Aşk nedir?

Gerçek aşk, sağlık belirtisidir. Olumlu bir duygudur. Kişiye ruh ve beden olarak yararlı katkılar yapar. İnsanın değişim ve yenilenme ivmesini artırır. Mutlu olmanın tek yolu bu olmasa da; aşk, insanı mutlu eder. İnsanın kendisini ve çevresini daha iyi tanımasına ve anlamasına vesile olur. Çünkü aşk, değişim için değerli bir öz içerir; bu durum da insanın kendini, çevresini ve uzak ufukları daha iyi algılamasının yolunu açar. Özetle; aşk iyidir.

Bazen mutlu olmak için bazı seçenekleri fazlasıyla abartırız. Örneğin mutlu olmamızı engelleyen en önemli sorunun aşk yoksunluğu olduğunu düşündüğümüz zamanlar olur. Aşk olabilse, yaşamımızdaki tüm sıkıntıların bir anda aşılıvereceği gibi bir fikre takılıp kaldığımız olur. Hâlbuki mutlu olmak ve aşk, genelde birbirinden iki farklı olgudur. Mutlu olmak için aşk gibi bir ön koşul olmadığı gibi, aşk sandığımız sürecin bizi mutlu edeceğini de garanti edemeyiz.

Eğer gerçek aşktan söz ediyorsak, bu duygunun iki yönlü olarak –eşit olmasa da– eşdeğer iyilik ve olumluluk içermesi gerekir. Eğer mutlu olmak adına kendimizi gerçek olmayan bir aşkın kollarına atıyorsak, kısa sürede başımıza gelecek olan kuşku, saygınlık yitimi, özgüven kaybı, karamsarlık ve kişilik-kimlik erozyonudur. Eğer aşkın varlığımızda yapması gerekenleri ölçebilseydik, genel anlamda kendini ‘iyi’ hissetme dışında yaşama sevincimizin arttığını ölçebilmemiz gerekirdi.

Yardım alamayacağınız bir tabelasız kavşağa geldiğinizde; başınıza gelebilecek iki muhtemel durum var demektir. Birincisi; seçtiğiniz yolun, sizi arzuladığınız yere ulaştırmasıdır. İkinci olarak kötü ihtimal ise yanlış yolu seçmeniz durumunda her arzuladığınız yere ulaşamayacaksınız, hem de yeni bir deneme için geri dönüp tekrar başlamanız gerekecektir. Hiç kuşkusuz; yanlış yolu tercih ettirmenin sizde zamandan başka enerji kayıplarına neden olması da kaçınılmazdır.

Pek çok insan için aşk, kuş uçmaz ve kervan geçmez bir dağ başında tabelasız kavşak gibidir. İki yoldan birini –aşkı ya da yalnız kalmayı– tercih ettiğinizde bu seçimin size yansıyan sonuçları olacaktır. Doğru bir kişi ve doğru bir ilişki ile sonunda pişman olmayacağınız bir süreci yaşarken, yanlış seçimde ciddi sorunlar ve önemli kayıplar yaşayabileceksiniz.

Aşk konusunda yanlış seçim yapmak, bu yolun sonu anlamına gelmez. Önemli olan, kişinin aşkın yarattığı gönül sarhoşluğu ile bu süreci izleyip denetlemekten kendini alıkoymamasıdır. Hatalı bir aşk ilişkisinde yanlışların zamanında farkında olmak, kişiyi yıpratmak ve enerji kaybettirmek yerine onun yaşam hakkında doğru deneyimle donanmasını sağlayabilir. Her ne kadar aşk konusunda çok sayıda ve değişik içerikte kitap yazılmış olmasına rağmen aşkın kitabı yaşamın kendisidir. Bir anlamda her birey, kendi aşk kitabını kendisi yaşayarak –ya da yaşamayarak– kendisi yazar.

Aşk ile ilgili doğru ölçümler yapabilmek için bir ipucu olarak şunu söyleyebiliriz. Gerçek aşkın kişiyi canlılığa, yaşam sevinci artışına ve yenileşmeye açması beklenir. Örneğin aşk olduğunu düşündüğünüz duygu ile kendinizi daha atıl, hareketsiz ve karamsar buluyorsanız, yanlış bir ruh hali içinde olduğunuzdan veya mevcut olanın aşk olmadığından kuşkulanabilirsiniz. Yine aşk ilişkisi ile kendinizi bir hapishaneye kapatılmış olarak algılıyorsanız, yine yolunda gitmeyen bir şeyler var demektir.

Aşk, aritmetik değildir. Aşk, fizik ya da kimya da değildir. Aşk, insanı pek çok canlı ve cansızdan ayırt eden en önemli imtiyazlarımızdan biridir. İnsan olmanın zorluğunu, aşk da kendi içinde taşır. Durumu böyle bilip adımlarımızı bu farkındalıkla atmamız gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi