Keseleyince çıkar mı?

“Ne zaman sevgisiz hissetsem… Suyun altına girdim de kese yaptım. Kirli gibi, arındım” dedi biri…

O birinin sevgisizliği, içimizde sevgiye dönüştü.

“Daha çok köpük, köpürdükçe daha çok sevgiyi getirir mi ki diye, umut ettim belki de” diye devam etti sonra…

Dua ettik.

Keşke köpürdükçe yayılsa sevgiler.

Sonunda…

Kirlerinden arındı belki ama sevgisizlik aynı yerinde sabit kaldı.

Üstelik bir “kese yapılması” gerekse çıkması gereken kir, sevgiyi kirli oyunlarına alet edenlerin samimiyetsizliği olması gerekmiyor mu?

Sevgiyi kirletenler mesela…

Üzülüyorum.

Türkan Şoray’la Kadir İnanır ‘ın o efsane “Selvi Boylum Al Yazmalım” filminde de hep bu soru sorulmadı mı?

Sevgi neydi?

Filmin sonunda da verilmedi mi yanıt…

Sevgi emekti.

Emeksizliğin içerisinde kire dönüştü sevgi bu ara…

Getirin ulan keseyi!

Sevgiye kese atacağım!

Arındıracağım onu üzerine bulaşan bütün kirlerden!

Kurtaracağım onu!

Kirlerin içerisinde kaybolmaktan!

Yok olmaktan…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi