
Buğrahan Doğangil - DUVAR
Bayram yine bazılarına bayramdı
Açıkça bir şey itiraf edeyim mi?
Ben aslında ülkedeki ekonomik gidişatın vahimliğinden, vatandaşın açlıkla mücadele ettiğini anlatmaya çalışmaktan çok yoruldum. Bu nedenle de, “Bir daha bu konulara çok girmeyeceğim.” diyorum kendi kendime ama engel de olamıyorum.
Üstüne üstlük bir sorumluluk hissediyorum. Halkın durumunu konuşmamak, bazı şeyleri görmezden gelmek de olmuyor.
Hal böyle olunca Kurban Bayramı tatili dönüşü ekonomiden bahsetmeden edemedim.
Bayramlar ülkemizde maalesef artık sembolik bir güne evrilmiş durumda. Bence bayramlar bir de, ülkenin ekonomik tablosunun negatif görünümünde ciddi aktörler olan beyaz yaka tabir edilen çalışanlar, tüccar ve sanayiciler, bir de ülke şartlarına göre zenginleşmiş işçi ve memurlar için tatil fırsatı haline gelmiş durumda.
Bu saydığım zümre neden negatif bir görüntü ortaya çıkarıyor hemen sizlere açıklayacağım. Ancak öncesinde ülkedeki ekonominin bu denli kötü gidişinin ana aktörü olan bu hükümet ve geçmişteki başarısız hükümetleri, onların politkalarını söylemeden geçmek istemiyorum.
AKP hükümeti halkın büyük bölümünü yoksulluğa sürükledi bu açık bir gerçek. Bunun yanında oldukça zengin olan en üst sınıfı kolladı ve bu sınıfa yeni isimler dahil etti. Aynı zamanda en üst tabakaya yakın yeni bir “AKP Zenginleri” sınıfı yarattı.
Seküler zenginler de kendi fırsatlarını AKP sayesinde yakalayarak bir alt zümre de onlar oluşturdu.
Bunların altında küçük tüccarlar, üst düzey beyaz yakalılar, yöneticiler, üst düzey memurlar ve zenginleşmiş işçilerden oluşan bir zümre daha karşımıza çıkıyor. Bu kesim ülke ne şartta olursa olsun gayet nitelikli bir hayat sürebiliyor ne hikmetse…
Bunların altında ise beyaz yaka çalışanlar, bazı memurlar, ülke şartlarına göre iyi maaş alabilen işçiler vs. şeklinde oluşan bir kesim daha var. Özellikle bu kesim hükümetin ülkenin yarısından fazlasını mağdur ettiğini gizleyen, herkesin gözü önüne serilmesini engelleyen kesim diyebiliriz. En azından ben böyle düşünüyorum…
Zaten bazı sanatçılar, iş insanları, tüccarlar, politikacılar gibi zümrelerin zengin olmadığı kapitalist bir sisteme pek aşina değiliz. Yani bu nedenle saydığım kesimlerin zengin gibi yaşamasına hükümet de alışık halk da.
Ancak bu orta sınıf sayılabilecek kesim sosyal medyada birbirini tabiri caizse gazlayarak haddinden ileri bir hayat yaşama peşine düşüyor. Üzerine Türkiye’de artık mal mülk edinmenin de çok zor olması orta sınıfı ülkemizde turist gibi yaşamaya itiyor.
Bu arkadaşlar ceplerindeki sınırlı para ile olsa dahi lüks yaşamı zorladıklarından ötürü fakirliğin, yoksulluğun üzeri biraz örtülüyor. Kredi kartına böldürdüğü tatilde, en pahalı beach’ten story atmak için yarışanların ülkesiyiz biz. Yoksulun ülkesi olamıyoruz maalesef…
Oysa memleket öyle bir halde ki Kurban Bayramı’nda et yüzü göremeyen milyonlarca vatandaşımız var. Tatil yapmayı bırakın, kurban kesmeyi bırakın kirasını ödemek için bayramda bile 7/24 çalışanlar var.
Bu ülkenin gerçek yüzü maalesef yoksul kesim. Ancak yoksulu bayramda da olsa ne gören var ne duyan. “Infulence” edilmiş ve aptallaşmış bir orta sınıf, zaten ülkenin durumu pek umrunda olmayan üst sınır, ticaretine bakan ve cebindeki para pek değer kaybetmeyen en üst sınıf için ise bayram yaşandı evet.
Bayramda tatiller yapıldı, gezildi tozuldu, kurban kesen kurban kesti, şaşalı sofralar kuruldu belki ama gariban yine bayramı gariban gibi geçirdi.
Bayram yine bazılarına bayram oldu…
Durumu daha fazla ajite etmek istemiyorum ama çocuğuna pantolon alamadığı için canına kıyan, bir parça yemek bulamadığı için üzüntüden kahrolan, toplumdan kopan insanları ne çabuk unuttuk.
En azından bayramlarda paylaşmayı, paylaşma kültürünü yaşatmayı bu kadar unutmasaydık.
Herkese keyifli bir gün diliyorum, sevgiyle kalın…