Ülkemizde ve Eskişehir’ de, ileri teknoloji ve “İNOVASYON” yapısının geliştirmesi, kurum/kuruluş ve sanayi açısından olduğu kadar ülkemiz ve Eskişehir açısından da hayati bir gelişme olacaktır.
               Eskişehir, yüksek teknoloji üretmek ve inovasyon yapısını geliştirmek ve sürekli ve kalıcı da olmasını istiyorsa, mutlaka bu alanlardaki çalışmaları, kurumlaştırmalı ve kendi öz kaynaklarına yönelmelidir.
                  Elbette araştırma ve geliştirme faaliyetleri, özellikle de İleri teknoloji ve inavosyon yapısını geliştirmek,  Ar-GE çalışmaları, pahalı bir iştir.  ESO, ESOB ve işletmelerin, tek başına bu yöndeki çalışmaları yapması da çok zordur
                 O nedenle de Eskişehir’ de, ESO ve ESOB’ nin rehberliğinde,  işletmeler arasında, ya “SEKTÖREL”,  ya da “ÇATI”  şirketleri oluşturulmalı, Eskişehir’ de, “ÜNİVERSİTE- SANAYİ İŞBİRLİĞİ”  sağlanırken,   “ TEKNOLOJİ TARANSFERİ ve ÜRETİMİ”  de kurumsallaştırılmalıdır.
              Ekonomik büyüme, şirketlerin karlılığının artması, tasarruf yapması ve buna bağlı olarak yeni yatırımların yapılmasıyla mümkündür. Yabancı sermaye yatırımları, büyümeye katkı sağlasa da kendi iç dinamikleriyle, yeterli yatırımı yapamayan ve büyümeyi sağlayamayan, bir ekonomiye, yabancı sermayenin güvenip, yeni yatırımlar için gelmesi beklenemez
            O nedenle de Eskişehir’ de, kalkınmanın sürekli ve kalıcı olması için, kentteki yatırımlar, mümkün olduğu kadar, kentin öz kaynaklarına dayalı olmalıdır.   Eskişehir’ in, hedefi, üretim artışına kalıcı bir istikrar kazandırmak ve yaşanan ekonomik krizden dersler çıkararak, tüm reel sektörün, rekabet gücünü ve verimliliği artırılmalıdır.
             Aslında ESO, Başkanlarından Rahmetli ZEYTİNOĞLU döneminde, kent sınırları içindeki madenlerin işlenmiş olarak ihracatı ve tarımın sanayiye kaynak aktarır bir yapıya kavuşturulması, hedef olarak alınmıştı.
              Bu hedefler,  ESO ve ESOB yönetimlerince dikkate alınmadı.  Oysa sanayinin itici güçü olana madenler Eskişehir’de küçümsenmeyecek boyuttadır. İlde, altın, boraks, krom, manganez, asbest, dolomit, cips, kaolen, manyezit, perlit, Eskişehir Taşı (Lüle Taşı), talk, toryum, mermer gibi, madenlerin bulunduğu bir il olup, önemli rezervlere de sahiptir.
               Madencilik sektörü ile ilgili verimlilik artırılsa, ihracatı geliştirilmiş olsa, yatırımlar teşvik edilse, madenlerle ilgili Ar-Ge çalışmaları hayata geçirilse ve bu alanda üniversitelerle işbirliği yapılsaydı, Eskişehir, ülkemizin ve dünyanın, en gelişmiş bölgesi olacaktı.
                  Elbette Eskişehir’ de, yatırımlarda sürekliliği sağlanırsa, işsizliğe de kalıcı çözümler getirilecektir. Ancak bunun içinde, kentte yerli ve yabancı yatırımların artması şarttır. Bu alanda ESO,  ESOB’ ve diğer Kurum/kuruluşlarımıza ciddi görevler düşmektedir.  
                Sayın KESİKBAŞ ve Sayın KÜPELİ ile birlikte, sanayimizde, yatırım ve yönetim felsefi değişti ama yeterli değildir. Bölgemiz, hala bir arayış içindedir. Bu arayışın, olumlu sonuçlara ulaşabilmesi için, ARAŞTIRMA- GELİŞTİRME" çalışmalarını hızlandırmak, özellikle de Teknoloji Bölgesi, daha da geliştirilmelidir.
                  Aslında Eskişehir, yerli ve yabancı yatırımcı açısından gözde kenttir. Ancak Bu gelişmelerin, hızını ve niteliğini, doğru kavramak, bölgenin de geleceğini doğru yönlendirmek için bir "MASTER PLAN" a, ihtiyaç vardır. Bölge için yapılacak bir Mastır Plan, hem bölge yatırımcısı, hem de bölge dışından gelecek yatırımcı, için rehber olacaktır.
                 ESO ve ESOB,  Eskişehir’e, yapılacak yerli ve yabancı yatırımlar için, müştereken yeni stratejiler belirlemeli, doğrudan üretime yönelik, yerli ve yabancı sermaye teşvik edilmeli, her türlü kolaylık da gösterilmelidir.
                 Türkiye’ye gelen yabancı sermaye, genellikle yeni bir yatırım yapmıyor.  Cumhuriyetin kazanımlarını ve insanımız tarafından gerçekleştirilen, fabrikaları satın alıyor. Böylece de sektörde, iç pazarı ele geçirirken, insanımızın global pazarlarda kendilerine rakip olmalarını da engelliyorlar.  Böylece de bir taşla da, iki kuş vurmuş oluyorlar. 
              Oysa ülkemiz ve Eskişehir için yararlı olan, “sabit sermaye” yatırımıdır.  İstenen, yaralı olacak yabancı sermaye de budur. Bu tür yabancı sermaye, insanımız için, aş ve iştir. Teknoloji, kalite ve maliyet avantajları getirir. En önemlisi de istihdam yaratır.  Ülke ve Eskişehir İhracatına ciddi katkıda bulunur.
              Ancak yabancı sermaye, arzu edilen boyutta  bir türlü gelmedi. Her türlü olumsuzluğa rağmen, yerli ve yabancı sermayeyi,  hayal etmek, yine de insanı umutlandırıyor. Nitekim Dalai LAMA ,“ Güzel bahçe düşlemeden, bahçe sahibi olunamaz” demiştir.
                Ayrıca sanayi sınıflarının temel şartları,  sermaye, kültür, enerji, ham madde, ulaşım pazarlama, iş gücü ve teknik eleman gibi unsurlardır. Bu unsurların bilincinde olan Eskişehir sanayisi, ESO Başkanı Sayın KESKBAŞ ve ESOB Başkanı Sayın Nadir KÜPELİ ve ekipleri ile birlikte,   “Cumhuriyetin İlk yıllarındaki heyecanı da yakaladı.”  Eskişehir’ i, ulusal ve global pazarlara, layık sanayi kenti yapmak ve “Geleceğin Sanayi kentini”, kurmak,  sanayiye nitelikli işgücü yetiştirmek için de ciddi gayret gösteriyorlar.
              Yeter ki Eskişehir’ de, ekonomi ve sanayinin gelişmesi ve sorunlarının çözümü için,  ESO, ESOB ve diğer kesimler, ekip ruhu içinde hareket etsinler. İmkânları ölçüsünde de katkıda bulunsunlar.