Yola çıkarken… Yolda bırakmaya kalkanlar… Yoldan kovuldu…

Eskilerin anlattığı iki hikâye var.

Biri siyaset, diğeri askerlik.

Ne zaman yıllar öncesinden söz açılsa mutlaka iki kelam ederler.

Hani söz siyasete gelince de hepsi aynı anıyı yaşamış gibi döktürür:

“Atmadı Özge, atmadı, o 1 oyu atmadı. Atsaydı şimdi muhtardım ya da milletvekiliydim vs.”

Kim atmadı diye devam edersin, yanıt da değişmez:

“Hep ya kardeşin çıkar ya da en yakın akraban.”

Ne yalan söyleyeyim bana bu tarz hikâyeler hep enteresan gelirdi.

Bizzat tanık olmadığım için belki…

Ulan insan akrabasına, yakınına, komşusuna o 1 oyu neden atmaz?

He atmayadabilir ancak geçerli bir nedeni olmak zorunda.

Bir sebepten ötürü yıllarca görüşmüyordur, konuşmuyordur, herhangi bir yoldaşlık yoktur, amenna!

CHP İl Kongresi’nde yaşananlar çok ilginç değil mi sizce de?

Beni etkiledi.

Etkileyen kaybetmek değil, kazanacağını bildiğin yolda kaybettirenlerin kaybetmişliği…

Büyük ihtimal güç zehirlenmesi yaşadılar.

Benliklerini kaybettiler.

Herkesin yüzde 90 sonucu ön gördüğü bir seçim var.

Ancak sonuç yüzde 90 öngörmediği şekilde bitiyor.

Rakip ucu ucuna da kazanmıyor, fark atıyor.

Bu çok enteresan değil mi?

Elbette adaya tepki de olabilir ama bu tek başına yeterli bir neden değil kaybetmek için…

Figen Kahya açıklandığı zaman herhangi bir tepki sesi yükseldi mi?

Duydunuz mu?

Tepki varsa bile dile getirildi mi?

Dışarıya yansıtmadan içeride sorun kapandı diyelim, yine de “adayın” değiştirilmesine yönelik bir hamle yapılması gerekmiyor muydu böyle bir sorun varsa?

İtiraf ediyorum aday açıklandığı zaman ilk tepkim şu oldu:

İYİ Parti’yi “paralı” aday bulma konusunda eleştirirken, başımıza birde CHP çıktı.

Paralı aday görüntüsü CHP’de daha bir antipatik durdu.

Kadın olması, Büyükerşen’e yakın durması artı yazıyor gibi dursa da yanlış bir seçimdi.

Bunda hemfikirim.

Ancak örgüt içerisinde “adayın yanlış” olduğuna dair bir ses yükseldi mi?

Birkaç cılız sesin dışında çığlık geldi mi?

Hayır.

Kabullenmiş, yola çıkmış bir delege ile devam edildi.

Çıkıldı çıkılmasına da hesabı bozan o kişiler kim oldu?

Yani Kazım Kurt’u kim yarı yolda bıraktı?

Ya birde söyler misiniz bu yarı yolda bırakanlar kendisini ne sanıyor?

Vallahi çok sinirleniyorum bu tarz tiplere!

Sen bir yerin amiriysen, sorumlusuysan halka hizmet için oradasın!

Şov mekanizmasına dönüştürenler, kaf dağının zirvesinde dolaşanlara soruyorum:

“Sen kimsin ya?”

“Ya da siz kimsiniz?”

Sık sık aynaya dönün ve kendinize bu soruyu hatırlatın olur mu?

“Sen kimsin?”

Hep diyorum insan en büyük zararı her zaman kendisine yapar.

Yolda kalan Kurt olmadı…

Yola çıkarken yolda bırakmaya kalkanlar yoldan kovuldu.

Temizlik bazen yenilik getirir.

Sizi bilmem ama ileride benim de anlatacağım bir hikaye var:

“Atmadılar torunlarım atmadılar, O 1 oyu örgüt içerisinde, en önde örgütçüyüm diye dolaşanlar, kendilerini devrimciyim diye niteleyenler atmadı, yenik düştü gösterdiler, halbuki kendilerine yenildiler evlatlarım.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi