Bu seçim ne olur diyorlar?

Fikrimi söylüyorum.

Fikrimi buradan söylemeyeyim, söyledim diye linç yerim maazallah!

Herkes bir konuda görüş ayrılığı içerisinde ancak tek noktada buluşuyor.

“Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç “kesin” kazanır da gerisi ne olur bilmiyoruz!” şeklinde düşünen bir Eskişehir var!

O halde ben de sesli düşüneyim!

Aslında 3 aday içerisinde en zayıf nitelendirilebilecek aday var karşımızda!

Ancak bir o kadar da şanslı!

Neden?

Çünkü Yılmaz Büyükerşen’e yapılan eleştirilerin yüzde 1’i Ahmet Ataç’a yapılmadı.

Yapılamadı!

Kazanırsa 4’üncü dönem belediye başkanı olarak görev yapacak.

Yaşından yorum yapmayacağım ama yorgun bir belediye başkanı var karşımızda.

Tepebaşı için yapacağını yapmış, heyecanı kalmamış bir belediye başkanı da…

Bu dönem Ataç ne yaptı Tepebaşı’na diye sorsam verilecek yanıt yok!

Yok çünkü.

Şirintepe’yi, Çamlıca’yı bir dolaşın diyorum.

Gerçekten belediyenin asli görevi olan “çöp toplama” hizmeti bile tartışılır.

29 Ekim’de açılışı yapılan heykel dışında ortada kalıcı bir eser de yok denecek kadar az.

Varsa da bile hafızamda tutacak kadar önem arz etmiyor demek ki.

Yoksa illa ki “Şu vardı” derdim.

Öte yandan belediye içerisinde birçok tartışmalı konularda gündeme geldi.

Anılmadığı kadar spekülasyonlarla anıldı Tepebaşı Belediyesi…

Özel kalem müdürü başta olmak üzere birçok bürokratı tartışmalı işlere imza attı.

Eeee böyle bir dönem de “Ahmet Ataç” nasıl güçlü bir aday olarak görülebiliyor?

Nasıl yıkılmaz kale olarak lanse ediliyor?

Halk artık” güler yüze” ikna olmuyor!

Ama…

En güçlü rakipleri bile öylesine inanmıyor ki karşısında kazanacağına, mücadeleyi güçlü tutmuyor.

Belki de ikna edilecek düzeyde çalışmıyor.

Eleştiri yapılmıyor, yapılamıyor.

Ve Ataç güçlü aday portresi çiziyor.

Size ne diyorum?

En zayıf dönemi aslında Ataç’ın…

En başta yorgun…

Yorgun…

Çok yorgun...