İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB), Eskişehir Sanayi Odası ve Eskişehir Madencilik Kümesinin, katkıları ile madencilik sektörünün, mevcut durumunu değerlendirildi.
           Toplantıda, madencilikle ilgili ne gibi sorunlar ve öneriler gündeme geldi bilmiyoruz ama sanayi devriminin arkasındaki itici güç olan madenciliğin de konuşulmasını isterdik.
            Çünkü madencilik sektörünün, ülke kalkınmasındaki kritik önemi, sadece fazla miktarlarda üretilip, yurt dışına satılarak döviz elde edilmesinde değil, yerli sanayiye düşük maliyette ve kaliteli girdi sağlanarak, katma değeri yüksek ürün üretmektir.
              Bu anlamda, madencilik ve sanayi sektörleri, karşılıklı olarak birbirlerini besleyen sektörlerdir.
              Uzmanlara göre, ülkemizde, madenciliğin,  yarattığı katma değer niceliği 2 milyar dolara ulaşmaktadır. Bunun, GSMH içindeki payı ise %1.5 dolayındadır.
             Oysa madencilik ve madene dayalı sanayi, birlikte düşünüldüğünde, oluşan katma değerin GSMH içindeki payı %12’yi bulmaktadır. Bu da  22 milyar dolarlık, bir değer yaratıldığı anlamına gelmektedir.
             Ayrıca Kaymaz Altın Maden Yatağı ile ilgili mücadelemizde gördük ki  ülkemizde ve Eskişehir’deki madenlerin, ülkemize katkısı yok denecek kadar katkısı azdır. Çünkü dün olduğu gibi, bugün de madenlerimiz, genellikler yabancı şirketler tarafından çıkartılmaktadır.
           Nitekim Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Sayın Fatih Dönmez, CHP’li Sayın Fethi Gürer’in, soru önergesine verdiği yanıtta, Türkiye’de, 118 yabancı firmaya ait 593 maden ruhsatı bulunduğunu söyledi.
                Ülkemiz,  maden çeşitliliği açısından zengin bir ülke, dünya genelinde bilinen 50 minarelin 30´ a yakını ülkemizde bulunmaktadır. Ancak üretilen madenler, genellikle ham ya da yarı mamul olarak ihraç edilmektedir. Bu nedenle de yeterli katma değer sağlanamıyor.
             Türkiye, üretilen madensel kaynak çeşitliliği açısından, 152 ülke arasında, 29 maden türünde yapılan üretim baz alındığında, 10. sırada yer alır; Ancak üretici ülkelerin, dünya pazarı içi payları sıralamasında ‰ 16 oranı ile 52. sıradadır. 50 dolayında madensel kaynak üretimi yapılmaktadır.
                Ülkemizde ve Eskişehir’de, madenlerin hammadde olarak dışsatımının desteklenmesi ve özendirilmesinden (teşvikinden) vazgeçilmelidir. Buna karşı, maden ve endüstriyel hammaddelerin, ülke ve Eskişehir içinde işlenmesi özendirilmelidir.
                  Maden ve endüstriyel hammadde yataklarının, talan edilmeden, önemli bölümü yeraltında bir daha kazanılamayacak şekilde terk edilmeden işletilmesi için kayıt ve kurallar konulmalı, düzenli denetimler yapılarak da milli servet korunmalıdır.
                  Madencilik sektöründe, kullanılan makine, donanım ve gerecin, ülke içinde üretilmesine yönelik endüstrilere yatırımlar özendirilmelidir.
              Madencilik alanında, kurulu ve çalışan kamu kurum ve kuruluşları yeniden yapılandırılmalı, bunların üzerindeki siyasal etkiler engellenmeli, teknolojileri yenilenmeli, yeni yatırımlar yapmalarının önü açılmalıdır.
              Önerilen bu kurumların özerkliğinin, yalnızca siyasal erke karşı değil; bir o kadar da, çokuluslu madencilik şirketlerinin, çıkarlarına karşı da sağlanmasına özen gösterilmelidir.
                Ulusal madencilik politikalarının oluşturulması için, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde tüm sektör bileşenlerinin, meslek odalarının ve üniversitelerin katılacağı Madencilik Şurası toplanmalıdır.
                   Madencilik Bakanlığı kurulmalı ve sektöre önem verilmeli, sorunları da çözülmelidir.
               ESO Başkanı, Sayın Celalettin KESİKBAŞ ve ekibi, tarafından gündeme getirilen “Bor ve Madencilik OSB/Endüstri Bölgesi”  zaman içinde gerçekleşir mi  -bekleyip göreceğiz. Ancak düşünülmesi bile, bir başarıdır.
             Madenler, ülkemizde ve Eskişehir’ de, işlediği zaman, çok büyük bir istihdam yaratacaktır. Nitekim ATO Başkanlarından, Sayın AYGÜN, madenlerin istihdam konusuna, çare olduğunu belirterek, yalnız altın madeni, Türkiye’de, işlendiği takdirde, 25000 kişiye iş sağlayacağını söyledi
           Toplantıda, Eskişehir Madencilik Kümelenmesi Başkanı, Sayın Metin Çekiç “ESO öncülüğünde kurulan kümemiz, Türkiye’nin, ilk ve tek madencilik kümesidir.” Sözü gurur vericidir. Ancak yeterli değildir.
           Çünkü madenlerle, ilgili yapılması gereken daha çok iş var. Sanayinin gelişmesinde, lokomotif bir sektör olan madencilikten, daha fazla katma değer elde etmek için madenlerimiz, kendi sanayisine hammadde olarak kullanılması ve madenlerle ile ilgili Ar-Ge çalışmalarına caba gösterilmelidir.
            Bu nedenle de” Eskişehir Maden Kümesi” , sanayinin itici gücü, katma değeri en yüksek olan ve kaynak yaratan madenleri,  sanayiye kazandırarak, katma değer ürünler üreterek, bu alanda da Türkiye de bir ilk olmalıdır.