büyüme ve sosyal göç devam edecek demektir. Bunu kentleşmeyi doğru kavrayan bölgesel planlamanın çözmesi beklenir.

Bölgesel ve kentsel planlama bir çok-kriterli eniyileme problemidir. Planlama ile çatışan amaç ve hedefleyen bir orta paydada buluşabilmesi gerekir. Ama pek çok kent örneğinde aktörlerin tatmin etmek istedikleri, geleceğe yönelik ve muhtemelen çatışan farklı beklenti, talep ve hedefleri vardır. Eğer kent –içinde yer aldığı bölgeyle birlikte– bir gerçek gelişme planına sahip değilse değişik aktörler kenti farklı yönlere çekiştirerek denetimsiz bir büyümeye yol açarlar. Bu eşgüdümsüz, denetimsiz ve plansız büyümede merkezi iktidarın aktörleri, yerel yöneticiler, ‘sivil’ güç odakları ve şehrin ekonomik ayanı doğrudan etkili ve katılımcı olur.

Artan nüfus ve çoğalan binası sayısı, obezleşen kentin yumurta-tavuk ilişkisidir. Eğer bir kentte inşaat işleri (bina yapımı), ekonomik olarak en katma değerli işlerden birisi ise bu durum bu sektörü teşvik ederek kentin düzensiz, aşırı büyümesine doğrudan etki yapar. Bir diğer benzer neden ise kente olan etkileri ve çevreyle bağlantıları öngörülmeden inşa edilen, düşük maliyetli toplu konut projeleridir. Bu bölgeler ilerleyen zamanda pek çok yönden kentin yeni bataklık alanları olmaya adaydır. Kentin fiziksel veya sosyal çöküşüne ve yayılmasına karşı alınacak önlemlerden birisi –yoksullar veya zenginler için fark etmez– ‘gettolar’ oluşturma merakından vazgeçmektir.

Kentin aşırı yayılması ve dengesiz büyümesi ile ilgili ada-parsel büyüklüklerinden arsa spekülasyonculuğuna kadar çok sayıda başka neden sayabiliriz. Bunlar arasında yolların kentin büyümesine olan etkisi ilginçtir. Genelde kentler ana yollar boyunca ve yolun etrafında büyürler. Bu durum, kentin hızlı yayılımının nedenlerinden birisidir. Yurttaşların ulaşım ihtiyaçları dikkate alındığında bu eğilimi normal karşılamamamız gerekir. Diğer yandan bu yerleşim davranışı yolların kentin gelişimindeki önemini vurgular. Merkezi ve/veya yerel yönetimler doğru planlama ile kent için gelişime uygun yol planlarını önceden yapıp uygulayarak sağlıklı bir kentsel büyüme trendi oluşturabilir. ülkemizde gördüğümüz bazı örneklerde ise önce bir yerleşimin oluştuğu ve sonra buna uygun bir yol hazırlığı içine girildiği görülür. Bu garip durum yol dışında enerji, iletişim, ulaşım gibi diğer hizmetlerin sonradan sağlanmasında da gözlenir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi