Dün siyasilerin yaşadıkları mücadelelerden söz etmiştik.
Siyasi koltukların veya yönetimlerin bir ucundan tutabilmek;
Ya da, üst düzey kişilik olabilmek için ortaya konan yarıştan söz etmiştik.
Herkes böylesine bir yolda savaşırken;
AKP'nin tek başına güç olmaya devam edebileceğinden söz etmiştik.
Bugünde siyasilerden daha aşağı inelim.
Halkın siyasete olan bakışını;
Daha doğrusu asla değişmeyen tavrını konuşalım.
HHH
Siyaset hayatımızın bir parçası...
Millet olarak en çok yorum yaptığımız beklide ilk konu.
Siyaset yorumlarının hemen arkasına da spordan gireriz.
Yani hükümetten başlar, futboldan devam ederiz. HHH
Türkiye'de siyaset yapmak garip;
Siyasilerin destekçisi olmak daha garip...
Çünkü;
Yukarıda da dediğimiz gibi;
Eleştirecek öyle çok şey buluruz,
Hatta yerden yere vururuz ama;
Gelin görün ki, favorimiz olan siyasi partiye tek laf ne ederiz ne de ettiririz.
Yanlışları olduğunu, hatalar yaptığını bile bile yaparız bunu.
Hatta sadece parti olsa, yine iyi...
İnandığımız partinin genel başkanı da hepimiz için siyaseti en iyi yapan kişidir.
Türkiye'nin en büyük insanıdır ve asla hata yapmayan nadir kişiliktir.
Yanlışlarını asla görmez, gördüklerimizi de bağlayacak bir ağaç mutlaka buluruz.
HHH
Türkiye'de siyaset işte böyle gidiyor.
En yakınımızdaki insanları bile acımasızca eleştiriyoruz ama;
Tuttuğumuz parti ve başkanına tek laf etmiyoruz, ettirmiyoruz.
Ve böyle adeta takım tutar gibi parti tutunca da ortaya bugünkü manzara çıkıyor.
Yani;
Değişmeyen Türk siyaset tipi;
Halen içerisinde başımızı döndüren sistem...
Ve tabiî ki;
Emeklinin hali,
İşçinin durumu.
Çiftçinin çilesi.
Vs...
Anlayacağınız;
Partimiz için birbirimize gireriz;
Ona laf ettirmeyiz de;
Bugünkü ülke tablosunun gelecekte de devam edeceğine bizimde katkımızın olduğunu hiç fark etmiyoruz...
Kısaca yaptığımız ülke eleştirilerinde haklılığımız varsa bunda bizimde büyük suçumuz var.
Halk olarak...