
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Onlar saçmalıyor biz yazıyoruz...
-Seçim kazanan il başkanı görevden alınıyor.
***
-Yerine 7 kişilik ve 45 gün içinde kongreye götürecek geçici yönetim atanıyor.
***
-Daha sonra il yönetimine yeni isimler ekleniyor. Yeniden mi atama yapılıyor kimse bir şey anlamıyor...
***
-Odunpazarı ilçe kongresinde kadın kotasına uyulmadığı için itiraz edildiği söyleniyor.
***
-İl başkanı "Üyelerin üçte birine ulaşamıyoruz" diyor...
***
-Tepebaşı ilçe başkanı Vural Yörük "Üyelerin çoğunun sadece ikametgahı var, telefon numaraları yazılmamış. Kadın Kolları birlik ve beraberlik için çok önemli ama maalesef bunu hiçbir zaman yaşayamadık. Neden? Kadın Kollarımız çalışma yapmak yerine birbirleriyle uğraştı. Her gelen diğerini görevden alacağım diye tehdit etti. Birbirimizle uğraşmaktan seçmene ulaşamıyoruz." diyor...
***
- İl Kadın Kolları Başkanı Hatice Kılıç, kadınların asla birbirlerine düşmediklerini söyleyip "Erkekler aramızdan çıksın yeter" diyor...
***
-Tepebaşı eski Kadın Kolları Başkanı Emel Şenyaşar kongrenin belirlenen saatte olmadığını ve katılımın az olduğunu söyleyip "Yasal olarak en az yüzde 10 katılımın olması gerektiği için aslında kongre yasal değildir" diyor...
***
Tüm bu anlattıklarımız CHP içinde yaşanıyor...
Yaşananların ve söylenenlerin ne parti tüzüğünde ne de parti programında yeri var...
Yaşananlar ve söylenenlerin ne yeri ne zamanı var...
Yaşananlar ve söylenenler, partiyi küçültücü, rencide edici hareket ve söylemler...
Bir partide olmaması gereken her şey oluyor anlayacağınız.
Bunlar olduğu için bizler yazıyoruz.
Bizler yazınca "CHP olmasa ne yazacaktınız ki?"deniyor.
Aslında bu eleştiriyi yapanlar "CHP gibi herkesin kafasına göre davrandığı bir parti olmasa biz bu kadar saçmalığı nasıl yapardık?"diye düşünmüyor.
"Bizim sebep olduğumuz saçmalıklar yüzünden gazeteler CHP'yi yazmaktan diğer partilerde olup bitenlere bir türlü gelemiyor" diye de düşünmüyor.
Yukarıda da örneklerini verdiğimiz gibi...
CHP'liler saçmalıyor, biz yazıyoruz...
Biz yazıyoruz, CHP'liler saçmalamaya doyamıyor.
Galiba bu iş, parti içindeki herkesin, ciddi bir partide olduklarını anlayıp, ciddi tavırlar sergilemeye başladığı ana kadar böyle sürüp gideceğe benziyor...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Trafik bu hale nasıl mı geldi?
Cumartesi ve Pazar günleri şehir içi trafiği tam anlamıyla kilitlendi.
Hafta sonu yapılan AÖF sınavlarının da bu trafik kilitlenmesine katkısı belki vardı ancak, iki günde yaşananlar, Eskişehir trafiğinin geleceği hakkında da karamsar düşüncelere neden oldu.
Yani...
Hafta sonunda yaşanan şehir içi Trafik tablosu, AÖF sınavları ya da benzeri büyük organizasyonlar olmasa da, Eskişehir Trafiğinin kısa bir süre sonra nasıl olacağını gözler önüne serdi.
Peki... Eskişehir'in merkezinde trafik nasıl bu hale geldi?
Aslına bakarsanız, "Geliyorum" diye diye geldi.
Hiçbir tedbir alınmaksızın geldi.
Kimsenin umursamaması nedeniyle geldi.
Hâlbuki:
-Çevre yolları daha kapsamlı düşünülse ve bitirilseydi, Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-Tramvay hatları ilk başta planlanırken daha özenli davranılsaydı, Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-Atatürk Caddesi'nin devamını Gar binası, Ali Fuat Güven caddesinin devamını Tülomsaş duvarı kesmeseydi, Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-Şehir merkezi dışına taşınan Resmi kurumların yerine bir başka Resmi Kurumu getirip koymasaydınız, Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-Otoparkların yapımı biraz daha fazla olsaydı, Trafik bu kadar sıkışmazdı.
