4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

DEPREM DEĞİL BİNA ÖLDÜRÜR

    17 Ağustos Marmara Depremi’nin, 23’üncü yıldönümünde depremin etkili olduğu il ve ilçelerde, anma töreni düzenlendi. Felaketin yaşandığı saat olan 03.02’de, saygı duruşunda bulunulup, depremde yaşamını yitirenler için dua edildi.
                17 Ağustos Marmara Depremi’nde, sabahın erken saatlerinde Gölcük’ te idik. Üç gün, enkaz kaldırma çalışmalarına, yardımcı olduk. Orada gördüğümüz eksiklileri ve yapılması gerekenleri, o günlerde, Eskişehir Valimiz olan, Sayın Ali Fuat Güven’e aktardık. Eskişehir’ de, birkaç adet çadır kent kurulmasını da istemiştik.
                Önerilerimizin, büyük çoğunluğu, o yıllarda hayata geçti. Ancak Zincirlikuyu Mahallesinde gerçekleştirilen 62500 m2,  çadır kent kaderine terk edildi.  Mamuca da gerçekleştirilen 55500 m2 çadır kent yerine TOKİ ev yaptı.  Bir çadır kent sahası da bir Kooperatife tahsis edilerek ortadan kaldırılmıştır.
                Ayrıca Eskişehir’ de, mal ve can kaybına neden olan, Gölcük-Adapazarı merkezli 7. 4 şiddetli depremde, Eskişehir’ de,  490 bina ve 49 işyeri hasar gördü. İki bina biri depremde, diğeri ise kendiliğinden çöktü. 4 adet ağır hasarlı bina da sonradan yıkıldı.  32 vatandaşımızda, hayatını kaybetti
              Eskişehir merkezde, tespit edilmeyen, onlarca hasarlı bina var. Bu binalarda gereken tedbirler alınmaz ise,  olası bir depremde, büyük mal ve can kaybına neden olacaktır.
             Nitekim Eskişehir İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Sayın Hüseyin Orkun Kılıç “Deprem sonrasında Eskişehir’in Yunus emre Caddesi, Sivrihisar Caddesi, Kızılcıklı Mahmut Pehlivan caddesi, Doktorlar Caddesi gibi, şehir merkezindeki ana arterler üzerinde 99 öncesi yapılmış yüksek katlı yapıların sayısı fazla olduğu için, buralarda ciddi hasarlar ve yıkımlar olacaktır.” demiştir.
              Eskişehir’de, depremle ilgili çok şey söylendi ama hala Eskişehir’ de halkta geçmişten gelen depremle ilgili yanlış düşünceler var. Nitekim geçmişte, kentin gündeminde dolaşan, ”yeraltı suları evlerin depremde yıkmasını önler” düşüncesi, hala kentte hâkimdir.
                  Oysa Eskişehir’deki, yeraltı suları sayesinde, depremde konutlar yıkılmaz görüşü yanlıştır Çünkü deprem uzmanlarının tamamı, sarsıntı kadar, yeraltı sularının, deprem anında meydana getirdiği zemin sıvılaşmasının da, hasara neden olduğu görüşünde birleşiyorlar.     
                 Yine uzmanlara göre, yeraltı sularının yükselmesi sonucu, binlerce ton suyun, toprağa enjekte edilerek, zeminin sıvı etkisi gösterdiğini vurguluyorlar.
                 Eskişehir’deki konutların, büyük bir çoğunluğu da ıslak zemin üzerindedir. Eskişehir’de, zemin sıvılaşma haritası yapıldı mı bilinmez ama bir an önce yapılmalı, yapılmış ise halkımız, en kısa zamanda bilgilendirilmelidir.
                   Eskişehir’de, halkımız depremle ve kentin jeofizik, jeolojik, sismik ve zemin araştırmaları ile ilgili yeteri kadar bilgi sahibi de değil. Halkımız, mutlaka kentin zemini hakkında bilgi sahibi yapılmalıdır.
                   Ayrıca İnsanlarımızı, deprem değil binalar öldürüyor.
                   Bu nedenle de deprem dayanıklı ev almak isteyenler,  alacağı evi en iyi şekilde incelenmesi gerekir. Bunun için de binanın projesi olup olmadığına, zemin etüdü ve zemin emniyet gerilmesi belirlenip, katsayısına göre projesi yapılıp yapılmadığına bakmalıdır.
                   Bina yapılırken, deprem yönetmeliği dikkate alınmış mı, hangi deprem yönetmeliğine göre yapılmış, proje kimin tarafından gerçekleştirilmiş veya projeler denetlenmiş midir?
                 Bina ruhsatı ve kullanım iznine de bakılmalı.  Betonu elle karılarak mı, yoksa betonyerle mi dökülmüş veya hazır beton mu kullanılmış? Yapının teknik uygulama sorumlusu kim? Kullanılan malzeme standartlara uygun mu?
               Kum ve çakıl nereden getirilmiş, kırma taş kullanılmış mı? Yapıda kullanılan demirin özelliği nedir? Nervürlü mü, düz demir mi kullanılmış?  Kullanılan betonun laboratuvar deneyi var mı? Proje ile yapı arasında paralellik sağlanmış mı?  
             Bütün bu sorulara, olumlu yanıt veriliyorsa,  halkımız gönül rahatlığıyla, konut satın alınabilir.               
                Hülasa depreme dayanıklı bina için, iki basit kural ve şarta ihtiyaç vardır. 
                İlki, “ SAĞLAM ZEMİN ÜZERİNDE OTURMAK”
                İkincisi, “ SAĞLAM BİNADA OTURMAK
               Ayrıca deprem uzmanları, ilgilileri ve halk sıkça uyarıyor. Ancak ilgililer ve halkımız,  bu önerileri, yeteri kadar dikkate almıyor. Oysa bu öneriler dikkate alınmalı gereği de yapılmalıdır. 
                 Nitekim Eskişehir İnşaat Mühendisler Odası Başkanı Sayın KILIÇ ,“Şehir merkezindeki  olan ana arterler üzerinde 99 öncesi yapılmış yüksek katlı yapıların sayısı çok fazla olduğu için buralarda ciddi hasarlar ve yıkımlar olacaktır. Bu caddelere ambulansların, itfaiyelerin bile giremeyeceği bir felaket senaryosuyla karşılaşacağız. Biz bunu çok net Eskişehir’e baktığımızda çok net bir şekilde görüyoruz.” dedi.
               Eskişehir’ de, depreme dayanıklı konutlar yapmak için,  yerleşim bölgeleri titizlikle belirlenmelidir. Kaygan ve ovalık bölgeler iskâna açılmamalıdır. Yapılar deprem dayanıklı inşa edilebilmesi için de Yapı Tekniğine ve İnşaat Yönetmeliğine uygun olarak yapılmalı, İmar planında konuta ayrılmış yerler dışındaki yerlere, ev ve bina yapılmasan da müsaade edilmemelidir. Çünkü insanı, deprem değil bina öldürür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi