Eskiden bir yazı hazırlamak, bir makale yazmak için büyük bir emek verilirdi. Düşünülür, tartılır, kelimeler özenle teker teker seçilirdi. Saatlerce, belki bir iki gün yazının orasıyla burasıyla oynanırdı en güzel şekle getirip insanlara en iyi haliyle sunmak için. Şimdi ise işin rengi değişti biraz. Yapay zeka hayatımıza öyle bir girdi ki, neredeyse herkes birer yazar oldu.
Bir tuşa basılıyor, birkaç saniye içinde sayfalarca metin hazır. Güzel cümleler, süslü kelimeler, edebi ifadeler… Peki ama samimiyet nerede? Emek nerede? İnsan ruhunun dokunuşu, düşüncenin kıymeti nerede? Hop hepsi uçup gitti bir anda. Ne oldu bu değerlere?
Aslında bu durum biraz da hazıra konmak gibi birşey. Çaba yok, emek yok, zaman sınırı yok. Günlük hayatta hiç kullanmadığımız kelimeler ve dilimize ait olmayan ifadelerle dolu metinlerin ne kadar bizim olduğu da tartışılır hani. Mesele destan gibi uzun yazmak değil, anlaşılabilir olup, ruha dokunabilmek aslında bence.
Elbette yapay zekanın pek çok faydası da var günümüzde bunu inkâr edemeyiz. Teknoloji gelişiyor, hayat kolaylaşıyor. Ancak unutmamak gerekir ki, bir yazıyı değerli kılan yalnızca doğru kelimeler değil; o satırların arkasındaki niyet, emek ve samimiyettir. İşte o da yapay zekânın veremediği en önemli şey bence.