-Trafiğin en yoğun caddeleri üzerinde araç park etmelerine müsaade edilmeseydi (Hala ediliyor), Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-Kızılcıklı'nın devamında ki sokak'ta istimlak'la yolun genişletilmesine mahkeme "Dur" demeseydi, Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-AVM ler getirip şehrin ortasına konulmasıydı, trafik bu denli sıkışık olmazdı.
-Şehir merkezinde birbirine bu kadar yakın ışık olmasaydı, Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-Adliyeyi getirip şehir merkezine, kültür Merkezini de getirip tam karşısına koymasaydınız, Trafik bu kadar sıkışmazdı.
-İmar planlarını şehrin dört bir yanına kontrollü bir şekilde yaysaydınız, trafik bu kadar sıkışmazdı
Bu örnekleri daha da çoğaltmanız mümkün.
Ve biz bu örnekleri yaklaşık 5 yıldır hemen her gün yazıyor ve "Önlem alınmazsa bu Trafik ilerde işin içinden çıkılmaz bir hale gelecek" diyoruz.
Galiba o günler gelmek üzere...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Lanet olsun. Yapılsın da nasıl yapılırsa yapılsın
"Size yeni bir stadyum yapacağız" dediler...
İnsanlar heyecanlandı.
Yeni Stadyum yeri için Muttalip'i gösterdiler.
İnsanlar "Orası olmaz. Mevcut yerine yapın" dedi.
Başladı mı şehirde bir tartışma.
Bu kez Sazova'ya yapacaklarını söylediler.
İnsanlar ısrarla mevcut yerine yapılmasını istediyse de, tartışma uzayıp gitti.
Sonunda iş "Lanet olsun. Yapılsın da nereye yapılırsa yapılsın" noktasına geldi iş.
Xxx
Yeni bir Gar binası yapılacağını vaat ettiler.
İnsanlar heyecanlandı.
Yer olarak, mevcut gar binasının arka tarafını gösterdiler.
İnsanlar gösterilen yeri beğenmedi.
Şeker fabrikasının arkasındaki arazinin daha uygun olacağını belirtti.
Başladı mı bir tartışma.
Bu kez "Enveriye olabilir" dediler.
İnsanlar "Neyse o da olur" diye düşündü.
Tartışma uzadıkça uzadı.
Sonunda iş "lanet olsun. Yapılsın da nereye yapılırsa yapılsın" noktasına geldi.
İşin kötüsü, bu kadar tartışma sonrasında söz verilen Gar binası yapılamadı.
Xxx
Yeni stadyum yapılacağı için mevcut stadyum TOKİ'ye verildi.
ÜOKİ bu stadyumun yerine, AVM ve Otellerden oluşacak bir planlama bile yaptı.
Şehir ayaklandı.
"Burası şehrin ortak malı. Burası rant merkezi olmamalı. Bunun yerine meydan yapılsın" dedi.
Kabul etmediler. Karşı çıktılar.
Hatta "Kimse kimseye bedava iş yapmaz" diyerek TOKİ yi savundular.
Ardından, işin içinden çıkamayıp, burayı Anadolu Üniversitesi birimlerinin taşınacağı bir proje geliştirdiler.
İnsanlar buna da karşı çıktı.
"Meydan yapın kardeşim" dedi.
Başladı bir tartışma.
Sonunda iş "Lanet olsun. Yapılsın da nasıl olursa olsun" noktasına geldi.
Xxx
Şimdi ise, yer altına alınan Demiryolunun üzerindeki düzenleme tartışılıyor.
Eskişehirli, yapılan düzenlemeyi beğenmiyor.
Beton yığınından ibaret olduğunu düşünüyor.
Atılan betonların kırılmasını ve düz zemin haline getirilmesini isteyen var.
"burası bulvar olsun. Trafik rahatlasın" diyen de var.
Hatta.
"Otopark olsun" diyen de mevcut.
"Ne yapılırsa yapılsın, mevcut düzenlemeden güzel olur" diyen de çoğunlukta.
Sonuç olarak, yarım kalmış bir düzenleme ve bu düzenleme ile ilgili başlayan bir tartışma var.
Bu tartışma da yakında kabak tadı verecek ve insanlar diğer örneklerde olduğu gibi "lanet olsun. Yapılsın da ne yapılırsa yapılsın" noktasına gelecek.
Sonuç olarak...
Eskişehir'e bir şeyler yapılıyor yapılmasına ama...
Hepsi, "Lanet olsun. Yapılsın da nasıl yapılırsa yapılsın" noktasına gelindikten sonra yapılıyor.