4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

TERÖR VE TÜRKİYE

Kayseri' de, 17 Aralık 2016 Cumartesi günü, saat 08.45 sularında, Kayseri Komando Tugay Komutanlığından, izine çıkan er ve erbaşları, taşıyan araca yapılan bombalı araç saldırısında, Kahraman 14 asker şehit olmuş, 55 askerde, yaralanmıştır.
Kahraman şehitlerimize, Allah' tan rahmet, yaralı olanlara da acil şifalar diliyoruz.
Bu gelişme ve son aylarda, yaşanan, terör olayları göstermiştir ki, Türkiye, dışarıdan, dinci-mezhepçi, içeriden, etnikçi, terör saldırılarıyla, karşı karşıyadır. Emperyalist ülkeler, örtülü olarak, terör örgütlerini, özellikle de PKK terörünü, teşvik ediyor, örtülü olarak da destek veriyorlar. Nitekim son terör olaylarında, Devlet yetkilileri, saldırıda kullanılan bombaların, yurt dışında yardım alınarak hazırlandığı ve Türkiye'ye sokulduğu, söylediler.
ABD, AB ülkeleri, Ortadoğu'nun, siyasi ve idari haritasını yeniden şekillendirmeyi hedefliyor. Türkiye'nin, bu düzenlemeden muaf tutulmadığı da bir gerçektir.
Ayrıca ABD, Kuzey Irak'ta, ve Suriye' de, bir Kürt devleti gerçekleştirmek istiyor. ABD'nin, PKK ve PYD' ye, destek vermesi, inkar edilmez bir kanıttır.
Diğer yandan, Türkiye'nin, stratejik önemi, ülkemiz ve bölgedeki doğal zenginlikler, nedeniyle, Türkiye' nin ve bölgenin, terör ortamında tutulmasında, bazı devletlerin ve birtakım güçlerin, çıkarları var. Dolayısıyla terör, bir siyasi mücadele aracı olarak kullanılıyor. Hedef, ülkemizi zayıflatmak, bölmek ve destabilize etmektir.
Ayrıca, Ortadoğu ile birlikte, Kafkas ve Orta Asya' nın, zengin enerji kaynakları, Batı, tarafında kontrol altında tutulmak isteniyor. Bu nedenle de Batı ülkeleri, bu bölgelerde kilit durumuna gelen, değişen dünya dengeleri içerisinde Ortadoğu, Balkanlar, Kafkas ve Orta Asya ekseninde kilit ülke duruma gelen, Jeostratejik önemi de artan, güçlü bir Türkiye istemiyor. Terör denen belayı, sürekli gündemde tutarak, ülkemizdeki ve bu bölgelerdeki çıkarlarını korumak ve kollamak istiyorlar.
Aslında bu durumu, yadırgamamak lazımdır. Artık Batı ülkelerindeki insanlar, çeyrek arayla gelen, iki büyük savaştan, gözleri korktu. Bu korku içinde, paktlar ve İttifaklar oluşturuldu. Siyasetçiler, "Barış" kavramını söylemlerinden düşürmediler. Hatta savaş yapmamak üzere, yemin ettiler. Bu durum, politikacıların elini kolunu bağladı.
Bazı Batı ülkeleri, savaşın yerini alabilecek, dünyaya yönelik politika, strateji ve senaryolarını yürütebilecekleri, özellikle de dünyadaki çıkarlarını koruyabilecekleri, şiddete yönelik bir arayış içine girdiler. Sonuçta da "TERÖR" denen belayı buldular. Böylece dünyada, savaşların yerini de terör aldı.
Ayrıca Batı ülkeleri, terör olaylarında çifte standart uyguluyorlar. Paris ve Londra'daki terör olayları ile tüm Avrupa ülkeleri, ABD, hatta Türkiye ayağa kalkıyor. Terörü lanetleyen açıklamalar yapılıyor, terörün, "Küresel Tehdit" olduğu söyleniyor ama Türkiye'deki terör olaylarını yapanlar ise, "MİLİS" ya da "GERİLLA" olarak adlandırılıyor.
Öte yandan Türkiye, terörle mücadelede, geçmişte terörle mücadele yöntemlerini değerlendirmeden, mücadele ediyor. Oysa geçmiş yıllarda, terörle mücadelede, başarılı dönemler oldu. Terörün, en azgın olduğu dönemde, çok zor eğitimlerin ardından görevlendirilen, özel harekâtçılar, teröristlerin, korkulu rüyası olmuştu
Özel Harekât Timleri, PKK' ya karşı, o kadar başarılıydılar ki, bizzat bölücü başı telsizle verdiği talimatlarda, "Özel harekâtçılar ile çatışmaya girilmemesini," istiyordu. Öcalan'ın, yakalanması ve terörün yok olması ile birlikte, Batı'ya kaydırılan, özel harekâtçılar, trafik ve pasaport gibi, bölümlere kaydırıldı, Oysa terörle mücadelede, "ÖZEL HAREKÂT TİMLERİ" çok başarılı sonuçlar almıştı.
Siyasi irade ve Güvenlik kurumları, artık gerçekleri görmelidir. Yeterli eğitim almayan, tecrübesiz, deneyimsiz ve bölgeyi yeteri kadar tanımayan gençlerle, terörle mücadele edilemez. Mutlaka 1993' de olduğu gibi, iyi eğitilmiş, her şart ve zeminde mücadele edebilecek "Özel Harekât Timleri" kurularak, terörle mücadele yapılmalıdır.
Yeterli midir? Elbette değildir. Çünkü terör olaylarında, kimler aktör, kimler figüran, kimlerin de yönetmen olduğu, tespit edilemeyen, kaygan ve kuşkulu bir zemin. Bu zeminde yararlanmak isteyen, devletler ve güç odakları var. O nedenle de terörle yapılacak silahlı mücadele, tek başına yeterli değildir. Toplumun, tüm kesimleri, terörle mücadele de üzerine düşeni eksiksiz yapmak zorundadır.
Ayrıca ilgililer, terörle mücadele konusunda, devletin tüm imkân ve kabiliyetleri seferber edilerek,hukuk ve demokrasi ilkeleri çerçevesinde, gereken her türlü önlemin alınmasına ve mutlak bir kararlılık içinde, uygulanmasına karar verilmiştir.'' Açıklamaları, dün olduğu gibi, bugünde yapılıyor. Ancak çözüm olmadı, gelecekte de olmayacaktır.
O nedenle de Türk milleti, terörle mücadeleyi, iktidar, muhalefet, hükümet, ordu, ve halkla, el ele vererek yapmak zorundadır. Çünkü terörle mücadele, toplumun işidir. İhmale de gelmez. Güvenlik güçlerine, bırakılmayacak kadar da önemlidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi