4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KADINLAR HER ALANDA BAŞARILI

Bankalar ve okullara yapmış olduğumuz ziyaretlerde, görevli kadınlarımız, başarılı performansları ile dikkat çekiyorlar. Bankalardan görevli kadınlarımız, hizmet alan müşterilerine karşı gösterdikleri ilgi ve işlemlerindeki gayret fedakârlıkları, Türk kadının tarihsel sürecini de hatırlatıyor.
            Türk toplumunda,  kadın erkek konumu eşitti, Devlet yönetiminde, Hakan ile Hatun’un, ortak karar verdikleri biliniyor. Bir yazılı emre yalnızca, ”Hakan emrediyor ki” sözleriyle başlamak, o emre boyun eğmemek için geçerli bir nedendi.
         Ancak,  “Hakan ve Hatun emrediyor ki” ifadesi, buyruğun geçerli olduğunu gösteriyordu. Hakan, tek başına bir elçiyi kabul etmiyordu. Şölenlerde, kurultaylarda, ibadetlerde, ayinlerde savaş ve barış meclislerinde, Hakan ve Hatun birlikte yer alıyorlardı.   
          Bugün ise Türk kadının, her alanda olduğu gibi, siyasi alanda, tarihteki bu konumdan çok uzaktır.
          Oysa Türk toplumu, erkek ve kadın, birlikte, her alanda başarılı olacağına inanmak zorundadırlar.
             ATATÜRK, " Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı, topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!" demiştir
               Mustafa Kemal Atatürk, kadınlarla ilgili düşüncelerini sözde bırakmadı. Kadınlarla ilgili radikal değişimler yapmıştır. Mustafa Kemal ATATÜRK’ le birlikte, kadının başta eğitim olmak üzere, hukuk, çalışma, siyasal katılım, toplumsal yaşamda ve aile yaşamında eşit haklara sahip olarak yerini alması için, gereken tüm atılımlar yapılmıştır
            . Bu değişimler, yasalarla güvence altına alınmış, seçme ve seçilme hakları verilmiş, kadının erkeklerle, her alanda eşitliği sağlanmıştır.
              Atatürk sayesinde, Türk kadını, siyasi haklarını, Batılı ülke kadınlarından çok kolay elde etti. Atatürk, kadına, 3. Nisan 1930’ da, belediye seçimlerine katılma, 5 Aralık 1934’te milletvekili seçme ve seçilme hakkını verdi. 1935’teki ilk seçimlerde, TBMM’ ye 18 kadın girdi. Ancak alınan bu haklar, arzu edilen boyutta siyasi platforma yansımadı.  
             Bugün, Türk kadının, ne Batılı, ne de doğulu hemcinslerinde farkı yoktur. Kadınlar, iş yaşamının, her kademesinde aktif olarak çalışıyorlar. Pek çoğu da başarılı kariyer çizgisine sahiptir
            Nitekim Beko, kadınları girişimciliğe teşvik etmek ve bayi ekosisteminde kadın temsiliyetini artırmak amacıyla başlattığı 100 Kadın Bayi Projesi 3’üncü yılını geride bırakırken Konda iş birliği ile Türkiye çapında “İstihdam ve Girişimcilikte Kadın” başlıklı kapsamlı bir araştırma yaptırdı.
              Araştırma sonuçları “Kadının İşi, Kadının Gücü” adlı etkinlikte paylaşıldı. Araştırma istihdama kadınların katılımı, değişen toplumsal algı ve girişimcilikle ilgili önemli sonuçlar ortaya koydu. 32 ilde 2.789 kişi ile gerçekleştirilen araştırmaya katılan kadınların kurdukları işleri devam ettirme oranı yüzde 73 ile erkeklerden daha yüksek, olduğu tespit edildi.
             İlginç olanı, Türk toplumunda, bu kadar kadın çalışmasına ve başarılı performans sergilemesine rağmen, tepe yönetimlerde, çok az sayıda kadın olmasıdır.
                Ülkemizde, kadınlar başarılı olmak için,  erkeklerin kurallarına göre oynamak veya ‘erkek gibi kadın’ olmak gerekmediğini de biliyorlar. Bugünün başarılı kadınları, kendisi gibi olmaya karar veriyor. Başkalarının kuralları ile değil, kendi kuralları ile de sahneye çıkıyorlar.
                 Türk kadını, her aldan görev almalıdır. Çünkü Türk kadını oldukça donanımlı, hazırlıklı; bilinçli ve kadın olarak her göreve taliptir. Yaşadıklarını ve yaşananları sorgulayarak ve bunlardan ders çıkartarak, kendi çocuklarının da bu bilinçte yetiştirerek, üst düzey görevler de taliptirler.
                  Elbette erkek egemen bir dünyada,  bunu başarmaları çok zordur. Ancak erkekler, kadınlarla, birlikte başaracaklarına da inanmak zorundadırlar.
                 Demokratik hukuk devleti, insan haklarına gösterilen saygının temelinde, eğitimde, sağlıkta, ekonomik ve sosyal yaşamda, erkek ve kadın arasındaki eşitliği de hedeflemektedir.  
                Ancak kadınlara, eşitsin demekle, eşit olunmadığı bugün apaçık ortadadır. Kadın-erkek eşitliği konusunda toplumda, yerleşik anlayış değişmediği sürece, kadınlarla ilgili uygulamalar, adil ve gerçekçi olamaz.
                 Ülkemizde kadınlarla ilgili adil ve gerçekçi ortam, ancak eğitimle olacaktır.
                  Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ,“Zaman ilerledikçe, ilim geliştikçe, medeniyet dev adımlarıyla yürüdükçe; hayatın, asrın bugünkü gereklerine göre EVLAT YETİŞTİRME’ nin güçlüklerini biliyoruz. Anaların, bugünkü evlatlarına vereceği terbiye, eski devirlerdeki gibi basit değildir. Gerekli özellikleri taşıyan evlatlar yetiştirmek, pek çok özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple  kadınlarımız, hatta erkeklerden daha çok aydın , daha  çok feyizli, daha çok bilgili olmaya mecburdur.” demiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi