Ambulansın acı sesi onun haykırışıdır....

Eskişehir’de babaannesi, amcası ve halası tarafından gördüğü eziyet sonucu hayatını kaybettiği 6 yaşındaki Elif Nur…

Geçtiğimiz Aralık ayında…

Bir kış mevsiminde…

Soğuğu iliklerimize kadar hissettiğimiz bir mevsimde açlık mıydı, soğuk muydu, eziyet miydi onu öldüren bilmiyoruz ama dün gibi aklımızda olay…

Sebebinin hiç önemi yok.

Öldü 6 yaşında Elif Nur…

İsyan edemeden, karşı çıkamadan, sesini duyuramadan, dört duvar arasında.

Çocukların en büyük tepkisi “ağlamaktır” ya hani…

Ağlayamadan gidişi koydu en çok içimize…

Ya da ağlarken sesini duyuramamanın çaresizliğini gördü, bir süre sonra pes etti.

Ağlamanın çare olmadığını anladığı günkü çaresizliği yüreğimizin bir köşesine oturdu.

Ağlamak isyandır ya hani çocuklarda!

İşte boğazımıza onun “gözyaşısızlığı” düğüm oldu.

Suçluyuz!

Sesini duymadık!

Üzgünüz!

Elimizi uzatamadık.

Vicdan azabı çekiyoruz.

Yaşama sevinciyle sokaklarda gülücükler saçmasını gereken bir bedeninin yok oluşuna tanıklık ettik.

Her gün azar azar öldü Elif Nur…

Sabaha karşı dörtte, ambulans seslerinin içerisinde…

Belki de aylardır duyuramadığı sesini haykırdı “siren sesi…”

Acı acı haykırdı.

Bu olay yüreğimizde “kurşun yarası gibi”

Her konuşulduğunda, her anlatıldığında tekrar yaralıyor, tekrar acıtıyor.

Elif Nur zaten zayıf bir kızdı demişler…

Hepimizden güçlüydü aslında…

Onun ölümü bir direniş hikayesidir!

Ambulansın acı sireni de onun haykırışıdır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi