4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ŞEKER SEKTÖRÜ

 Şeker fiyatları ile arz ve stoklara yönelik tartışmalar sürerken, Türkiye Şeker Fabrikaları (Türkşeker), şekerin fiyatına yüzde 31 zam yaptı. KDV dahil kilogramı 5,96 TL’den satılan kristal şekerin fiyatı yüzde 31 artışla 7,80 TL oldu.
             Türkşeker, raf garanti sistemi kapsamında perakende sektörüne sağladığı 5 kilogramlık toz şeker fiyatını ise 45 TL’den 55 TL’ye çıkardı.
           Türkiye’de, tüketiciler yüksek şeker fiyatlarından şikâyet ederken, şeker pancarı çiftçileri ise 2018’de fabrikaların özelleştirilmesiyle birlikte şeker pancarı üretmenin her geçen yıl giderek zorlaştığını anlatıyor
              Ülkemizde mevcut, 33 şeker fabrikası; devlete ait 15, özel sektöre ait 12 ve pancar kooperatiflerine ait 6 olmak üzere faaliyet göstermektedir.
              2021-2022 döneminde üretilen toplam 2,5 milyon ton şekerin 1,6 milyon tonu özel sektör, 1 milyon tonu ise kamu fabrikaları tarafından üretildi. Sonuçta da özel şirketlere ait şeker fabrikaları ve Türkşeker’e ait kamu fabrikalarının şeker fiyatları arasında ciddi fark oluştu.
                Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de şekerin ortalama kilogram fiyatı 2021 yılı başında 5 lira 41 kuruştu. Fiyatlara şubat ayına kadar yaklaşık yüzde 52 zam geldi. Türkiye genelinde, 2017-2018’de yaklaşık 4,3 liradan satılan şekerin fiyatı son beş yılda ise yüzde 100’e yakın artış gösterdi.
               Ziraat Mühendisleri Odası, İstanbul Şube Başkanı Sayın Murat Kapıkıran’, özelleştirmeler sonrası fiyatta ikili bir yapı oluşmasından kaynaklandığını belirterek,"Türkşeker, şekeri genellikle tüccarlara ve sanayiye satıyor ve bu satıştaki 50 kilogramlık çuval fiyatları 270 lira iken toptancılar bunu 700 liradan satabiliyorlar. Piyasada büyük bir kontrolsüzlük var" dedi.
                Şeker Fabrikalarının özelleştirmesinin gündemde olduğu günlerde, Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı Sayın İsa Gök, İdaresi Başkanlığı’ nın adeta yangından mal kaçırırcasına, sat-kurtul mantığıyla, ülke menfaatleri ile örtüşmediğini söyleyerek, "257 milyon dolar değer biçilen şeker fabrikaları, 10 milyon dolara satılacağını" belirterek, ihaleyi yargıya taşıyacaklarını söylemişti.        
                 Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı Sayın İbrahim Yetkin, ise yaptığı yazılı açıklamada, 25 şeker fabrikasının kamu hisselerinin özelleştirilmesi için,  ihale sürecinin başladığını hatırlattı.
İşletmelerin kapatılması durumunda, şeker üretiminin yüzde 40-50, özel sektöre,  istihdamın da yüzde 50-60 azalacağını, yan sektörler ve yöresel ekonomilerde, ciddi gerileme yaşanacağını savunmuştu.
                 Avrupa Birliği ile IMF’ye verilen taahhütler çerçevesinde, tarım sektöründe gerçekleştirilen reformları ile  tarımı sektörü kan kaybetti. Özellikle şeker pancarı, tütün ve fındık gibi önemli tarımsal ürünlere getirilen üretim kotaları ile özelleştirme gibi politikaları içeren bu politikalardan üreticiler doğrudan etkiledi.
                 Türkiye’nin 64 ilinde pancar ekimi yapılıyor. 1 buçuk milyonu aşkın üretici var. 1951 yılında kooperatifler halinde yapılanmaya başlayan ekiciler, 43 yıldır Pankobirlik (Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği) çatısı altında temsil ediliyor.
                 Şeker Yasası’nın kabul edildiği 2001 yılından bu yana tam 20 yıldır gündemden düşmeyen Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) kotası sürekli gündeme geldi. Resmi Gazete’nin 5 Haziran 2021 tarihli sayısında yayınlanan "Şeker Kotalarının Düzenlenmesi ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik" kafaları karıştırdı. Hükümet ve muhalefet karşı karşıya gelmişti.
                  Pankobirlik Genel Müdürü Sayın Taner Taşpınar, NBŞ (Nişasta Bazlı Şeker) kotasının artırılmasıyla birlikte şeker pancarı üretiminin gerilediğini ifade etmişti.:
                Şekerli Mamul Sanayicileri Derneği (ŞEMAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Kopuz, şekerde kota uygulamasının sonlandırılması gerektiğini belirterek ,”. Kota sisteminin de gözden geçirilmesi ve kota uygulamasının sonlandırılmasının uygun olacağını düşünüyoruz." İfadelerini kulandı
                 Şu bir gerçek ki geçmişte, tarımsal üretim açısından kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olan Türkiye, gıdada dışa bağımlı bir ülke haline getirildi. 1980 yılına kadar, önemli aşama kaydeden tarım sektörü, bu tarihten itibaren, hızla düşüşe geçti.
               Türkiye’ye, dayatılan neo-liberal politikaları destekleyen yönetimlerin tavrına, küresel ısınmayla gelen olumsuz iklim koşulları ve tarım alanlarının ranta açılması da eklenince;  en temel gıda maddelerini bile, ithal eden ülkeye dönüştü.
                 Avrupa ülkelerinde, bütçenin yüzde 45’ i, tarımsal desteklere ayrılıyor. Bizde ise bu destek, sadece yüzde 2 civarında. Üstelik tarım sektörünün, toplam işgücünün neredeyse yarısını tarım sektörünün istihdam etmesine rağmen, siyasi iktidarlar tarafından, tarıma gereken değer verilmediği gibi, mazot, gübre ve ilaçtaki yüksek vergiler de ivme kazandı.
                Tarım Sektöründe, mazot, gübre ve ilaçtaki yüksek vergi oranlarının ve tarım sektöründe her türlü kota kaldırılmalı, doğrudan gelir desteği yerine, gelişmiş ülkelerdeki gibi, fiyat desteği uygulamasına dönülmelidir.
                Tarım alanlarının, yok edilmesinin önüne geçilerek, tam tersine koruma altına alınması; ulusal bir su politikası aracılığıyla, tarımsal kuraklıkla mücadele edilmeli, doğal afetler sonucunda oluşun zararlar karşılanmalıdır.
              Şeker fabrikaları, ülke sanayinin oluşturulmasında, kilit rolü oynamış tarımsal sanayi kuruluşlarının başında yer almıştır. Şeker fabrikaları satılacaksa, özel şirketler yerine,  pancar üreticileri kooperatifleri, sendikaların veya halkın katılımıyla oluşturulacak kuruluşlara satılmalı,  ya da mülkiyeti devlette kalmak üzere kiralanmalıydı. Veya  şeker sektörüne, üreticilerin söz ve karar sahibi olacakları örgütleri egemen olmalıdır.
                  Nitekim İngiltere’de de özelleştirme yapıldı Ancak sosyal boyutu öne çıkarılmış, "PAYDAŞ TOPLUM" kavramı geliştirilmiştir. Özelleştirmelerde, halka arz uygulamalarına, öncelik verilmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi