Seda Kağıtcı

Seda Kağıtcı

Hayat kısa ve sen değerlisin…

Hayat kısa ve sen değerlisin…

Samimiyetin dili yoktur, o gözlerden anlaşılır. Yapmacık tavırlar, sahte gülümsemeler, soğuk tokalaşmalar, süslü ama yalandan sevgi sözcükleri ele verir yürekten geçenleri ama gözler asla yalan söylemez…

Birinin gözlerine bakıp samimi mi, değil mi çok rahat anlayabilirsiniz aslında. İnsan zamanla olgunlaşır, tecrübe kazanır hayatta. Yaşadığı her şeyden bir ders çıkarır. Her şeyin görünen yüzünün yanında bir de görünmeyen öteki yüzü olduğunun ayrımına varır.

Etrafındakileri daha iyi tanır. Kim dost görünümlü hain, kim gerçek dost daha iyi ayırt eder. Hani derler ya ‘insan sarrafı’ diye. İşte gerçekten yaş ilerleyince olunabiliyor insan sarrafı. Kim doğru söylüyor, kim yalan söylüyor, kim atıyor, kim usturupsuz sallıyor hepsini anlayabiliyor insan ve yapmacık tavırları şıp diye seziveriyor. Yalanlarına kendi bile inananlara da içten içe gülüp, üzerinde bile durmadan geçip gidiyor. Fazla umursamıyor yani çevresindeki sahte yüzleri. Kendine iyi gelenlerle bir arada olup, menfaatçi takımını da önce yavaş yavaş kendinden uzaklaştırıp zamanla siliyor. Çünkü ruhunu daraltanlara, kalbini karartanlara, konuşmaktan bile haz duymadıklarına, bir şey paylaşmaktan keyif almadıklarına kalem çekmek insana bir müddet sonra daha kolay geliyor.

İlişkiler, insanı eğer yıpratıyorsa ilişki olmaktan çıkıp işkence haline geliyor. Dostluk, işin içinde çıkar yoksa anlamının hakkını gerçekten veriyor. Aşk, menfaatlerin ötesindeyse ve içinde saf sevgi varsa gerçekten aşk oluyor ve uzun soluklu bir beraberliğe dönüşebiliyor.

Zaman herşeyin en iyi ilacı olduğu gibi insana da çok şey öğretebiliyor. Sırıtmakla gülmek arasındaki farkı, mutluluğuna gerçekten ortak olanla, mutluluğundan hasetlenen arasındaki farkı, gözden çıkan kıskançlık ateşiyle, gözbebeğinde beliren sevgi yansımasını zaman insana bir bir öğretebiliyor. İşte buna büyümek, olgunlaşmak yada hayatı anlamak deniyor.

Yeryüzünde dertsiz insan elbette ki yok ama en büyük sebep de stres çaresiz hastalıklara. Dünya yalan dünya, ölümlü dünya… Ne ederse önce kendine ediyor insan bu hayatta. Onun için unutma ki senden daha değerli hiç kimse ve hiç bir şey yok bu üç günlük dünyada.

Eğer hayatında olduğunu sandığın insanlarda samimiyet yoksa, kalpleri iyilikten beslenmiyorsa, paylaşmak sadece ekranda gördüğün bir reklamsa, üzüntünde aradığın o dost omuz sadece bir filmin fragmanında gördüğün iki dakikadaysa, sevgi beş harften oluşan bir kelime ve aşk masallardaki gibi mutlu bitmiyorsa orda dur diyeceksin elini kaldırıp hayatına ve hayatında olanlara. Noktayı cümlenin sonunda değil, bazen de tereddüt ettiğin yerde koyacaksın. Çünkü hayat kısa ve sen değerlisin. Önce kendi hayatının kıymetini bilmeli ve varolduğuna, aldığın her nefese nedensiz yere her gün, her an şükretmelisin!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Seda Kağıtcı Arşivi