Buğrahan Doğangil - DUVAR

Buğrahan Doğangil - DUVAR

Gidişat karanlık…

Ülkede gidişat hemen her açıdan, her yönden karanlık. Ancak ben bugün iki konu üzerinden gidişatın ne kadar karanlık olduğunu anlatmaya çalışacağım.

Birincisini tahmin etmişsinizdir zaten…

Cumhuriyet Halk Partisi merkezli tüm muhalefete hükümet tarafından ciddi bir operasyon çekiliyor ve tabiri caizse muhalefete ayar verilmeye çalışılıyor hatta muhalefet yok edilmek isteniyor.

Muhalefet deyince AKP dışındaki ya da Cumhur İttifakı dışındaki tüm partiler falan aklınıza gelmesin. Kimileri AKP’nin çoktan arka bahçesi olmuş, kimileri ise siyasi ömürlerini doldurmuş.

Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda siyasi parti mevcut hükümetin dikta imparatorluğuna karşı direnmeye çalışıyor görünümünde.

Bunlardan da halkta karşılığı en yüksek olan, seçimlerde oy potansiyeli en yüksek olan ve örgütsel gücü en yüksek olan, rakamlara ve genel tabloya baktığımızda açıkça Cumhuriyet Halk Partisi.

CHP’nin Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu öncülüğünde büyük bir ivme kazanması mevcut hükümet ile AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok fazla rahatsız etti. Bunu her hamleden anlamak mümkün.

Son olarak CHP’nin İstanbul İl Kongresi iptal edildi ve geçersiz sayılan seçimli kuruldan ötürü mevcut İl Başkanı Özgür Çelik’e görevinden el çektirildi. Yerine ise “kayyum” Gürsel Tekin’i atamayı uygun buldu.

Bu rezaletin açıklaması yok!

Neyse ki CHP kurmayları çabuk aksiyon alarak Gürsel Tekin gibi operasyon çocuklarını partiden ihraç etmeye karar verdi.

Rezaletin detayları da televizyonlarda boy boy, gazetelerde sayfa sayfa mevcut. Burada lafı hiç uzatmamayayım o yüzden…

İstanbul’un iptali CHP’nin tarihe geçen seçimli Genel Kurulu’nun iptaline giden yolu açmak için yapıldı. 15 Eylül’de partinin genel kuruluna yönelik açılan davanın mahkemesi var. Buradan çıkacak karar CHP için iyi olacağa benzemiyor.

Sonuç olarak mevcut hükümet Erdoğan’ın tahtından inmemesi ve sarayında oturabilmesi için gözünü karartmış durumda. Ne hukuku ne adaleti?

Ben 25 Mart’taki yazımda “Yeni Türkiye’de seçim olmayacak mı?” diye sorduğumda “Olur mu öyle şey?” diyenler vardı. Gülenler vardı.

Şimdi o gülenler ağlayacak vaziyete geldi…

Bal gibi de olur. Oluyor da hem de gözlerimizin önünde.

AKP hükümeti tüm muhalif sesleri sindirerek ve CHP devlet gücünü kullanarak lağvederek demokrasinin cenaze namazını kıldırmaya hazırlanıyor.

Bu hadise gerçeğe dönerse siz hangi demokrasiden, hangi seçimden bahsedebileceksiniz?

Velev ki CHP kapatıldı. Ya da başına kayyum diye operasyon çocukları atandı…

Genel seçime gitmenin ne anlamı var?

Muhalefetin en güçlü partisi amiyane tabirle iptal olmuş. MHP’si DEM’i osu busu AKP’nin kayığına çoktan binmiş…

Halk tüm bunlara rağmen sus pus oturuyor…

İYİ Parti, Zafer, Saadet ve Anahtar Parti gibi siyasi partiler kimden güç alarak seçime girecek? Kimden güç alarak muhalefet yapacak.

CHP kapatılır ya da partiye kayyum atanırsa ülkede bir devrin sonu gelmiş demektir.

Atatürk ve yol arkadaşlarının kurduğu cumhuriyet rejimi ortadan kalkmış ve yerine bir monarşi rejimi getirilmiştir.

Bence olay bu denli ciddi, bu denli dikkat edilmesi gereken bir olaydır.

Yolun sonu bu defa gerçekten karanlığa çıkacak, çıkmak üzere…

Gidişatı karanlık olan diğer bir konu da şiddet.

Ben bu kadar insanların şiddete özendiği, özendirildiği ve bunların kasten yapıldığı bir dönem daha görmedim.

Bu yazıyı kaleme almadan hemen önce duydum ki henüz kimliği belli olmayan şahıslar AKP İl Başkanı Gürhan Albayrak’ın Basın Danışmanı Enes Yalçın’a evinin önünde saldırı düzenlemiş.

Enes kardeşime geçmiş olsun dileklerimi bir kez daha iletiyorum.

Bu olay cereyan edince kaç gündür aklımda olan konuyla ilgili de bir iki kelam etmek istedim.

Televizyon dizilerinde sevimli gösterilen mafyalardan, sokak çetelerinden başka bir şey yok.

Sosyal medyada kaba saba, suçlu, suça meyilli ve her türlü maddeyi kullanan insanların sevimli gösterilme çabasını izliyoruz.

Trafikte terör, sporda terör, taciz terörü, cinayet terörü ülkede hangi şiddet eylemini ararsanız var. Hem de çok var.

Bizi bu hale kim getirdi? Ne getirdi? Bunu boylu boyunca düşünmek zorundayız.

Yoksa Enes’lere saldırılar da bitmez, 15 yaşında kız çocuğunu katleden 20’lik tas kafa, müptezeller de bitmez bu ülkede.

Yazık, çok yazık, ülkenin her yerinden çamur akıyor…

Herkese keyifli bir gün diliyorum. Sevgiyle kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Buğrahan Doğangil - DUVAR Arşivi