Seçimler yaklaştıkça gerilim de artıyor.

Gerilim de hata yapma oranını üst seviyeye çıkarıyor.

Bu sebeple çok dikkatli olunması gereken bir süreç.

Adaylara bu süre zarfında verebileceğim tek ve en önemli öneri “rakibinizi” küçümsemeyin!

Bakın en önemli seçim çalışması bu söylediğim…

20 mahalleyi gezmekten daha büyük önem taşıyor.

20 mahalleye gitmeyiver ama rakibini kendine eşit gör…

Geçmişe gidelim.

Volkan Doğan “kendisini garanti gördüğü” için kaybetmedi mi “kesin kazanacağım” gözüyle baktığı seçimi…

Hatta balkon konuşmasına kadar hazır etti.

O zaman çok uyardım, yaklaşımlar hatalı, kuantuma göre Kazım Kurt kazanacak dedim.

Israrla dedim.

Israrla dedim.

Dedim.

İnanın kavga ettiklerim oldu, inat ettiğim zaman ve bazı ön görülerimden eminsem sonuna kadar ısrarla savunuyorum.

Taraflı dediler, yandaş dediler…

Sonuçta “kesin” gözüyle bakılan Volkan Doğan kaybetti.

Hatta öyle bir kaybetti ki siyasi hayatını noktaladı.

Yakın geçmişe de gidersek CHP İl Kongresinden bahsedeceğim.

Ayy o benim için milat olay…

Atlatamıyorum.

Kendime de çok kızıyorum gözden kaçırdıklarım için…

Rakam ve sayıya bakıldığında Figen Kahya’nın kazanacağı bir seçimdi.

Hepimiz “rakamın” etrafında toplandık.

Karşı aday zayıf dedik.

İmkansız dedik.

Olamaz dedik.

Talat Yalaz’a “kaybedecek aday” diye birçok yazı da yazmadım değil…

Peki, ne oldu?

Evren cezamızı verdi.

Sandık sonuçlarında ne oldu “imkansız” gördüğümüz aday açık ara Figen Kahya’ya fark attı.

O yüzden siz siz olun rakibinizi küçümsemeyin.

Davranışlarınız, tavırlarınız, yaptıklarınız “kendinize” yatırımınız…

Benden uyarması…

Sonra büyük yıkım olmasın!

Evrende herkes eşit…

Sandıkta şok yaşatırsa ben karışmam sonra!