Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Karapınar Mahallesi’nde yıllardır sürdürdüğü ‘Kentsel Dönüşüm’ mücadelesine öncülük etti.

Karapınar Mahallesinde Kartopu Caddesi ve Maide Bolel Caddesi kesişiminde, Odunpazarı İnşaat A.Ş. ve 6 adet arsa sahibi ile iş birliği yaparak, Toplu Konut İdaresinden de bir kısım arsa satın alarak oluşturulan 2 bin 205 m2’lik arsada ‘Kentsel Dönüşümü’ başlattı.

3 blok ve 39 daireden oluşan proje için temel atma töreni de yapıldı.

Özetle siftahı bizden gerisi Allah’tan dedi.

Süreç de güzel işleyecek.

Önce arsa sahipleriyle anlaşılacak, noterde sözleşmeler yapılacak.

Zamanı geldiğinde de dairesini alacak!

Durun bir reklamlaaaaaara gireyim!

Kredi yok!

Faiz yok!

Ödeme hiç yok!

Arsa sahipleri istedikleri müteahhitle oturup anlaşabilecek!

Tipini mi beğenmedi?

Yapmıyorum gardaşım diyecek!

Müteahhide kıl mı kaptı?

Hadi oradan, arsa benim değil mi, yapmıyorum ulan diyerek rest çekecek!

Kaşı, gözü oynuyor gibi mi hissetti?

Ben bir dolanıp geliyorum diyecek ama yol hiç bitmeyecek…

Tersi de mümkün…

Kanı mı kaynadı?

Verdim, gitti diyerek uzun uzun bilekler kırılasıya el sıkışacak.

Patron ev sahibinin kendisi olacak!

O ne derse o, müteahhit emir kulu!

39 daire ile başlayacak ancak bir zincire dönüşecek bu eylemler!

Zincire her geçen gün yenileri eklenecek, dönüşüm dönüşümü başlatanlarla başlayacak!

Halk ekmek, halk sütten sonra halk ev gibi düşünün!

Dönüşeceğiz, değişeceğiz canlarım!

TOKİ’yi de istemiyoruz diyor Kazım Kurt:

“Biz burada bu işi kendimiz yapacağız. TOKİ'yle iş birliği yapmıyoruz. TOKİ'yle ortak değiliz. Kendi işimizi kendimiz yapıyoruz. Odunpazarı AŞ'dir buranın sorumlusu. Karapınar'da bundan sonraki dönüşümü de Odunpazarı AŞ üzerinden yapacağız. Bütün hemşerilerimizi bizimle uzlaşmaya davet ediyorum”

Hadi canlarım, sende zincire ortak ol!

Bu bir zincir yazısıdır, 100 kişiye bu yazıyı gönderirsen ve zincire katkı sunarsan senin de evin evren tarafından dönüştürülecek diyeceğim ama çok atmasyon olacak!

Bir ara modaydı ya bu zincir yazıları…

Batıl inanç ama ben kafayı fena sıyırıyordum.

Birde sonuna eklerlerdi, “yapmazsan kötü olaylar ensende gezecek”

Hadi şimdi yapma da göreyim!

Alırdım telefonu elime, en az rezil olacağım kişilere gönderirdim, zincire çaktırmadan dahil olurdum.

Zorla örgütçülük gibi bir şey!

Gerçi hala telefonuma geliyor o zincir yazıları, yapmazsam hala içime dert olur, aklımı kurcalar.

Off neler diyorum?

Konu buraya nasıl geldi?

Dönüşüm, değişim derken ben neler diyorum?

Bana bakmayın…

Kurt’un da söylediklerini unutmayın:

Uzlaşın!

Halk ev zincirini başlatın!