Ak Parti’nin Eskişehir’de neden kaybettiğine dair günlerce ve sayfalar dolusu yazılar yazıyoruz.

Bunun karşılığında;

Mevcut başkanların da neden kazandıklarını söylemeye çalışıyoruz.

Yeniden bu sayfayı açarak devam edelim.

+++

Ak Parti her seçimden kaybederek çıkıyor.

Son seçimlere bakılırsa;

“Artık daha farklı kaybederek gitmeye başladılar”

Kırsalın bile elden çıkmaya başladığı bir dönemi yaşıyoruz.
Yani; “Ak Parti artık oy deposunu bile deldirmiş durumda.

Depo sızıyor ve oylar üçer beşer rakip tarafa gidiyor”

+++

Bugünden baktığımızda, gelecek adına da çokta umutlu bir tablo yok ortada.

Sözünü ettiğimiz sızıntının daha da büyüyeceğini şimdiden öngörebiliriz.

Nedeni çok basit!

Şu an tamamen dağılmış, değil üç, beş ona, on ikiye bölünmüş bir parti yapısı ile karşı karşıyayız.

O yüzden gelecekten Ak Parti’nin Eskişehir adına çokta fazla bir beklentiye girmemesi gerektiğini de açıkça söylemeliyim.

+++

Pekiyi parti bu duruma nasıl geldi?

Geçmişten günümüze doğru gelerek anlatalım…

Ak Parti’nin kaybettiği her seçimin ardından,  izlediği politikaları eleştirdik.

“Eskişehir’de iki parktan başka bir şey yapılmadı”

“Sadece heykel yapılarak, senfoniyle tiyatroyla modern kent olunmaz” gibi sözler yüzünden partinin kaybettiği söylendi durdu.

Bizce de seçimlerin kaybedilmesinde etkenlerden birisidir bu tarz siyasi söylemler…

Ancak salt olarak “Seçimler sadece bu siyaset tarzı yüzünden kaybedildi” diyemeyiz.

++++

Ak Parti, girdiği her seçim öncesinde hep bir dağılma yaşadı.

Bunu ortaya çıkaran faktör ise, bulunan adayların parti tabanında hep rahatsızlık yaratması oldu.

Bir gecede değişen isimlerden, bir saatte bulunan farklı isimlere kadar tüm gelişmeler partiyi böldükçe böldü.

Seçimler için bir ismin ardında kenetlenen partililer,  ardı ardına gelen yanlış hamleler yüzünden sağa sola savrulmaya başladı.

Ak Parti seçmeni, partisine genel seçimlerden referandumlara kadar Eskişehir’de sahip çıkarken;

Yerel seçimlerde sırf bu hatalar nedeniyle yüz çevirdi.

Her yerel seçim, bir başka grubu partiden söktü aldı.

Ve yukarıda sözünü ettiğimiz çok parçalı yapı ortaya çıkmış oldu.

++++

Seçimlerle başlayan bu dağılmayı toparlayan isim ise geçmişte Dündar ünlü olmuştu.

Uzun yıllar sonra, dağılan grupları bir araya getirmeyi bildi Dündar ünlü…

Partinin üzerine serilmiş ölü toprağını kaldırmak için gövdesini taşın altına koydu.

Ekibi ile birlikte tüm küskünleri toparlayıp, “komple bir Ak Parti” oluşturmak için didindi durdu.

Park edebiyatı, heykel, kültür, sanat edebiyatını o dönemde bırakıp, tamamen kendi işine döndü Ak Parti…

Herkes yeniden geleceğe dair umutlanmış, mevcut düzenin artık değişeceğine inanmaya başlamıştı.

İşte böylesine bir dönemde 27 Haziran seçimleri kapıya gelip dayandı.

+++++

Herkes partide artık büyük bir değişimle ortaya çıkacak sinerjiyi beklemeye başladı.

Heyecan yüksekti.

Beklentiler çok fazlaydı.

Ama gelin görün ki, Ak Parti Eskişehir’de yaptığı hatalar zincirinin en büyüğünü o gün yaptı.

Milletvekili listeleri açıklandığında, değişen hiçbir şey olmadığını gören partililer artık bir daha geri dönülmeyecek şekilde taraflarına çekildi.

İşte 31 Mart hezimetinin temelleri o gün atılmıştı.

Ve bugün çok parçalı olarak konuştuğumuz Ak Parti’nin dağılışı o gün ilan edilmişti.

++++

Bugüne gelelim…

Ak Parti için ne konuşuyoruz?

Herkesin ağzında aynı soru var;

“Ak Parti nasıl toparlanır?”

Bu sorunun cevabı için de onlarca yazı yazabiliriz.

Ancak;

Parti adına müspet sonuçlar çıkmaz.

çünkü partinin dişli isimleri şu an tüm olup biteni kenardan izlemekle yetiniyor.

Yani bugün için bir toparlanma görünmüyor.

Mevcut durum devam ettikçe de gelecekte Ak Parti’nin Eskişehir’de yeniden harekete geçmesi de imkânsız.

Ta ki, partililerin yıllardır arkasında mücadele ettiği, uğrunda geceli gündüzlü mücadeleler verdiği;

Ortak dava uğruna büyük siyasi savaşlar verdiği isimler yeniden sahaya sürülene dek!