Gürcan Banger
Demokrasi ve eleştiri
“Demokrasiyi, halkın kendi kendini yönetmesi” olarak biliriz. Klasik bir tanım olarak yanlış sayılmaz; ama yaşadığımız çağ açısından bu tanımın eksikli olduğunu da söyleyebiliriz. Demokrasi, Antik Çağ’dan 20’nci yüzyılın son çeyreğine kadar olan dönemde; yönetim sisteminde halkın iradesinin egemen olması ve yönetenlerin halk tarafından denetlenmesi olarak anlaşılır. Bugün ise bu kavram; katılımcılık, çoğulculuk ve çok-kültürcülük gibi yeni unsurlarla değişime uğruyor. Değişim gerçekleşirken, bir yandan da yeni sorunlar ve temsili demokrasinin yetersizliğinden yeni ikilemler oluşuyor.
Dünya literatüründe demokrasi konusunda yeni açılımlar getiren o denli çok bilim ve düşün insanı var ki… Bunlar arasında –herhangi bir sırlamaya tabi tutmadan– aklıma geliverenler olarak Samir Amin, Hannah Arendt, John Rawls, Jürgen Habermas, Seyla Benhabib, Benjamin Barber, Chantal Mouffe, Carl Schmitt gibi isimleri sayabilirim. Saydığım ve sayamadığım bu isimler, demokrasi teorisinin gelişmesi yönünde ciddi düşünsel çalışmalar, yaptılar, yapıyorlar. Gerçekten günlük yaşamda da demokrasinin anlamı biraz daha genişleyip zenginleşiyor. Örneğin demokrasiye uygun kişilik özelliklerine baktığımızda, artık demokrat olmanın pek sıradan ve kolay bir özellik olmadığını görüyoruz.
Halkın, yönetim hakkını kullanıp işleyişi denetleyebilmesi için bireylerin sosyal, politik ve kültürel konularda duyarlı olmaları gerekiyor. Ancak çevresinde olup bitenlere karşı duyarlı olan insanlar, yönetime katılma ve denetleme konusunda irade ve inisiyatif sahibi olabilirler. Buna duyarlı ve farkında yurttaşlık diyebiliriz. Demokrasi, yeni bireysel özellikleri yanında toplu ve katılımlı irade olduğundan işbirliği, konunun önemli kavramlardan biri olarak yer alır. Bu nedenle bireylerin birbirlerini kabul etme, karşılıklı saygı gösterme ve birlikte çalışabilme özelliklerine sahip olmaları gerekir.
“Ben yaptım oldu”, “Kimse benden iyi bilemez” veya “Bilirsem ben bilirim” tarzına sahip demokratiklik özelliği eksik insanları çevrenizde görebilirsiniz. Bu kişiler, asla yanıldıklarını kabul etmezler. Yanıldıkları zaman da “dün dündür; bugün bugündür” olur. Bu tür insanların zihninde paydaş kavramı oluşmamıştır. Hâlbuki demokrat bir birey, öncelikle yanılabileceğini ve bundan ders alıp tutum ve davranışlarını düzeltebileceğini kabul eden bireydir. Yaşamın paydaşlarla birlikte yer alınan bir ilişkiler ortamı olduğunu bilir.
Gerçekten demokrat kişilik yapısı, her zaman yeni durumların olabileceğini kabul eden, dolayısıyla yeni gelişmelerle görüş ve düşüncelerine değiştirebileceğini benimseyen özelliktedir. Kimse yanılmaz değildir. Değişimin kendisinin bile değiştiği bir dünyada başka türlü olmak mümkün müdür?
Toplumumuzda en zor anlaşılan kavramlardan biri de eleştiridir. Eleştiri, kolayca bir karalama kampanyası haline dönüşebilirken, eleştirilen de kritikleri kabul etmekte hayli zorlanır. Demokrat kişilik, hem eleştirilere tahammüllü olmayı hem de eleştirinin dozunu yapılan yanlışı düzeltmek olarak anlamayı zorunlu kılar. Eleştiri, denetlemenin en önemli araçlarından biridir.
Demokrat kişi; saydam, esnek ve açık düşünceli olmalıdır. Demokrat insan, kendisini başkalarının yerine koyarak onları anlamayı becerebilen kişidir. Bu da bir diğer özellik olan uzlaşmacılığın kapısını aralar. Uzlaşmacılık, biteviye ödün verme anlamına gelmez tabii. Çatışmaları yönetip denetleyerek ortak kararlara varabilmeyi hedefler. Demokrat bir insanda aramamız gereken diğer iki özellik saygı ve hoşgörüdür. Bu iki özelliği yeterince geliştirmemiş bir insanın uzlaşmacı olması mümkün değildir.
Mesela, hedeflerimiz olsa…
01 Kasım 2025 Cumartesi 00:05Bir tutam daha kişisel gelişim
31 Ekim 2025 Cuma 00:05Kişisel gelişim üzerine
30 Ekim 2025 Perşembe 00:05Değerleriyle Cumhuriyet
29 Ekim 2025 Çarşamba 00:05Değişimin müzik boyutu
28 Ekim 2025 Salı 00:05Ödüllü siyaset
27 Ekim 2025 Pazartesi 00:05Aşkın özü
25 Ekim 2025 Cumartesi 00:06Kavşaklar zinciri olarak yaşam
24 Ekim 2025 Cuma 00:05Yeni güne başlarken
23 Ekim 2025 Perşembe 00:05Yaşamdan ne umduğumuz…
22 Ekim 2025 Çarşamba 00:05