Okuldan iş yaşamında başarıya doğru

Okullar her kademede peş peşe yeni öğretim yılına başlıyor. Okul yaşamı hayli tanımlı… Dersine gireceksin, ödevini yapacaksın, ders sonrası ek çalışmanı yapacaksın. Bunları düzenli olarak yaptığında başarısızlık ihtimali sıfır yaklaşıyor. Diğer yandan iş yaşamında başarıyı yakalamak öğrencilik kadar kolay değil. Denetim dışı ihtimaller yaşamımızda daha fazla yer alıyor.

Yaşamın tehditleri ve riskleri var. Bunlarla baş etmek isteyen insan, önce bir gelecek tasarımına ihtiyaç duymalı. Vizyon, kişinin geleceğe nasıl baktığıdır. Vizyon, gelecek tasarımıdır. Kişi, vizyonun gelip kendisini bulmasını beklememeli. Vizyon, alınabilecek bir şey de değildir. Vizyon, yaratılmalıdır. Kişinin kendisi tarafından…

Bir vizyon yaratmanın ilk adımı, sabahleyin yataktan “onun için” kalkmaktır. Yaşamını “onun uğruna” geliştirip iyileştireceğin bir “şeye” sahip olmaktır.

Vizyon, kişinin kendine nasıl bir gelecek yakıştırdığıdır. İşte; bu nedenle vizyonsuz bir an bile olmamalıdır. Vizyon, gerektiğinde değiştirmeli; ama kişi kendini vizyonsuz bırakmaya asla izin vermemeli.

Geleceği görmekte ya kayıtsız ve tembeliz ya da onu görmek bizi korkutuyor. Hâlbuki insan, kendi geleceğinin resmini zihninde görebilmeli. Hayal etmekten korkmamalı. Gelecek için hayalleri ve tasarıları olmayan, başarılı bir gelecek konusunda kendisini bile ikna edemez.

İçinde yaşadığımız sosyal çevre, bizi rahatlığa, tembelliğe ve kolaycılığa yönlendiriyor. Hâlbuki bunlar, aynı zamanda yaratıcılığın ve yenilikçiliğin de önünü kesiyor. Yetenek ve becerilerimizi sınayan ve bizi geliştiren şeyler, yalnızca bizi zorlayan şeylerdir. Yüz yüze geldiğimiz her zorlu durum bizi daha yetenekli ve daha becerikli yapar.

Ne olmak istediğine karar vermenin hemen sonrası bir çalışma planı yapmaktır. Planlı olarak zamanımızı ve kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanabiliriz. Planlı çalışma alışkanlığının bir yan sonucu, planlama süresini kısaltmasıdır. Şans, iyi bir plandan arta kalandır. Krizlerin büyük bölümü, plansızlıktan doğar.

Güçlü bir hedef, gerçekleşme gizil gücüne sahip bir hedeftir. Yaşayan, soluk alıp veren ve seni enerji sağlayan bir hedeftir. Eğer güçlü hedefi düşleyebiliyorsak, onu yapmayı başarabiliriz.

Hedef bizi sürüklemeli. Güçlü bir hedef, bizi sürükleyen bir düştür. Güçlü hedefler yaratan insanlar, belirledikleri amaçlar için yaşarlar. Onlar yaşamlarında sonraki adımda ne yapmaları gerektiğini bilirler.

Hedefimiz, bizim büyülü aynamızdır. Hedefin başarısını anlamak istiyorsak, bu aynada kendi üzerimizdeki etkisine bakmalıyız. Önemli olan, hedefinin ne olduğu değil; onun ne yaptığı, bizi nasıl teşvik edip yönlendirdiğidir. Bir ABD’li doğa bilimci ve barış eylemcisi olan David Starr Jordan hedef konusunu şöyle özetlemiş: “Nereye gittiğini bilen kişiye yol vermek için dünya bir yana çekilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi