4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

MAARİF VAKFI!

Yurtiçi ve yurtdışında, eğitim kurumları açmak amacıyla, 'Türkiye Maarif Vakfı' adıyla bir vakıf kurulmasına ilişkin tasarı, TBMM'de kabul edilerek yasalaştı.
İktidar sözcüleri ,tarafından, sekiz maddelik yasayla, Gülen cemaatinin, yurtdışındaki eğitim yapılanmasının önünün, kapatılmasının hedeflendiği belirtildi.
Muhalefetin, eğitim'de 'paralel sistem' şekliyle eleştirdiği ve Milli Eğitim Bakanlığı'ndan da bir milyon Türk lirası, ödenek alacak olan "Maarif Vakfı", yurtdışında, okul öncesinden, yüksek öğrenime, varan ölçekte, örgün ve yayın eğitim öğretim hizmeti verecek, burs, eğitim kurumu ve yurt temin etme hizmetleri sunacak.
Ayrıca yasaya göre, tüm eğitmenleri de yine bu vakıf yetiştirirken, ayrıca bilimsel araştırma, geliştirme çalışmaları yapacak, metot geliştirecek, faaliyet gösterdiği ülkenin mevzuatına uygun eğitim çalışması yürütecek. Vakfın yurtdışında, açtığı bir ülkede herhangi bir kamu kurumu ve kuruluşu, eğitim kurumu açamayacak.
Maarif Vakfı ile birlikte, eğitim. öğrenim birlik sağlayan, TBMM tarafından 1Mart 1024 tarih ve 430 Kanun Numarası ile kabul edilmiş olan ve ülkedeki bütün eğitim kurumlarının Maarif Vekaleti'ne (bağlanmasını öngören yasa olan Tevhid -i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası) da böylece, erozyona uğratılmıştır.
Oysa Tevhid-i Tedrisat Kanunu, tekke ve zaviyelerin kapatılması, dinsel olduğu düşünülen Osmanlı harflerinin kaldırılıp, Harf Devrimi' nin, yapılması gibi, diğer bazı Atatürk devrimlerinin gerçekleşmesi için de altyapıyı oluşturmuştu.
AKP iktidarı, eğitim öğretimde radikal karaları ile Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası) erozyona uğrattı. Nitekim Eğitim Komisyonu üyesi CHP Milletvekili Sayın Prof Dr USLUER, ". Bugün bazı vakıf ve dernekler, Milli Eğitim Bakanlığı'nın politikasını belirler hale geldi. Eğitimin planlanması, başta TÜRGEV olmak üzere, İlim Yayma Cemiyeti, ÖNDER, Zehra Vakfı, Ensar ve Birlik vakıflarının, güdümüne ve yönlendirmelerine bırakıldı. Bu vakıflar, adeta MEB' nin alternatif kurumlar haline geldiler."demiştir.
Oysa eğitim-öğretim, Vakıflarının, güdümüne ve yönlendirmelerine bırakılırsa, Eğitim. Öğretim alanında, birlik kaybolacak ve "KAOS" yaşanacaktır.
İktidar," Maarif Vakfı," ile de eğitim alanında, yeni bir tartışma başlattı. İktidar mensuplarına göre, "Düzenlemenin, tek bir gayesi olacak, o da ulusal ve uluslararası arena için, insan yetiştirmek, başka bir amacı yok. Muhalefete göre ise Maarif Vakıfı, Bakanlık karşıtı, 'paralel örgüt' haline gelecektir.
MHP' ye göre de Bakanlık, denetiminden çıkacak, eğitim sistemi saraya bağlanacak. Ayrıca AK Parti'nin, bu tasarıyla, milli eğitim yerine, kendi paralel eğitim sistemini kuracak,
Özellikle de Maarif Vakfı'nın, yönetim kurulundaki 4 kişinin, Cumhurbaşkanı, 3 kişinin de Bakanlar Kurulu tarafından atanması ve bu üyelerin de 72 yaşına kadar görevde kalması ise dikkat çekici olduğu kadar, düşündürücüdür de...
TBMM' deki konuşmasında, Maarif Vakfının merkezinin İstanbul olmasını eleştiren Sayın Prof. Dr..USLUER, "Kurulacak olan vakıf, paralel bir Milli Eğitim örgütlenmesidir. Vakfın merkezinin, İstanbul olarak belirlenmesi, vakfın kontrol dışına çıkartılması içindir. Bu vakıf sarayın vakfı, sarayın maarif vekâletidir." Dedi.
Oysa Tevhid-i Tedrisat Kanunu, aslında büyük bir kültür hamlesidir. Eğitimin birleştirilmesi ile, özellikle 19. yüzyıl sonlarından beri, Türkiye eğitiminde görülen medrese ve okul (mektep) diye devam eden ikililiğe son verilmiştir. "
Tevhid-i Tedrisat Kanunu" ile öğretim ve eğitim birliği sağlanarak, ulusal kültür birliğine yönelmek istenmiştir. Öğretim ve eğitime, ulusal ve laik bir karakter veren Tevhid-i Tedrisat Kanunu, ulusal gelişme tarihinde, daima büyük yer tutacak bir inkılâbın da adı olmuştur. Tevhid-i Tedrisat Kanunu", yani öğretim ve eğitim alanında birlik ortadan kalkarsa Eğitim-öğretim alanında "KAOS" kaçınılmaz olacaktır.
Siyasi iktidar, eğitim-öğretim alanında, kız erkek ayırımı yaparak da çocuk ve gençlerimizi güvenmediğini gösterdi. Oysa birçok ülkede, kızlara ve erkeklere ayrı eğitim vermek yerine, onlara eşit imkânlar sunmak için, ders kitapları gözden geçirildi, cinsiyet ayrımcılığı içeren ifadeler değiştirildi, kadın ve erkek, önyargılar ortadan kaldırıldı.
Elbette Sayın Prof. Dr. Gaye USUER' İn, Eğim VAKFI ve eğitimde diğer örgütlenmelerle mücadelesi takdirle karşılanır. Ancak yeterli değildir. Toplumunun, tüm kesimleri, bu tür uygulamalara, karşı çıkmalı, üzerlerine düşün görevleri de eksiksiz yerine getirmelidir. Çünkü Eğitim-öğretin alanında, eğitim birliği yok olduğu zaman, eğitim-öğretin alanın da "KAOS" yaşanır. Fatura da ülkeye ve insanımıza kesilir.
Nitekim Büyük Önder ATATÜRK,"Bir milleti, hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatan da köleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir. demiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi