4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

LAİK DEVLET VE İNANÇLAR

Katolik Kilisesi lideri ve Vatikan Şehir Devleti Başkanı, Papa Françesko, Avrupa'yı, ileriye doğru götürecek liderlere, ihtiyaç duyulduğunu söyledikten sonra, "Bir sağlıklı laiklik vardır, örneğin devletin laikliği. Genel olarak, devletlerin laik olması iyi bir şeydir, inanç üzerine kurulu olmasından, daha iyidir. Çünkü " DİN DEVLETLERİ" nin, sonu kötü olur.." diyerek, bir gerçeği paylaştı.
Papa Françesko, haklıdır. Fransız İhtilalı'ndan önce, Hıristiyanlık dünyasında, devletin temelini, Tanrı'nın hakları oluşturmaktaydı. Yetkisini, Tanrı'dan alan kimseler, hiç kimseye hesap verme gereği duymamıştı. Kilise ve din adamları; hükümdarları etkileri altına almış, hayatın, her alanına hükmetmişlerdi. İnsanların, din ve vicdan özgürlüğü kısıtlanmış, kilise ve din adamlarına karşı çıkan herkese, işkence yapılmış ve dinden dışlanmıştır.
Kilisenin ve krallığın, hayatın bütün alanlarına uyguladığı acımasız ve sert tutum, öze dönüşe neden olmuştur. Siyasi kimliği olan, bazı kişiler ve bilim adamları, halkı, kiliseye ve onunla birlikte hareket edenlere karşı örgütlemişlerdir. Bunun neticesinde, Fransa'da ihtilal olmuş, egemenlik kral ve kiliseden alınarak, halka verilmiştir. Laiklik anlayışı, kilisenin ve kralların olumsuz tutumlarına karşı, bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Katolik Kilisesi lideri ve Vatikan Şehir Devleti Başkanı Papa Françesko' un, tespiti, "DİN DEVLETİ" düşünen, toplumlara ve kişi/kişilere, ders olur mu bilinmez ama Atatürk yıllar önce, "Din Devleti"nin, sakıncalarını gördü, "Laik Devlet' ten yana tercihini kullandı.
Atatürk' ün, düşündüğü laik devlet, din ve devlet işlerini birbirinden ayırarak vatandaşların, inanç ve ibadetlerine, hiçbir şekilde karışmayan ve bunu özgürlük olarak garanti altına alan devlettir. Belli bir dini ve inanışı, benimsetmek ve uygulatmak için vatandaşlarına, baskı yapmaz.
Atatürk' ün, gerçekleştirdiği Laik devlette, din ve inanca karşı çıkılmaz. Din hürriyeti, belli bir dine, inanma ve gereken ibadetleri yerine getirme, özgürlüğünü ifade eder. Her türlü inanç, ibadet ve düşünce serbesttir
Atatürk' ün, öngördüğü devlette, dinî müesseselerin temel görevlerini yapmalarına olanak sağlar. Yönetimde esas, " AKIL" ve " BİLİM" dir. Vatandaşlarına, dinî tercihlerinden dolayı farklı muamelede bulunmaz, herkese eşit davranır. Laik devlette , insanlar hiçbir baskı altında kalmadan, görüş ve düşüncelerini ifade edebilirler. Böylece topluma, barış, huzur ve güven ortamı hâkim olur.
Atatürk' ün, düşündüğü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde, herkes istediği dine inanabilir ve bu dinin gereklerini, yerine getirebilir. Farklı dini inançlardaki kişi/kişiler, yasalar önünde eşittir. Devlet, kişilere inançlarından dolay, ayrıcalıklı davranmaz. Hukuk kuralları, dini değil, aklı ve bilimi esas alır
Laik olmayan bir devlete, inançlar istismara uğramakta, Kişi/kişiler tarafından inanç istismarı, hurafeler şekline dönüşmekte, her iyi ve güzel şey karşısında, onu yok edecek, gerçi kuvvet oluşturmak için, alet edilmektedir. Böyle bir düzende, "DİN" saflığını ve özünü kaybetmektedir.
Ayrıca "Devlet laik olabilir, bireyler laik olamaz" demek, ancak, Müslüman olanların, demokrat ve laik olamayacakları inancını yansıtan, siyasal ve ideolojik yaklaşımı kamufle eden, bir söylemdir. Çünkü toplumda, huzur isteniyorsa, bireyler toplumdaki her türlü dini düşünceye karşı, saygı duymak zorundadır.
Elbette, insanlar, laik ve Müslüman olabilir. laik ve Hıristiyan; laik ve ateist olabilir ama insanlar, hem Müslüman, hem Hıristiyan, ya da hem Müslüman, hem ateist veya hem Hıristiyan ve Musevi olamazlar.
Türk Halkı, Büyük Önder ATATÜRK' ün, eseri olan "LAİK DEVLET" e, sahip çıkmalıdır. Çünkü temel hak ve özgürlüklerin, özellikle de dini inançların, güvencede olduğu tek devler "Laik Devlet' tir. Türkiye Cumhuriyeti ise kurulduğundan beri, laiktir. Devlet Müslüman bir toplumda, laik bir devlet modeline göre biçimlendirilmiştir. Anayasamızın 2. Maddesine göre de, Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Laiklik devlet, kişi/kişilerle olan ilişkilerinde, inançlara göre ayrım yapmaması ve herhangi bir inancın, öteki inançlara baskı yapmasını önler.
Türk toplumu, devleti devleti, muhafaza etmek zorundadır. Çünkü 78 milyonluk Türkiye'de, herkes cami merkezli, ibadet yapmıyor. Kilise, Havra, Sinagog ve Cemevi merkezli, ibadet yapanlarda var. O nedenle de Türk halkı, ülkemizde, huzuru taksisi etmek istiyorsa, "LAİK DEVLETE" sahip çıkmak, üzerine düşeni de eksiksiz yerine getirmek zorundadır. Çünkü " DEMOKRASİ", barış, huzurun ve özgürlüğün olmazsa olmaz ilkesi laikliktir.
Ayrıca "LAİKLİK" asla dinsizlik değildir. Bilakis inançlara özgürlüktür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi