4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

YERLİ TOHUM VE ORGANİK TARIM

                           
          Yerli tohumlar, ata yadigârıdır. Yıllarca, bu topraklarda, ekilip biçildiğinden, bu bölgelerin iklimine toprağına, diğer şartlarına, zaman içerisinde uyum sağlamışlardır. Ayrıca yerli tohumlar, kendilerini zaman içerisinde, yenileme özelliğine sahiptir. Hastalıklara karşı dirençli, kuraklığa ve iklime uyumludur. Ayrıca  saf ve doğal tohumlar, zaman içerisinde gelişebilme özelliğine de sahiptir.
             Eskişehir’ de, doğal kaynakların korunması ve bozulan ekolojik dengenin yeniden tesisi, sürdürülebilir tarımın, yaşatılması, biyolojik çeşitliliğin devamı, özellikle de Sivrihisar çevresine has,  tohumların korunması ve geliştirilmesi ve organik tarım yapılması, hususları üzerinde geçmişte, pek çok çalışma yapıldı. Ancak arzu edilen sonuç alınamadı.
             Sivrihisar’ da, yetişen, Kepen lahanası ve pırasası, Koçaş patlıcanı, Dümrek nohudu, Okçu fasulyesi, İstiklâlbağı mercimeği, üzüm bağları, mülk soğanı ve diğer ürünlerin, kendilerine has özellikleri ve damak zevkleri aranan ürünlerdir.
               Nitekim geçmişte, Sivrihisar’da uygulamak istenen,  “Kültür”, “ürün” ve “Ağaçlandırma” Projeleri içinde, “Organik tarım” da vardı. Bölge çiftçisine, toplulaştırma,  finans, teknik ve pazarlama gibi, her türlü imkân sağlandığı halde, bölge çiftçisinin, kabul etmemesi sonucu, düşünülen projeler, hayata geçirilemedi.
              Yine Sayın Mevlüt GüMüŞ, döneminde, Tarım İl Müdürlüğü’nün, “Organik Tarım “ ilgili projesi, Sivrihisar’ da,  muhtarlarla yapılan toplantıda, kabul görmedi. Bu gelişmeler gösteriyor ki, Türk çiftçisi, her şeyi devletten bekliyor. Elini de, taşın altına koymak istemiyor. Hal böyle olunca da, Türk ve Eskişehir, tarımı, her geçen gün kan kaybediyor.
             Yine geçmiş yıllarda, ilgililer, organik tarım için, çiftçilere, her türlü maddi ve manevi desteği vereceklerini, tarladan, sofraya kadar, gıda maddelerini, denetlemede yetkileri olduğunu,  bu alanda ciddi çalışma yaptıklarını,  hep söylediler
                Elbette ilgililerin, bu çalışmaları ve hedefleri, umut vericiydi. Ancak. Eskişehir’ de, tarımla uğraşan kişi/kişilere, hedeflere ulaşmak için, vaat edilen katkıdan, yeteri kadar yararlanamadı Oysa tarım, Eskişehir ekonomisin motorudur.
              Ayrıca Eskişehir, 1.365.248 ha. Yüzölçümüne sahiptir.  Kentte, 582.500 ha alan, yani ili yüzölçümünün %42.7’si, tarım arazisidir.   Eskişehir’de sulanabilir tarım arazisi,  350 133 ha.(%59.64), sulanan arazi  83 135 ha (%14.2) sulanamayan arazi ise, 226 102  ha (40.46) dır.
             Hülasa Eskişehir, küçümsenmeyecek miktarda, tarım arazisine sahip bir ildir.
             Ne var ki, mevcut tarım alanları, gerektiği şekilde kullanılmamaktadır. çiftçiler, hala babadan kalma tarım yöntemleri ile ürün elde etme gayret ve çabası içindedir. Dünyadaki tarımla ilgili gelişmeleri, takip etmedikleri gibi,  Kendisine önerilen ve tanına imkânlardan  da yeteri kadar yararlanamadılar veya dikkate almadılar.
              Elbette bugün, tarımın içine düştüğü girdapta, siyasi otoritenin sorumluluğu vardır ama tarımdaki olumsuz tabloda,  ziraat odaklarının ve çiftçilerimizin de payı büyüktür.
              Eskişehir çiftçisi, tarım alanında, söz sahibi olmak, mahsulünü değerinde satmak en önemlisi de refah seviyesini yükseltmek istiyorsa, mutlaka dünyadaki tarımla ilgili gelişmeleri, yakından izlemek, uygulamak, ve örgütlenmek zorundadır.   
              çünkü Dünya’ da ve ülkemizde,  organik ürünlere karşı tüketicinin ilgisi az  değil. Tarımın geleceği de organik tarımla orantılıdır.  Bugün, 130 ülkede 24.1 milyon hektarlık alanda sertifikalı olarak, organik üretim yapılıyor.
               Organik gıda, tüm üretim sürecinde, kimyasal ilaç, hormon, sentetik gübre, katkı maddeleri kullanılmaksızın üretilmiş ve de genleriyle oynanmamış olan ürünlerdir. Sağlık açısından da son derece önemli ürünlerdir. Bu nedenle ve dünyada artan destekleyici hükümet politikaları, sağlık ve çevresel konularda, bilinçli tüketiciler ile organik gıdalara olan talebin, büyüyerek devam edeceği de bir gerçektir.
            Organik tarım, üretilen ürünlerin, insan sağlığına zarar verebilecek, kimi atıkları barındırmasının önüne geçerek, hastalıkların yayılması/oluşmasını ciddi oranda engeller, gelecek nesilleri korumak için, onlara sağlıklı besinler sunar.
               Türkiye ve Eskişehir, dünyadaki organik tarımla pazarından, payını almalıdır. Gerçi TüİK verilerine göre, 2011 yılında, organik tarım geçiş süreci dahil toplam ürün sayımız 225,toplam çiftçi sayımız 42,460,organik tarım yapılan toplam alan 614,618 ha ve toplam üretimimiz 1,659,543 tondur.ülkemizde organik tarım yapan çiftçi sayımız her geçen gün artmaktadır.
                Yeterli midir? Elbette değildir. Türkiye ve Eskişehir, daha fazla organik ürün üretmek,  yerli tohumu ve insanın sağlığını korumak ve ihracat gelirlerini, daha da artırmak zorundadır. Organik tarım için,  ülke genelinde ve Eskişehir’de, yeterli imkân ve olanaklar vardır.  Yeter ki organik tarım için, ilgililer ve çiftçilerimiz, elini taşın altına koysun.




















Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi