Seçim arifelerinde çalışmalar hep hızlanır.

Rutin işler sırasında gidilemeyen yerlere gidilir.

Görüşmeler sıklaştırılır, ikili temaslar artarda artar.

Tüm bunlar siyasetin doğasında vardır.

Ki, bu sadece siyaset kurumunda olmaz.

Seçimlerin yapıldığı her kurumda seçim önceleri yaşanan manzaralardır.

+++

Ancak tüm bunları Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç için söylemek güç.

Zira, Ataç için söz konusu ziyaretlerin, seçim dönemiyle çokta ilgisi olmaz.

çünkü Ataç için bir sonraki gün zaten seçim günü gibidir!

Kendisini göreve getirenlerin millet olduğunu aklından çıkarmadan çalışır zira.

Bu nedenle Ataç’ı zamanlı zamansız kentin pek çok noktasında görebilirsiniz.

Bir fabrikada karşılaşabilirsiniz mesela.

örneğin bir berberde…

Bir düğün salonunda veyahut.

Ya da çarşıda dolaşırken rastlayabilirsiniz kendisine.

Makam aracı olmadan, koruması olmadan…

+++

Kimseyi övmek falan derdinde değiliz ama;

Ataç’ın son günlerdeki ardı ardına ziyaretlerini görünce bu konuyu bir kez daha yazalım istedik.

Ortada seçime dair tek belirti yokken, bir sonraki seçime 1,5 yıldan fazla bir zaman varken;

Ataç her zaman olduğu yerde…

Halkın arasında…

Eskişehirlilerle beraber.

Oysa Eskişehirliler için artık “siyaset üstü” bir kimliğe bürünmüş bir isim elbette daha ağır davranabilir.

Ancak, Ataç yıllarca halk ile arasına o “ağır abi” perdesini çekmedi.

Belki de bu yüzden tüm kentlinin gözünde hala “Ahmet Başkan” değil de “Ahmet Abi”

Hem de bunca geçen zamana, bunca belediye başkanlığı yıllarına rağmen…

Kısacası;

Herkesin Ahmet Abisi kolay olunmuyor.

Seçimden seçime vatandaşı hatırlamakla ancak siyasetçi olunuyor.

üNİVERSİTEYİ KOMŞU MU KURACAK?

Twitter’ı incelerken aynı zamanda Afyonkarahisar vekili olan Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun bir açıklaması ile karşılaştık.

Seçim bölgesindeki bir toplantıda konuşmuş bakan.

Konuşmasının içeriğinde Afyonkarahisar’a yapılması düşünülen projeler var.

Bunlardan birisi de ikinci bir üniversite vaadi.

Bakan Eroğlu; “2. üniversiteyi kurmak için var gücümüzle çalışıyoruz” diyor.

+++

Yıllar önce, Anadolu'da 2 tane devlet üniversitesi olan, 3 büyük şehir dışındaki tek il olarak övünüyorduk.

Ama artık yanı başımızdaki şehirler 2. üniversiteyi kurmak için adımlarını sıklaştırdı.

“Eğitim şehri, üniversiteler şehri” unvanlarımızda kendimizi dev aynasında görmek dışında hiçbir çalışma yapamadık maalesef Eskişehir olarak.

 Oysa şimdiye bu şehirde minimum 3 devlet, 1 tane de vakıf üniversitesi olması gerekiyordu.

Ama bunları kurdurmak için bastırmak yerine, “eğitim kentiyiz, üniversitesi kentiyiz” diye diye kendimizi pohpohladık.

Biz bunlarla kendimizi teselli ederken yanı başımızdaki Afyon ile aynı sayıda üniversiteye ev sahipliği yapacağız.

Eskişehir adına üzüntü verici değil mi?